SAYGI DEĞER HEMŞEHRİLERİ ve TANIYAN TÜM HERKESE BİLDİRİLİR. MERAKI OLAN,MEMLEKETTEN BAZI RAHATLATICI RESİMLERLE YAZILAR GÖRMEK VE OKUMAK İSTERSENİZ, İŞTE O ZAMAN ÜCRETSİZ, ANCAK İZİNLİ BİR SAYFANIZ VARDIR. GELİN BAKIN SEYREDİN. nihatkaya.azbuz.com A GİRİNİZ YETERLİDİR. SAYGI ve SEVGİLERİMLE DUYURULUR. Nihat KAYA Em.Em.Mensubu 15.09.2007

2007-2008 DERS YILI,AÇILIYOR,TÜM ÖĞRETMEN ve ÖĞRENCİLERİMİZE BAŞARILAR DİLER, VELİLERİMİZE DE ÇOCUKLARINI YALNIZ BIRAKMAMALARINI, DAİMA YANLARINDA OLMALARINI TAKİP ETMELERİ HUSUSUNU HATIRLATIRIZ. Nihat KAYA Ciritdüzü köyü derneği adına 2 nci başkan. 15.09.2007

- DÜNYA SEVGİSİ İLE ALLAH SEVGİSİNİ BİR ARADA TOPLAMA İDDİASI YALANDIR. - ZAMAN İÇİNDE GELEN MUSİBET VE BELÂLARDAN DOLAYI SABIRSIZLIK GÖSTERME. DÜNYANIN BELÂ VE MUSİBETLERİ DEVAMLI DEĞİLDİR. Nihat KAYA 10.09.2007

Eğer gıybet etseydim,anamı,babamı gıybet ederdim.
Çünkü sevaplarımın onlara verilmesi daha hayırlı olur.

Bir gün Süleyman Peygamber (a.s.) bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sorar.
Karınca da,
"Bir buğday tanesi yerim"diye cevap verir.
Cevabın doğru olup olmadığını kontrol etmek isteyen Süleyman Peygamber (a.ş.) karıncayı bir şişeye koyar.Yanına da bir buğday tanesi koyarak hava alacak şekilde şişeyi kapatır.
Ondan sonra da bir yıl bekler.Müddeti dolunca şişeyi açtığında bir de bakar ki karınca buğday tanesinin yarısını yemiş,yarısını da bırakmış.
Kendi kendine meraklanır.Acaba neden yemedi ?.
Bunun üzerine Hz.Süleyman (a.ş.) karıncaya buğday tanesini tamamen neden yemediğini sorar.
Karınca da,
"Daha önce benim yiyeceğimiyüce ALLAH(c.c.) verirdi. Bende O’na güvenerek bir buğday tanesini tamam olarak yerdim.Çünkü 0 beni asla unutmaz ve ihmal etmezdi.Fakat bu işi sen üzerine alınca doğrusu nihayet bu aciz bir insandır diye sana pek güvenemedim.
Belki beni unutup yiyeceğimi ihmal edebilirsin.
O yüzden de bir yıllık yiyeceğimin yarısını yiyerek,diğer yarısını da ertesi yıla bıraktım"diye cevap verdi.
Yüce ALLAH (c.c.) cümlemizi kul kapısına baktırmaktan korusun.
İnsancıklar,bir karınca kadar dahi düşünceden mahrumdurlar.

Sizlerden hayli zamandır ayrıyım,herkesi çok özledim,şu an ŞAVŞAT’ta bulunuyorum,pek yakında gine sizlerleyim. Sevgi ve saygılarımla.
Nihat KAYA

Nasrettin hoc,kişiliği,olaylara bakışı ve nükteli söyleyişiyle bir halk bilgesidir. Fıkraları,özlü ve hikmetli söyleyişin güzel bir örneğidir. Hoca bir gün cuma hutbesini irad etmek üzere minbere çıkar."Ey cemaat !" der."Size ne söyleye- ceğimi biliyormusunuz ?"Cemaat,"Bilmiyoruz."der. Hoca,"Bilmediğiniz bir şeyi ben size söyleyemem."Deyip minberden iner. Ertesi cuma,Hoca gine minbere çıkar ve aynı soruyu sorar. Cemaat,"Biliyoruz"der. Hoca,"Madem biliyorsunuz,tekrar söylememe gerek yok."deyip minberden iner. Üçüncü defa minbere çıkıp aynı soruyu sordu- ğunda,cenaatın bir kısmı "biliyoruz"bir kısmı"bilmi- yoruz".der. Bunun üzerine hoca,"bilenler bilmeyenlere söylesin."deyip minberden iner. Böylece,Nasrettin hoca,doğu hikmetinin bilgi konusundaki yaklaşım zenginliğini ortaya koyar. Birinci hutbesiyle bilmeye bir şey öğretilmez esprisine vurgu yapar. Bilgi öğrenme konusunda kişinin kendini hazır- laması gerekir.Öğrenmeye hazır olmayan öğrenemez. İkinci hutbesiyle hiçbir bilgiye ön yargıyla yak laşılamayacağını gözterir.Çünkü her bilgi yeni bir açılımdır.Kendini bilmiş kabul eden bir şey öğrene- mez. Üçüncü hutbesiyle bilginin mahiyetine ;İtibari ve itibari olmayan yönüne işaret eder. Netice de hoca,şu dersi verir : Size bildiğiniz şeyleri söylemek istemiyorum. Ancak bilmediklerinizi öğrenmek için bilgiye aç ve hazır olmalısınız. Paylaşılmayan bilgi sahibine yüktür. Bu yüzden bilenin bilmeyene öğretmesi gerekir. Bileni de dışınızda değil,içinizde aramalısınız. Nihat KAYA 15.07.2007

Bir kimse,gıda maddelerini alıp,pahalanması için 40 gün bekletip pahalandıktan sonra satmak isterse çok büyük günaha girer.
Bu kez sakladığı gıda maddelerinin hepsini fakirlere dağıtsa gine de günahından kurtulamaz.

- Bir insan bir ağaç yetiştirir,bir ağaç bir yurt yetiştirir.
- Ağaçsız memleket,duvaksız geline benzer.
- Kusursuz arkadaş aramak,dost edinmeyi istememek demektir.
- Gençlikte günler kısa yıllar uzun,yaşlılıkta da günler uzun yıllar kısadır.
- İnsanın,cahil olduğunu bilmesi,bilgiye atılmış ilk adımdır.
- Bülbülle gezen güle,ördekle gezen göle gider.

-Her ALLAH’ın gecesi,
Hepte yanlızlık içinde,
Yaşlanıyorum.

-Saçlarıma ak düşüyor,
Ama neki,
Çaresini bilmiyorum.

-Gaz lambasının ışığı,
Küçük radyomun sesi de,
Kat kat olan sabrıma arkadaş.

-Geçmişte kalan hatıraları,
Önümde ki bir sürü mektup ve mecmuaları,
En son noktasına kadar karıştırıyorum,
Hiçte yorulmadan usanmadan
Yanlızca odamın içinde.

20.01.1966’da

İbret alınacak hâdiseler pek çoktur.
Fakat,bunlardan ibret alanlar ise çok azdır.
Âlim,cahili bilir.Çünkü daha önce kendisi cahildi.
Fakat cahil,âlimi bilemez.
Çünkü o henüz âlim olmamıştır.

-Rusya’da 7 çeşit saat dilimi vardır.
-Rusya’nın dörtte biri ormanlarla kaplıdır.
-Rusya ve Amerika’nın en yakın uzaklıkları 4 km. den azdır.
-Peru’da hiç umumi tuvalet yoktur.
-Suudi arabistan’da hiç ırmak yoktur.
-Hindistan’da oyun kağıtları yuvarlaktır.
-En fazla,asfaltlı yola sahip ülke Fransa’dır.
-İngiltere’deki bütün kuğular Kraliçenin malıdır.
-Dünyanın en büyük şeker ihracatçısı Küba’dır.
-Mexico city şehri her sene 25 cm.kadar batıyor.
-Hawai alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.
-Eyfel kulesi’nin tepesine kadar 1792 basamak vardır.
-Monako’nun milli orkestrası,ordusundan daha çoktur.
-Londra’daki buckingham sarayında 602 oda bulunuyor.
-Dünya’nın en çok domuz üreticisi ve tüketicisi Çin’lilerdir.
-Her 4 Amerika’lıdan biri mutlaka televizyonda görünüyor.
-Norveç’in kuzeyinde,yazın 14 hafta hiç güneş görünmez.
-Amerika’da her saat 40 kişi kanserden hayatını kaybediyor.
-Güney Kore başkenti Seul,"başkent"anlamına gelmektedir.
-Kanada,kızılderili dilinde "büyük koy"anlamına gelmektedir.
-Hindistan’da yıllık doğum,Avustralya’nın nüfusundan fazladır.
-Yeni Zelanda,Dünyada ki her türlü iklimin yaşandığı tek ülkedir.

-Yeter ki insan ol,nefse verme yol,
Örnek insan gibi yol gösteren ol,
Eşeğe giydirsen sırmalı bir çul,
At olmaz,huyunca zırlar demişler.

-Acı patlıcanı kırağı çalmaz,
Akacak olan kan,damarda durmaz,
Paslı olan demir kolay tavlanmaz,
İp,gerilen yerden kopar demişler.

-Görmezmisin suyu aşağı çağlar,
Davul bile dengi dengine çalar,
Her ne kadar yüksek olursa dağlar,
Yollar üzerinden aşar demişler.

-Bırak ham hayali,terket hevesi,
Sarfetme boşuna,sakın nefesi !
Şöhrete aldanma,davulun sesi,
Uzaktan yürekler yakar demişler.

Nihat KAYA
25.06.2007

Şu beş şeyde acele edilir :
Misafire yemek vermekte,ölüyü defnetmekte, kızı evlendirmekte,borcu ödemekte ve günaha tövbe etmekte.

- İnsana özünden gelir insanlık,
Aç katık istemez,uykulu yastık,
Kötü arkadaştan,kaç durma artık,
Akla gelen başa gelir demişler.

- Aba da bir,çuha da bir giyene,
Güzel de bir çirkinde bir sevene,
Gelin ata binmiş kısmet nereye,
Ağacı kurt,insanı dert yer demişler.

- Her şeyi danışan dağları aşmış,
Danışmayan insan düz yolda şaşmış,
Şükür et,beterin beteri varmış,
Sel suyu bulanık akar demişler.

- Samur kürk kabahat olsa alınmaz,
Güzelin başından dert eksik olmaz,
Irmak kenarına çeşme yapılmaz,
Çeşme akmasa da damlar demişler.

Nihat KAYA
19.06.2007

- DOST BİN İSE AZDIR, DÜŞMAN BİR İSE ÇOKTUR.
- İĞİLİYE İYİLİK HER KİŞİNİN KÂRI, KÖTÜLÜĞE İYİLİK MERT KİŞİNİN KÂRIDIR.
- ÖLÜMSÜZ OLMAYA KARAR VERENLER, ÖLÜMDEN KORKMAZLAR.
- SÖZ VAR İŞ BİTİRİR, SÖZ VAR BAŞ YİTİRİR.
- ATEŞLE ATEŞ SÖNDÜRÜLMEZ.

Derleme...
Nihat KAYA
18.06.2007

MİNİK HİKÂYE
Bir baba akşam eve geldiğinde 3 yaşında ki kızını, pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için azarlamıştı.
Babalar günü sabahı küçük kızı,yapmış olduğu paketi getirip "bu senin babacığım" baba üzüldü,acaba gereğinden fazla tepki mi göstermişti kızına ?.
Bir gece evvel yaptığından utandı.
Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi .
Kutunun içi boştu,kızına gine bağırmaya başladı.
Birisine bir hediye verildiğinde,kutunun içinde bir şey olması lazım,bunuda mı bilmiyorsun küçük hanım ?.deyince.
Küçük kız gözyaşlarıyla babasına baktı ve dedi ki :
"O kutu boş değil ki babacığım...İçini öpücüklerimle doldurdum !."der.
Bütün babalara ithaf olunur,
Babaların,babalar günü kutlu ve sağlıklı olsun.

Nihat KAYA
17.06.2007

- BU KISSADAN, HİSSE ALMALI İNSAN,
- DÜNYA DA KENDİNİ BİLMELİ İNSAN,
- HAYIR VE ŞER NEYE GÜLSE BİR İNSAN,
- GÜLDÜĞÜ BAŞINA GELİR DEMİŞLER.
- DAİMA ŞEVKATLE YÜRÜSÜN İŞLER,
- NE KEBABI YANDIR,NE YANSIN ŞİŞLER,
- ZENCİLERDE GÜZEL GÖRÜNÜR DİŞLER,
- HOROZ DA VAKTİNDE ÖTER DEMİŞLER.
- CEBİ BOŞ OLANLAR AVCUNU YALAR,
- BİLİRSEN SEN SÖYLE,İBRET ALSINLAR,
- BİLMEZ İSEN SUS DA ÂLİM SANSINLAR,
- LÂFLA GEMİ GİTMEZ,BATAR DEMİŞLER.

Ahmet Gülmen’den alınma

Nihat KAYA
15.06.2007

- Hileyle iş gören kimse aldanır,
- Gülün dikenine,seven katlanır,
- Mart ayı da kazma kürek yaktırır,
- Hamama girenler terler demişler.

- Az eli aşta gör,çok eli işte,
- Doğru söğle daim kendi eşine,
- Her kim ki hileyle iş görür ise,
- Mihnetle canını verir demişler.

- Katranı kaynatsan olurmu şeker,
- Herşey yine cinsi cinsine çeker,
- Âdet budur,kötü kötülük eder,
- Köpek kapar,katır teper demişler.

Ahmet Gülmen’den alıntı

Müslüman temiz toprağa benzer.
Temiz toprağa her şey atılır.
Ezilip,hakaret görür.Lâkin ondan hep güzel,temiz,faydalı şeyler çıkar.

Japonya’da yaşanmış gerçek bir hadise olarak anlatılmaktadır :
Evini dekore ettirmek isteyen bir Japon,10 yıl önce yaptırdığı bir ara duvarı yıkmaya başlar.(Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasın da çukur bir boşluk bulunurmuş.)
Bu sırada,bina yapılırken iki tahtayı birleştiren bir çivinin,bir kertenkelenin ayağından geçip karşı tahtaya girdiğini görür.
Adam bunu görünce çok şaşırıp şok olur.
Çünkü,kertenkele hâlâ canlıdır ve aradan tam 10 yıl geçmiştir. Gördüğüne bir türlü inanmak istemez. Nasıl olmuştu da kertenkele bu durumda hiç yerinden kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamayı başarmıştı ?. Bu duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamak imkânsızdı .
Çünki ayağı çivilenmişti !...
Çok merak edip, çalışmayı bırakarak, kertenkele ne yiyip içiyor diye izlemeye başlar.
Bir müddet sonra,nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele ağzında taşıdığı yemekle gelir.Ayağı çivilenmiş kertenkelenin önüne koyar.
Bu manzara karşısında,adam bir daha şok geçirir.
Bu nasıl bir yardımlaşma,bu nasıl bir vefa, bu nasıl bir sevgi ?...
Tabii büyük bir titizlikle,kertenkeleyi çividen kurtarır, ve...
Derin düşüncelere dalar...
DÜŞÜNÜNÜZ !!!.
( Ayağı çivilenmiş kertenkeleyi,10 yıldır yalnız bırakmamak ve beslemek,olacak iş değil.) Bu onun annesi mi, kardeşi mi, eşi mi, dostu mu, arkadaşı mı ki ?..
Dünya’da kaç insan bu vefâyı gösterebilir?

Dünya malına ve mevkisine kavuşmak için uğraşıp da,ansızın bırakıp gidenlerden ibret almalıyız.

GÜNÜN SÖZÜ !
Cahil kimseler, ilimle birbirlerine karşı övünürler.
Onların ilimden nasibi sadece, övünmeleridir.

Soğan;A,B1,B2,P ve C vitaminlerince zengindir.
Kükürt,iyot,silis ve şeker ihtiva eder,şeker hastaları soğanı orta karar yemelidirler.
Soğan,bedenen ve zihnen çalışanlara çok faydalıdır.
Hazmı kolaylaştırır,bilhassa nişastası bol yemeklerde ( fasulye,nohut,patates,hamur işleri ) Soğan,uyku verir.
Gelişmekte olan çocuklar ve ihtiyarlar için çok faydalıdır.
Yemekten önce yenen soğan iştah açar.
Kanı temizler,nefes yollarındaki enfeksiyonu önler.
Çiğ olarak yenen soğan astım ve bronşit gibi nefes yolları hastalıklarının şiddetini hafifletir.
Soğanın kükürdü,sinirlerin düzelmesini,cildin tazeliğini sağlar,saçların kuvvetli sürmesini temin eder.
HERŞEY DOZAJINDA ALINIRSA.

- Sevginin ve insan olmanın anahtarıdır.
- İç dünyamızın güzelliğini,dışa yansıtır.
- Bir külfeti yoktur,fakat çok şey kazandırır.
- Evde saadet,iş yerinde muvaffakiyettir.
- Başkalarına ikramda bulunmak demektir.
- Vereni fakirleştirmeden,alanı zenginleştirir.
- Bir an sürer,bazan ise ebediyen yaşar.
- Yorgun olan insanı dinlendirir.
- Ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder.
- Karanlık bir çehreyi aydınlatabilir.
- Satın alınmaz,rica ile elde edilemez.
- Ödünç verilmez,çalmak da mümkün değildir.
- Kendiliğinden verilmedikçe,işe yaramaz.
- Ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir.
- Sevgi köprülerini sağlamlaştırır.
- Bazan bir hayat kurtarır
- Bazan bir savaşı da önler.
- Bazan gülümseyemeyeni gülümsetir.
- Sadaka yerine geçer,sevap kazandırır.
- Gülümsemeye ihtiyacı olana bol bol verin !
- Gülümseyemeyenlerin,ihtiyacının olduğunu unutmayın !
- Hiç kimse,ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir.
GÜLÜMSEYİNİZ,GÜLÜMSETİNİZ !.
Nihat KAYA/Emekli