Şavşat ve Kültür-Sanat Şiirler
Köyümüz
Tarlayı, bostanı ekemez olduk
Arpayı buğdayı biçemez olduk
Kışlaya, yaylaya çıkamaz olduk
Sanki terk edilmiş bizim köyümüz
Çocuklarımız köylerinde durmadı
Anneler doyumca evlat görmedi
Gaddar gurbet aldığını vermedi
Sessiz, hem öksüz kaldı köyümüz
Nice nesillerimiz burda büyüdü
Onlar hep karnını burda doyurdu
Neden terk ettik ki bu güzel yurdu
Sanki yetim kaldı bizim köyümüz
Tarla sürmek için mogdam olurduk
Çapa vurmak için ırgat verirdik
Bütün düğünlerde makar dururduk
Bak şimdi ne hale geldi köyümüz
Temmuzunda tırpanlarla düşerdik yola
Kimi Ardahan, kimi Göle yurduna
Beş paraya ter döker vururduk zoğa
Kendine bile ırgat kalmadı köyümüz
Gün döndü mü yaylasına giderdik
Hem hal olur yolda sohbet ederdik
Yaylaya önce varanı merak ederdik
Bu heyecanların nerde kaldı köylümüz
Alı, moru giyer pancarcıya çıkardık
Bölük, bölük olur dağlar gezerdik
Bir araya gelir kebaplar yerdik
Neden selamlaşmaz oldu köylümüz.
Köyler bir olur yedi martlar kutlardık
Heyecanla kurtuluşu temsil ederdik
At yarışı, cirit oynar hem seyrederdik
Nerde bu güzelliklerin şimdi köyümüz.
Arpa, buğday tarlamızda olurdu
Bostanların bolca sebze verirdi
Bahçelerden türlü meyve gelirdi
Nerde kaldı bereketin köyümüz
Neler aldı zaman neler götürdü bizden
Senden beslenirken pazardayız, neden
Üretirdik, alırdık, verirdik istediğimizden
Sen yeterdin bize doyururdun köyümüz
Hep aynı yerdesin, toprağın aynı
Meyve veren dalda yaprağın aynı
Havan, suyun güzel, her şeyin aynı
Kadrin bilmedik, vefasızız köyümüz
29 Nisan 2009, Ankara
Kibar Altunal
Bu İçerik 327 Kez Görüntülendi