Hasan Torun:
Hayde çıkalım Ziyaret’in başına,
Acıkırsak gidelim kuymak aşına,
Beyaz koçun bakalım mı puşuna
Doymuşlarsa eve gitsek olmaz mı?

Yalçın Temiz:
Ziyarete çıktığına değmez mi
Acıkınca peynir ekmek yenmez mi
Beyaz koçun doymuş olsa yatmaz mı
Biraz daha burda kalsak olmaz mı

Hasan Torun:
Balık sularında olta atılmaz
Tutulanlar yenir asla satılmaz
Kıç ıslanmayınca balık tutulmaz
Balık suyuna da gitsek olmaz mı?

Yalçın Temiz:
Oltayla uğraşma el ile topla
Hele bazı bazı zıpkını sapla
Tava denen kara saplı bir kapla
Yumurtalı yapıp yesek olmaz mı

Hasan Torun:
Camuşları şu çoçlara sürsek mi?
Bataklık var biraz burada dursak mı
Şu kotikin inadını kırsak mı
Biraz da kortlarda yatsak olmaz mı?

Yalçın Temiz:
Camışın inadı eşek inadı
Allah kıymamıştır ona kanadı
Ondan uzak durmak bizden yanaydı
Yaylada hepsini satsak olmaz mı

Hasan Torun:
Dana bızıklanmış, keçiler kaçmış
Ey tembeller davar tepeyi aşmış
Bakın kuzulara aç kurtlar düşmüş
Şu mallara sahip çıksak olmaz mı?

Yalçın Temiz:
Dana bızıklanır çeviremeyiz
Tembeliz tepeyi deviremeyiz
Hele ki aç kurdu doyuramayız
İyi bir çobanı tutsak olmaz mı

Hasan Torun:
Bugün Fayatlı’ya koyun yayalım
Onlar da yaymıştı ona sayalım
Geliyorlar ola! burdan tüyelim
Türkmânlar’la sohbet etsek olmaz mı?

Yalçın Temiz:
Cenkelek mi kaldı Fayat mı kaldı
Koyun kuzu sığır kırat mı kaldı
Bilmem oralarda hayat mı kaldı
Şimdi hayalleri yutsak olmaz mı


Ben dedim Yalçın temiz dedi, işte bu çıktı ortaya...