Onur Yıldırım ve Nilgün Avcı kardeşlerim de burdalarmış son anda farkedince onlara da hoşgeldin dememek olmazdı. En şenlikli sayfalardan biri bizim Gürnatel sayfasıdır haberiniz ola..Tek eksiğimiz resimlerin azlığı. Turgay’ın bu duruma el atacağını umut ediyorum...

Aramıza katılmalarından mutluluk duyduğumuz sevgili Taner Yıldırım Abimize ve Zafer Demirci kardeşime hoşgeldiniz diyor, Korkut’un vatan ve köy aşkına da helal olsun diyorum...Bir de yürek yangınlarına da su serpmeyi meslek edinmiş olan, babam oğlu Erdinç’in bu sayfayı teşrif ettiğini görsek gam yemeyeceğim...Daha bir çok isim var özlemle gözlediğimiz..Onların da suya basılma vakti yakındır. Benden söylemesi, onlar kendilerini biliyorlar...Yakında tek tek teşhir edileceklerini buradan ilan edelim de sonra bir tatsızlık çıkmasın...Köyde bir araya gelemiyoruz bari burada hemhal olalım...Haksız mıyım?

SEVGİLİ KORKUT,
Mesajları teferruatlı okuyunca bana sorduğun sorunun farkına yeni vardım. Allaha şükürler olsun bir yaramazlık yok buralarda. Dört yıl daha Belçika’dayım, eğer olağanüstü bir durum söz konusu olmazsa. Ben de Ardahan’da üç yıl görev yaptım. Zaman zaman özlemle yad ediyorum orada geçirdiğim günleri. Sana vazifende başarılar diliyorum. Enver Abiye de selamlarımı söyle bir ara... Ardahan’a sevgilerimle...

VAY VAY VAY...
Turgay’ın ve Ali Ağabey’in son yazdıklarını okuduktan sonra yazılabilecek tek cumleyi yazıyorum ve herkese selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum: "ŞİMDİ GURNATEL’DE OLMAK VARDI ANASINI SATIYIM!"

EY ÖLÜM...
Sana nasihat edici olarak ölüm yeter...
Ölüm eski bir şeydir, amma her insana yeni görünür...
Ölümü istemek güzel değildir. Ölüme hazırlıklı olmak güzeldir...
Üç şey ölenin ardından kabre gider. Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi döner, birisi kalır.
Dönenler; ailesi ve malı, kalan da amelidir...
Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim...
Ayakta ölmek, dizüstü yaşamaktan iyidir...
İnsanlar uykudadır, öldükleri vakit uyanırlar...
----------------------------------------------
Pakize Ablamız da hayat defterine son noktayı koymuş. Benden bu kadar ey hayat, diyerek Hakka yürümüş. Başta Durmuş amcam ve Yücel kardeşim olmak üzere, hepimizin başı sağolsun...Mekanı cennet olsun...

Ali Abimizin isteği doğrultusunda iletişim bilgilerimi aşağıya yazıyorum.
Cep : 0032 484562 996
e-mail : ercandem64@mynet.com
msn : emir.demir@hotmail.com
adres : Pastoor Paquaylaan 40/11 3550 Heusden-Zolder/ Belgie

Sevgili Kardeşim Haluk...
Küçük de olsa bir operasyon geçirmişsin. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum... Bu vesileyle bütün dost, arkadaş ve komşularıma da selam ve saygılarımı sunuyorum...

Sevgili Tolga;
annene, babana ve kardeşlerine çok selamlarımı söyle. Babana ise özel bir selam yolluyorum, benim yerime o yakışıklı babanın kel kafasından öp olur mu? Oldu olacak, bütün yıldırım sitesi sakinlerine selam ve sevgilerimi ilet bu arada. Ayrıca şiirini çok beğendim...

Sevgili Ali Ağabi;
gülümseten anılarınla siteye ayrı bir renk kattın. Afat Ali ve Yanğunci Yücel ile çıktığım o tehlikeli kinzodamal yolculuğunu asla unutmayacağım. Ayrıca senden Amasya’daki mahkeme anısını da bekliyorum. Ben bu aralar biraz meşgulum o yüzden pek buraya giremiyorum. Yeğenlerime ve Ayşe yengeye selamlar, sevgiler....

Sevgili Turgay;
bak bu kadar dokunaklı şeyler yazarsan, bir daha girmem bu sayfaya.. zaten burnumuzun direği sızlamaktan bir hal olmuş. Şaka bir yana, duygularını çok güzel ifade ediyorsun ve bizlerin de hislerine meccanen tercüman oluyorsun. Diyorum ki artık birbirimize sitem etmeyi bırakarak Allah ne verdiyse yazmaya koyulsak, ne dersin? Yeğenlerime ve Leyla hanıma selamlar, sevgiler...

Sizlere biraz buralardan bahsetmek isterim. Mektup formatında olacak biraz ama olsun. Ayrıca uzun zamandır buraya girmediğim için biraz uzunca olacak, özür makamında bir yazı,,,anlayacağınız.

Efendim Belçika dedikleri bir küçük memleket. 10 milyonu biraz aşkın bir nüfusa ve Konya kadar bir araziye sahip, rejimi krallık, başkenti Brüksel olan bir tampon devlet.Kuzeyinde Hollanda, doğusunda Almanya, güneyinde Fransa ve lüksemburg var. Ülkede Fransızca, Flamanca(hollandaca) ve Almanca konuşulur. Halkının tamamına yakını ingilizce bilmesine rağmen günlük hayatlarında mecbur kalmadıkca konuşmazlar. Ben Flamanca konuşulan kuzey bölgede (limburg) oturmaktayım. Almanya ve Hollanda’ya 40 km mesafedeyim. Flamanlar, Almanlarla Hollandalıları andıran bir fiziğe sahipler, sarışın bir ırk. Benim bulunduğum Heusden-Zolder şehrinin nüfusu 30 bin. Burada bulunan Türk sayısı 7 bin. Bu yedibin türkün 5 bini ise, Posoflu. Posof, yani bizim gibi Ahıska kökenli insanların memleketi. Ders verdiğim okulun tamamı Türk öğrencilerden oluşuyor. Ama okulun yönetim ve öğretmen kadrosu Belçikalılardan oluşmakta. okulun 130 öğrencisi var ve bunların 100 tanesi Türkce ve Türk Kültürü dersine devam etmekteler. Hafta içi 15.00 ile 17.00 arası derse girmekteyim. Yanlız çarşamba günleri 12.00-15.00 arası.

Belçika’da kentin bütün işlerini belediyeler görmekteler. Trafikten tutun da asayişin sağlanmasına, eğitimden sosyal güvenliğe herşeyle belediyeler ilgilenmekteler. Yani güçlü bir yerinden yönetim uygulanmakta. Belediye başkanı bir öğretmen, hem okulda derse giriyor hem de şehrin belediye başkanlığını yapıyor. Belçikadaki Türk öğretmen sayısı 60. Bayram kutlamalarında, namı diğer resepsiyonlarda brüksel veya anvers kentinde bir araya geliyoruz. Buradaki gurbetci vatandaşlarımızın eski keyifleri kalmamış. Euroya gecildikten sonra paranın değer kaybettiğini ve işsizliğin arttığını söylüyorlar. Ayrıca bu son günlerde ırkçı saldırılar da başgösterdi. Yani sizin anlayacağınız dostlar, dünyanını hiç bir yeri insanoğlu için güvenli değil.

Burada kurallar son derece önemli ve tavizsiz uygulanmaktadır. Trafikte yayaların tartışılmaz bir üstünlüğü var. Yayalar ve bisiklet sürücüleri geciş üstünlüğüne sahip. Yani bir yaya kaldırımdan caddeye adımını attı mı bütün araçlar büyük bir sabırla yayanın karşıdan karşıya geçmesini beklemekte. Korna çalmak diye bir alışkanlık söz konusu değil. Ayrca 1 euroluk bir iş için bile size belediyeden ya da başka bir kurumdan fatura gelebilir, örneğin bir öğretmen arkadaışın çocuğunun bisikletinin zinciri bozulmuş geçen gün. okulun bir çalışanı zinciri yerine takmış ve iki gün sonda 1 euro 40 sent lik bir fatura gelmiş adrese. Komik ama gercek...Avrupa işte. Girelim mi girmeyelim mi konusunu başka zamana bırakarak sizlerden izin istiyorum. Konu komşu bütün Gürnatele kucak dolusu selamlar ve sevgiler.

Kalın sağlıcakla.....

ALLAH RAHMET EYLESİN... Sultan YILDIRIM ablamızı da Rahmet-i Rahman’a uğurlamışız. Başta Şener ve Nurettin ağabeylerimiz olmak üzere hepimizin başı sağolsun. Cenabı Allah ona ve bütün geçmişlerimize gani gani rahmet eylesin.

Esbender AVCI ve Mürsel KESKİN’in (Turgay Demirci’nin dayısı) vefat haberi bizleri ziyedesiyle üzmüştür. Her ikisine de Cenabı Haktan rahmet, yakınlarına hayırlı ve uzun ömürler diliyorum.