Neyin İstanbul’u, neyin Bursa’sı
Neyın ev alması, neyin arsası
Neyin dövizidir,neyin borsası
Gelinde oturun Ağaldaba’da

Söylediğim sözler sanmayın henek
Kızılcıktan ayarlayın değenek
Uç tosun, beş koyun, iki da inek
Alında oturun Ağaldaba’da

Aşlayın kirazı, pantalarını
Dişleyin ahıska elmalarını
İşleyin napuzar tarlalarını
Yolun da oturun Ağaldaba’da

Cengelek dediğin güzel yayladır
Çoluk çocuk birbuçuk ay ordadır
Süt ile yoğurdun faydası vardır
Bilinde oturun Ağaldaba’da

Gezinip durmayın deliler gibi
Olmayın cevapsız sorular gibi
Arı kovanına arılar gibi
Dolunda oturun Ağaldaba’da

Ağaç gölgesinde kurun sohbeti
Çalkayıp çalkayıp için şerbeti
Veresiye defterinden gurbeti
Silinde oturun Ağaldaba’da

Gariban kalıyor kuşları bile
Gel gel diyor mezar taşları bile
Sade yazın değil kışları bile
Kalında oturun Ağaldaba’da

Toplayın şehirden tası tabağı
Köyde yiyin patatesi kabağı
Ekmeğin üstüne bal tereyağı
Çalın da oturun Ağaldaba’da

Siz mecbur ettiniz beni yazmaya
Ne gerek var şimdi bana kızmaya
Alıştınız sağ oldukça gezmeye
Ölünde oturun Ağaldaba’da

13.03.2003 ARTVİN