Şavşat ve Kültür-Sanat Şiirler
Perişan
Vardım gittim, memlekete ulaştım
Ulaşım rezalet yollar perişan
Şöyle bir bakınca tepeden köye
Mahallem kan ağlar, köyüm perişan
Ne geleni olmuş nede gideni
Terk etmişiz ata dede diyarı
Gurbet elde kurduk ev bark sarayı
Merek kan ağlarken evler perişan
Açıp baktım merek ne halde diye
Oğ odunu çürük kollar perişan
Bedevralar uçmuş sırıklar kaymış
Diregi kan ağlar taşlar perişan
Karapanda kalmış tekirlar mazi
Gemi bir terefta yatıyer zati
Bondruğa bağtım ki nerdadur sami
Sambağı çözülmiş kota’m perişan
Gözlerimdan yaşlar süzüldi akti
Geçen günler içimi kavurdi yaktı
Kimse bilmez yıllar benden neleri çaldı
Dezgah kan ağlarken hızar perişan
Sesizca kapattım kapıyı döndüm
Evime bakarken sarardım soldum
Eşiğe vardım ki içeri girem
Pas tutmuş kilidim ağlar perişan
Aşağıdan merdivanla çıktım ayvana
Gözlerim takıldı kiriş bacaya
Küskün gibi baktı hepsi de bana
Lurslar kan ağlarken holuk perişan
Kapı açılınca girdim içeri
Toz toprak olmuştu sanki her yani
Fare haşerat bir olup, kurmuş mekani
Halı kilim ağlar yatak perişan
Sobamın üstünde boş gügüm kalmış
Saatim yıllarca hep bir de durmuş
Lambama baktım ki sararmış solmuş
Kedel kan ağlarken zirza perişan
Yıllar sonra bir gün olsun güldüler
“Hoş geldin” deyip lisanı hal ile hatır sordular
"Bizi bırakıp da ne olur gitme" dediler
Gönlüm kan ağlarken yürek perişan
Sanmayın bu dert sadece benim
Yüzelli hanelik köy nerede kimin
Kapıların kilitlidir belki de senin
Geçmişin ağlarken Ati’n perişan
Gün akşama vardı veda zamanı
Zalim gurbet vermez bize amanı
Kim bilir ne vakte vuslat zamanı
Geçmişe elveda diyen Ayşe’m perişan.
05/08/2006 Şavşat.
Ulaşım rezalet yollar perişan
Şöyle bir bakınca tepeden köye
Mahallem kan ağlar, köyüm perişan
Ne geleni olmuş nede gideni
Terk etmişiz ata dede diyarı
Gurbet elde kurduk ev bark sarayı
Merek kan ağlarken evler perişan
Açıp baktım merek ne halde diye
Oğ odunu çürük kollar perişan
Bedevralar uçmuş sırıklar kaymış
Diregi kan ağlar taşlar perişan
Karapanda kalmış tekirlar mazi
Gemi bir terefta yatıyer zati
Bondruğa bağtım ki nerdadur sami
Sambağı çözülmiş kota’m perişan
Gözlerimdan yaşlar süzüldi akti
Geçen günler içimi kavurdi yaktı
Kimse bilmez yıllar benden neleri çaldı
Dezgah kan ağlarken hızar perişan
Sesizca kapattım kapıyı döndüm
Evime bakarken sarardım soldum
Eşiğe vardım ki içeri girem
Pas tutmuş kilidim ağlar perişan
Aşağıdan merdivanla çıktım ayvana
Gözlerim takıldı kiriş bacaya
Küskün gibi baktı hepsi de bana
Lurslar kan ağlarken holuk perişan
Kapı açılınca girdim içeri
Toz toprak olmuştu sanki her yani
Fare haşerat bir olup, kurmuş mekani
Halı kilim ağlar yatak perişan
Sobamın üstünde boş gügüm kalmış
Saatim yıllarca hep bir de durmuş
Lambama baktım ki sararmış solmuş
Kedel kan ağlarken zirza perişan
Yıllar sonra bir gün olsun güldüler
“Hoş geldin” deyip lisanı hal ile hatır sordular
"Bizi bırakıp da ne olur gitme" dediler
Gönlüm kan ağlarken yürek perişan
Sanmayın bu dert sadece benim
Yüzelli hanelik köy nerede kimin
Kapıların kilitlidir belki de senin
Geçmişin ağlarken Ati’n perişan
Gün akşama vardı veda zamanı
Zalim gurbet vermez bize amanı
Kim bilir ne vakte vuslat zamanı
Geçmişe elveda diyen Ayşe’m perişan.
05/08/2006 Şavşat.
Bu İçerik 358 Kez Görüntülendi