SEVGİLİ SERAP VE EREN’ e
Benden bize geçiş yaptıkları düğün törenlerinde yanlarında olup mutluluklarını paylaşma fırsatı bulamasakta, kendilerine mutluluk sabır paylaşım ve hoşgörü dolu bir yaşam diliyorum. En güzel günler sizlerin olsun. TEBRİKLER
KUŞKU YOK Kİ HER ÖLÜM ERKENDİR. AMA BU KADAR ERKENİ DE OLMAZKİ, SEVGİLİ İLKEN YENGEMİZE ALLAHTAN RAHMET DEĞERLİ EŞİ YÜKSEL ABİMİZE VE ÇOCUKLARINA SEVENLERİNE SABIRLAR DİLİYORUM.
Sevinçli, güzel, sevabı bol, duası bol, paylaşımı, anlayışı, huzuru içinde barındıran güzel günler.
Evi en uzaktaki ile en yakındakini, yaşı en küçüğüyle en büyüğünü, zenginle fakirin aynı safta buluştuğu günler..
Küslerin barıştığı, ikramda yarışıldığı günler.. Yer yüzünün hiç olmadığı kadar ve anlamına zamanına uygun Tekbir sesleriyle güzelleştiği insanların sevgiyle kucaklaştığı bu güzel gün ve günler..
Geçim derdiyle göçü kader, atasını dedesini sılada bırakıp gurbeti vatan edinen, anılarını yüreğine gömüp memleketi hayalinde yaşatan, memlekette yaşayıp özlemlerini göz pınarlarında saklayan, yaradanaaçılan ellerde eşi dostu, sıladakini gurbettekini atayı dedeyi unutmayan unutturmayan, köyü tanıyan köyü yaşayan köyü anan bilen ve bilmek isteyen satırlarda benimle buluşan tüm gönül dostlarının Ramazan Bayramını tebrik ediyor sağlık mutluluk dolu nice bayramlar ve nice bayram coşkusu dolu günleri hep birlikte yaşanmasını Allah’tan niyaz ediyorum
Yaaa Selçuk..
Dostluk arkadaşlık yarenlik
Bazen aynı yıldıza bakıp şans tutmaktır. Bazen dostluk suskun kalıp yutkunmaktır. Dostun ayağına gelen taşa baş vermektir yeri gelmişse eğer dostluğun. bazen uykusuz kalmak bazen uyanık olmaktır dostluk dost için.
Söylemeden söylenmeden anlamaktır arkadaşlık yarenlik.Ben olmadım hiç BİZ olduk olduğum yerde
Biz oluncada çuvaldızı olmasa bile iğneği hissedersin ONDANDIR ÇOBAN OLUŞUM.
Zaten
Her ağaçta meyve olmaz meyvesi aynı olmaz
Bazen iyisini yersin ama hepsi taşlamakla olmaz
Çoban bilir her sürüde gözde olur birde koç olur
Yumurtlayan tavuk olsa bile pin horozla tam olur
Selam Olsun Bu Satırlarda Benimle Buluşanlara
Süleyman-Dilek Kardeşimize, Serap-Eren Kardeşimize sağlık mutluluk paylaşım ve anlayış hoşgörü dolu bir hayat ve bu hayatta onları uykusuz bırakacak sevimli meyveler diliyorum.
Evet siteden uzak kalıp böyle sevinçli güzel haberlerle aramıza dönenleri anladıkta, bekarlık sultanlık deyip evlenmeyen yada çoluk çocuğa karışmış olanlar nerde kaldılar.
Ne bir selam var nede bir sitem Dost gönüller erken yorgun düştü sanırım. Oysa daha paylaşacak dertleşecek çooook konuşacaktık.
İzmitliler kayboldu, Bursalılar yitti, Samsundan tık yok. İzmirden adam çıkmadı siteye, Şavşattakilerin üzerine kar yağdı. Başkenttekiler politkayla mı uğraşıyorlar bilmiyorum. Kendi yazılarımı okumaktan sıkıldımmmmm.
Gençler kendini genç hissedenler
kurun barı horonu çağırın beni şu siteyi tekrar renklendirelim
sevgiyle kalın
- Yolunda öküz arabaları olurdu sıra sıra yanmış mazi gıcırtısı yankılanırdı ormanlarında. Başak başak ekin olurduda tarlalarında, yığın yığına karışırdı esen rüzgarla çayırlarında.
- Orda Bir Köy vardı Uzakta...
- Boy Boy çocuklar koco mentek mila oynardı düzlerinde. Diken düdüğü nağmelenirdi çoban elinde yamalarında Atlar kişner mandalar mangıldardı ahırlarında pinde gaganlayan tavuğ yanında
- Orda Bir Köy vardı Uzakta...
- Koyun kuşluğa gelir it çönkürür kedi çivlerdi de kuzu melemesi hoş gelirdi alaca yeşillikte baharla.
BEN ŞİMDİ
Çocukken olmak istediğim yerdeyim, çocukken sahip olmak istediklerime sahibim. Ama şimdi çocukken sahip olmak istediklerime sahip olmak istiyorum.
Şu an şu satırları yazarken, çarşıdan gelen traktörün römorkundan atlayan yada Atanur Abiye Yüksel Abiye para vermemek için arabanın arkasından sıvışan öğrenci olmak isterdim.
Derede göl yapıp pijamayı şorta dönüştüren kıvrak zekâlı yüzücü, kuru soğanı peynirle soğuk punğar başında parkesini minder edip kavi puğaçaynan yiyen çoban olmak isterdim.
Yada gugul taşdan ince yollara bakıp allı pullu giyinmiş gelenlerden birinin sevgilim olup olamayacağı umudu ile dalıp giden hayal kuran bekar delikanlı, yada pancarcı güzellerinin izlediği ağgöl ortasındaki yüzücü olmak isterdim.
Olmadı en gogol yığını yapanların tapullarıyla yükselen ot yığınının üstünde olan, ya da düğünde barbaşını çeken zulal punğarın suyunu taştan taşa atlayıp geçen olmak isterdim.
Yok yine yetmez, cinciroplarda iyhu çeken yaylada top koşturan gügümlerle egri göle suya giden... Şimdi isterdim Neco eminin yumurta karşılığı verdiği damla sakızını Yılmaz ağabeyle Nahitin çalıştırdığı kooperatifte sığtarmasına terazi gramına üflemeyi, colotta top oynamayı gece ava gitmeyi.
Saydıkça özlemim artıyor yazdıkça gözümün ıslaklığı.
Ben çok özledim Rahmetli Eliyasa Öğretmenle tavla oynamayı, Tacettin Öğretmende okumayı, Temel Emiynen su içmeyi, Selçukla kuznarada çayır biçmeyi, Dilaver Emiynen sohbeti, Atanur ağabeyle Şavşat, Yüksel ağabeyle Borçka yolculuğunu Mustafa Hocayla teravi namazını, Kemal Özen ağabeyin yanık sesini, kirvem Telat ağabeyin çayını rahmetli İzmullah eminin muhtarlığını özledim. Nizamettin eminin mogdamlığını Cemil eminin ustalığını Zulo Eminin müdür beg demesini Vahidin Eminin bekçiliğini Ferhan Kamacının hademeliğini rahmetli Münir Eminin azalığını Halis Nahit Erbay ve Ensarla birlikte okulda yediğim dayağı bile özledim.
Ben herkesi özledim. Köyde görev yaptığım sürede girmediğim ev yemeğini yemediğim aile kalmadı ve hepsini özledim. Şimdi o günlerde olmak o anları yaşamak isterdim.
Ama nafile maçın ilk yarısı çoktaaan bitti.
HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR,FENDİR diyen Büyük Önderin izinden yürüyen, Karne sevincini yaşayacak olan sevgili gençlere, aileleriyle birlikte sağlıklı mutlu ve güzel bir tatil diliyorum.
Ülkemizin okuma yazma oranı en yüksek ilinin bir ferdi olarak,bizleri okumaya teşvik eden büyüklerimize öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyor, tüm babaların babalar gününü en içten dileklerle kutluyor ellerinden öpüyorum.
OKS, ÖSS ve KPSS’ ye giren gençlerimize başarılar diliyorum. Allah yardımcınız olsun.
Sevgilerimle..
Koruğda mal otarıp koruğcidan kaçanlar gibi, kirezi dal budağ edip de sahibini görünce tüyanlar gibi, karısından izin alamayıp işim var deyi harfanaya gelmeyenler gibi , danalı inek misali eve kaçanlar, Sitede resimlere bakıp iki satır yazı yazmadan gidenler, bir yazıp bir daha uğramayanlar.
Önerin Erdemin Erenin daha nicelerinin gönderdiği resimlere tekrar tekrar bakmaktan bıkmadım. Ellerine sağlık çocukların.
Ama benim merakım diğerleri Bu kadarmıydı köye köylülere özlemleri. Salim Selda Serap Serpil Erhan Süleyman Baki nerdesiniz? Bitti mi yuğa yüregizdeki kocaman verğunal özlemi. NE MUTLU SİZE ve diğerlerine...
Bu gün bu satırları okuyan herkese kucak dolusu sevgi selam.
Güneşin her sabah doğduğu gibi, mevsimlerin mevsimleri kovaladığı gibi. Her gecenin sabahı gibi..
Yine bir gün
Sabah kalkıp kesik taşdan gelen su ile yüz yıkayıp, sobada kaynayan sütü içip hele çorbası ile karın doyurup güne başlamak nasip mi?
Güne erken başlayıp günü doyasıya yaşamak, temiz hava yeşillikte yada gece ayazda donmuş kar üstünde kırcta yürümek. Bir omuzda tırpan bir omuzda dirgen, ucuna bağlanmış alüminyum güğümünün yanında katmer ketesi,
Bir elin kanogilde bir elin colotda bir elin sağtarda bir elin sayirmede. Bir ayağın kuznarada bir ayağın körbüde de bir ayağın karataşda, bir ayağın cinciroplarda ….. mümkün mü ?
Yüzün tukurzene ile morlanıp dişlerin mershalle keşkinleşecek acı sarolu yiyacağ loğ armudu yaşlılara veracağ elmayı soymadan yiyacağsın . mümkün mü? Kartopunun en unlusunu formada pişirip çayı odun ateşinde ocağda demliyacağsın ekmegi pilekide, korunda kabağ pişirecen. Tikan gagasından kuşburni yapanda ince sürgününden düdük yapacan sabileri sevindirmek için. Mümkün mü?
Bir daha Baharda sögüt kovuğunda karakuşu görüp gugguyu tok karında yendim demek. Mümkün mü?
Bir gün bir daha koruğta mal otarmağ pancarcida ateş yağıp etrafında oynamak ırğat edip odun yarmağ baharda kaymağ toplayıp çoban payı almağ, cami kapısında kort gölünde toplanti yapmağ, magar olan içari diye bağırmağ mümkün mü?
Ne çok şey var geride bırakılan unutulan unutulmak zorunda kalınan gelenekler adetler
Ya kaybettiğimiz bizlere yön veren ışık tutan sözleri yaptıkları ve bıraktıkları eserlerle yaşayan büyüklerimiz. Evet, bir daha o insanlar la bu dünyada karşılaşmayacağız ötesini Allah bilir.
Yolu suyu elektriği telefonu getirenler çeşmelerle donatanlar bu günkü aydın ufukları dünkü karanlıklarda görüp bizleri eğiten, eğitmenleri ,öğretmenleri ,büyüklerimizi özlememek mümkün mü?
Mümkün mü bir dahaları bir daha yaşamak.