Varsa yaptığınız bir şeyiniz, onu insanlara aktarmanın en etkili yolu da hikâyesini anlatmaktır.

Uzmanlar, katili neresinden tanırsınız, karşılaşınca ne yapmanız gerekir, gibi sorulara açıklamalar yapıyordu.

Söylediği gibi davranan, davrandığı gibi konuşan devrimci tipidir bizim dönemin insanları.

Kars yöresinde uyum içinde, kardeşçe yaşayan ve o topraktan çıkan ekmeği bölüşen atalarımızın, Rumların, Türklerin, Ermenilerin, Kürtlerin ve Malakanların ortak hayatına dair bir şahitlik ve dolayısıyla bir keşiftir.

Selçuk Esen, her şeyden önce bir baba. Büyük kızı Senem’in deyişiyle, ne zaman ihtiyaçları olsa o “lale”yi onlara bulacak olan, sihirli güce sahip bir kahraman.

Bugün Çocuk Olasım Var Anne

Ve bunu, basit farkındalık ve yaşam pratikleri ve bunları besleyen geniş ve derin bilgelik öğretileri, ilham ve sezgilerle, kendiniz yapacaksınız; çabasızca, kendiliğinden…

Aradan 40 yıl geçti; bu sürede sadece biyolojik yaşımız artmadı. Bilgimiz, tecrübemiz, ufkumuz ‘günahlarımız’ dahil hepsi arttı. Ve tabi ki zaman karşısında eskiyen yanlarımız da oldu.

Bu gidiş durdurulamazsa, gezegenimiz daha şiddetli fırtınalara, su baskınlarına, kuraklıklara, gıda ve su azlığına, yüz milyonlarca göçmene, savaşlara ve kitlesel ölümlere, belki de insan ve tüm canlı türlerinin büyük bir bölümünün içinde olduğu altıncı kitlesel yok oluşa sahne olacak...

Güneşin Nöbetçileri

Elbette ki olaylar bağlamında, özellikle sıkışık zamanlarda hızlı karar alma, direnç, azim, kararlılık, cesaret, devrimci dayanışma ruhu, kahramanların duruşlarını da yansıtıyor. Onların kişiliğine, kimliğine dair çok şey anlatıyor.

Çar yönetimine alışmaya çalışsa da, karşıt tutumlarından dolayı bazıları göçe zorlanmış, bazıları da kaçkın düşmeyi göze alarak mücadele etme yolunu seçmişti...

Üç şeyden uzaklaşan üç şeye ulaşır: Şerden uzaklaşan izzete, kibirden uzaklaşan saygınlığa, cimrilikten uzaklaşan da şerefe...

Kitaptaki söyleşiler, farklı kimlikler taşıyan kişilerin yazarla yaptıkları sevgi ve samimiyet katılmış dostça sohbetlerdir; okuyan üçüncü kişilere Alevilik inanç sistemi, kurumları ve bazı önde gelen uluları hakkında verilen gerçek bilgilerle yüklüdür

İlk medeniyetlerin yükseldiği Doğu coğrafyasında süreklilik kazanan savaşlara, toprak fetihlerine insan göçleri de eşlik etti...

Görüyorlar, hatta belki de anlıyorlar ama yine de ne onlar soruyor, “Nedir bu haller” diye, ne de ben çıkabiliyorum bu ne yerdeyim, ne gökteyim hallerimden. Çünkü yaşadığım, bir ADANA ve bir de PORTAKAL ÇİÇEĞİ KOKUSU!

Çukurova gerçeğindeki sertlik vardır Yılmaz Güney sinemasının estetiğinde de...

Umut kar altında koydum kitabın adını. Yaşamımdan kesitler sundum güncele dair. Kendi penceremden baktım olaylara.

...1990 sonrası Türk sinemasından söz ettiğimizde epey tanıdık ve baskın bir estetik imge olarak yükselen taşra olgusu zihin filmografimizi kuşatıyor.

Bir Göçün Romanı Pikorua, üniversite mezunu bir gencin; İngilizceyi öğrenip geliştirme uğruna büyük zorlukları göze alarak, küçük bir Anadolu kasabasından...

Yarın başka bir düş olsun. Bir sofra olsun kocaman. Türk, Kürt, Ermeni, Süryani, Rum, Çerkez vb. kendini ayrı tanımlayan herkes olsun kurulu bu sofra başında.

Her yeni din, başka bir dini ve o dini devletin tüm temellerini sarsan ve kendi devletini kurmaya dönük bir devrimci harekettir.

Yazar, tarihe resmi görüş açısında değil de halkın penceresinden, daha doğrusu sınıfsal açıdan bakıp...

Sanayisini kaybeden kentler, ... kente ruh veren sosyal, kültürel donatılardan mahrum hale geldi. ... ruhunu kaybeden şehirler çürümeye yüz tuttu.

... tarih boyunca hiç devlet kurmamış, yaşadığı ülkenin resmî sahibi olmamış, iktidarda bulunmamış bu halk ...

Zamanın kendine ait bir şiddeti ve gücü vardır. Bu yüzden hatırlandığında bize acı ve keder veren bir şeyler saklıdır içinde.

“Yol Cümleden Uludur” düsturu zalimin zulmüne, cahilin yetmez ilmine ve insanlığın yaşamsal gereksinimlerine bir cevap olarak söylendi, yaşandı ve yaşanacak.  

İnsana bitki ve hayvanı evcilleştirerek yerleşik yaşama geçme imkanını tanıyan ilk yer, doğu coğrafyasıydı.

Ağlayan kayaların sesini dinleyenler... Gövdesiz başın utancını taşıyan sokaklar... Konmaya dal bulamadığı için mezar taşına konan kuşlar... “Umudu dört mevsim diri bir kır çiçeği gibi avuçlarında taşıyan” çocuklar... Bizim çocuklar...

Ruhi Su sıradan bir halk müziği sanatçısı değil, yeteneğini eğitimiyle geliştirmiş ve bütünlemiş aydın ve çağdaş bir müzisyendi..

Dünyalar arasındaki bu ışık alışverişi gerçekleşebildi mi, 80’ler Türkiyesi’nde… 80’ler Türkiyesi’nin beyazperdesinde?

Bu çalışma, olabildiğince nesnel davranma kaygısı ve “çağımızın bir kavimler çağı olmadığı” bilinciyle hazırlandı.

Hayatın bir akışı var ve büyük insanlık için yarının dünden daha güzel olması bu akışın düzgün okunmasına bağlıdır. Düzgün okumak,  ters akıntılara girmek demektir…

Fatsa’da 9 ay gibi kısa bir dönem Belediye Başkanlığı yapan Fikri Sönmez; dost, düşman herkes tarafından hatırlanmakta, saygıyla anılmaktadır.

… Kuantum mekaniği anlayışı ile Alevilik arasındaki inanılmaz yakınlık, ham sofunun bir türlü anlayamadığı Aleviliği, kuantum mekaniği felsefesi ile açıklamak düşüncesi bana doyumsuz bilimsel haz verdi.

Kura’nın ve Kura halklarının tarihine ışık tutan bu çalışma, 4. cildi “Kura Çözüldü 4 Sürgün” ile tamamlandı.

Korkularımız bizi yönetmesin isteriz. Ve gidememelerin, dönememelerin ağırlığı çöker yüreğimize.

Ortamda patlamaya hazır bir bomba taşıyorum sanki. Beynimde dolanan düşünceler hiç de hayra alamet değil.

saflarımızı terk edip gidenler, katledilenler, tutsak düşenler olmak üzere, her gün birer birer eksildik.

“Dik Dur Devrimci Ol” adlı Kitabımızın Yazarı Hasan Kaplan’ın 2. Kitabı yaşanmış öykülere dayanmaktadır.

... aşk mektupları her şeyden arınmış, bize yazanla yazılanı tanıtan kişilik belgeleridir.

Bir döneme ışık tutan, “Kura Çözüldü” adlı eserin, 3. cildi “Kura Çözüldü 3 Kızaktaki Ölü” ile serinin hikâyesi devam ediyor.

Biliyorum ki bir gün ama bir gün mutlaka gözleri bizim sorgudaki göz bağlarından daha sıkı bir şekilde bağlanmış olan bu halk, gözlerindeki bağları atacak...

1980-1985 yılları arasında yolu, Selimiye Kışlası, Alemdağ, Sultanahmet, Bayrampaşa ...

Bu topraklarda faşizm, resmi ve sivil güçleriyle, daha iyi bir dünya isteyenlerin üzerinde baskı ve zulmü hiç eksik etmedi. Ne kadar kararttı ise dünyalarını onlar o kadar aydınlandı.

Sinemanın üretim süreçlerinde yaşanan karmaşanın ortadan kaldırılması için terminoloji birliğinin sağlanması önemlidir.

Günümüzde önemli bir sektör haline gelen ve çok sayıda alt dala ayrılarak, giderek karmaşıklaşan sinema...

... uzman akademisyenlerce yazılan yazıların, sinema üzerine ufuk açıcı olacağına inanıyoruz...

Neredeyse Ölü Olanın Bavulu, ...kurmacanın sınırlı dünyasında yazı ile yaşamı, yaşam ile estetiği birleştirme çabasıdır.

Sözlü edebiyatımızda unutulan Maniler, Anadolu insanının sevdasını, özlemini, hasretini, dille getirdiği; duygu yüklü söz sanatıdır.

... kültürlerden günümüze kadar gelen hurafeleri, "Doğum-Yaşam-Ölüm Üzerine HURAFELER" adlı bu çalışmada topladık.

12 Eylül’de en büyük işkenceyi Yeniçeltek işçileri gördü. Et Balık Kurumu’nda etlerin asıldığı yere işçiler asılarak işkence gördü.

Boy aynalarının karşısına geçmekte bile zorlanan 19. yüzyıl insanından selfie çekmeden duramayan günümüz insanına kadar...

Bu gün TV’lerde çoğunluğu ekran karşısına kilitleyen dizilerin öncüsü, herhalde 70’li yıllarda yine herkesi radyolarının başına toplayan meşhur "Arkası Yarın" programları idi.

Tasarlananla gerçek arasında yaşanan uyumsuzluk gündelik hayatta bir biriyle çelişen bir dizi görünüm oluştururken, bu sürecin içselleştirilmesi de arada kalmış durumlar yaratır.

İnsan, alet kullanmaya ve yapmaya başladıktan sonra, elinin becerisi ve beyni gelişti. Dayanışma ve ortaklaşa etkinlik içindeydi.

Kafkasyada yaşayan halkların romanı kaldığı yerden devam ediyor...

1900’lü yıllarda Doğu’nun en ucunda Kars ve Ardahan’da yaşananların anlatıldığı bir roman.

Boş Topraklarda Ölü Ateşler

 sinema kuramlarını tarihsel gelişimleri içerisinde bir bütün olarak karşılaştırmalı ve kapsamlı şekilde açıklayan...

Hacı Bektaş Veli’nin kerametlerine farklı gözlerle bakılmış, değiştirilmiş, çıkarmalar ve eklemeler yapılarak günümüze aktarılmıştır.

Umarız ki bu kitapçık, ülkücülüğü bırakmak, bu zararlı hastalıktan kurtulmak isteyen gençlere de ulaşır.

Vâridât, Şeyh Bedrettin’in öğrencileriyle yaptığı söyleşileri içeriyor.

Roman, Osmanlı'nın öteki korkunç yüzünü sergilemektedir. ... Süleyman Padişah'ın ve sadrazam İbrahim'in halka-re'ayaya bakışını...

Efsaneler, bu topraklarda binlerce yıl yaşamış uygarlıkların bizlere bırakmış olduğu kültürel mirastır.

Kürtlerin tarihine, coğrafyasına, diline, kültürüne, mücadelesine, dününe ve bugününe nesnel bir bakış...

Bugünlerde çok tartışılan bir konu; 12 Eylül’de devrimciler direndi mi direnmedi mi? ...

Muharrem Yılmaz; 1966'da Ardahan ilinin Hanak ilçesi Koyunpınarı eski adı ile (Saskara) köyünde dünyaya geldi.

Eskiler "vech-i ahar" dermiş. Yani, başka sebep. Başka sebep aramaya kalkma. Bu sefer vech-i ahar yok.

Şeyh Bedreddin’in yaşamını felsefesini ve mücadelesini yedi farklı yazarın kaleminden kitaplaştırdık;

... mahkeme heyeti, "Türkiye'de Kürtlerin olup olmadığına dair yerinde keşif yapılmasına" karar veriyordu.

Türkiye tarihinden ve güncel gelişmelerden söz edildiğinde orduyu dikkate almamak nerdeyse olanaksızdır.

Darbeler, onu sevmedi. Sosyalist değildi, hiçbir sol örgütle ilişkisi yoktu ama tehlikeliydi.

Aborjin insanlarının, sözlü kültürünü temsil ederler; inançlarını, geleneklerini ve tarihini.

Truva Atı’ndan Aktamar Adası’na, Balıklı Göl’den Yediuyuyanlar’a, Kız Kulesi’nden Ani Harabeleri'ne... Peri Bacaları'ından Şahmaran'a

Yaşayacağız dostum. Yaşayacağız hep. Bedenlerimiz bizi terk etse de!

1929 senesinde Gazi oğlu, şehit yeğeni olarak, Divriği’de doğdum. Kuleli Askeri Lisesinden sonra.

Türkiye’de ordu üzerine yapılmış az sayıdaki çalışma içinde önemli bir yere sahip olan...

İçtenliğin dili yoktur, açıklanamaz. O, gözlerden ve alınlardan anlaşılabilir. M.K

"Bu adamları asmayıp da kimi asacağız arkadaşlar?" nutuklu "Show" (gösteri)yi izlemiştim.

Kafkas halkları tarihsel süreçte birbirleriyle sosyo-kültürel ve etnik karışımlarla yoğrulmuştur.

Selçuk Candansayar Selami İnce Tülin Öngen Fikret Başkaya Yüksel Taşkin Ahm

İstanbul, Ankara ve İzmir'de mahalleleri dolaşarak, dört bölüm halinde mağdur olan ve olacak insanların hikâyesini anlattı.

Samed Behrengi'nin Sevgi Masalı adlı kitabı, bir masal kitabıdır.

KONUŞAN BEBEK, annesi ölmüş üvey anne elinde olan bir çocuğun hayvanlarla beraber kötülüklere karşı mücadelesini anlatmaktadır.

Küçük Kara Balık, biat etmeyi, sıradan olmayı, reddedip yeni arayışlara, yeni dünyalara yelken açanların, yeni şeyler keşfetmeye çalışanların hikayesidir.

Püsküllü Deve; İran'ın bir köyünden Tahran'a çalışmaya giden, yoksul bir baba ve onun oğlunun hikâyesidir.

Kargalarla çocukların dostluğunu, kardeşliğin anlatan KARGALAR adlı Behrengi’nin bu eseri; Çocukların hayvanlarla beraber, kötülere karşı savaşını anlatmaktadır.

Okumak isteyen, fakat babası öldürülünce, ailesinin geçimini üstlenmek için köyündeki ağanın halı tezgahında ucuz işgücü olarak çalışmak zorunda...

Behrengi, çocuklar için yazdığı hikâye ve masallarında İran toplumunun gerçeklerini dile getirdi.

İnatçı Kediler, Akıllı Keçi, Ah Masal, Aç Fare ve Edi ile Büdü, adlı 5 masaldan oluşan kitabının adıdır.

Askeri darbe sonrası, hayata uyum sağlamaya çalışan gazeteci Jülide, ilk bakışta herkes kadar normal bir insandır.

... bedenime yabancılaşmanın sadece bana özgü bir hastalık olmadığının farkına varıp biraz rahatlıyorum...

Kur’an’a ilişkin farklı değerlendirmeler ve ortodoks inanç ve düşüncelere aykırı ve karşıt yorumlar, araştırma-inceleme ve çeviri yazıları...

Yaşanmış öyküler yazıldığı zaman hemen pek fark edilmese de; aradan 25-30 yıl geçtikten sonra okunduğunda, o günleri yeniden yaşarsınız.

Mahir Çayan 30 Mart'ta Kızıldere'de "Biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik" diyerek bizlere, devrimcilikte ısrarı ve başeğmezligi öğretmişti.

Seçimlerinde İstanbul 1. Bölgede yaptığımız kolektif çalışmanın fikri arka planını bulacağınız bu metinler...

Anti-Stalinizm, Stalin’in nezdinde sosyalizme bir saldırı, bu da anti-sosyalizmdir.

Küresel panoptikon, yeni emperyal iktidarın “yeni-dünya düzeni”dir.

“Başka bir medya mümkün”, ... savaş medyasına karşı, barış medyasının yaratılması gereklilik hatta zorunluluktur.

barışın ve aşkın parıltısı, sanatın ve saltanatın abidesi Bodrum; onun içinde, onun için yaşanmış...

Bundan 130 yıl önce Çar’a, kiliseye kafa tutup, müthiş acıları ve zorlukları göğüsleyerek geldiler...

Küresel kapitalizm tarım sektöründe DTÖ, IMF, DB aracılığıyla ulusaşın şirketlerin egemenliğini tesis ediyor.

... halklar daha özgür olsun diye, düşünceleriyle, felsefeleriyle, cesaretleriyle, yiğitlik ve mertlikleriyle yaşamlarını feda eden...

1980 öncesi yeraltı maden işçilerinin direnişinden, 12 Eylül sonrası, Fransa’daki politik sürgün günlerine ve oradan tekrar Türkiye’ye...

Bu toprağın atasözleri, yüzyılların hayat kaynağından süzülüp gelen inci taneleridir.

Dünyaya doğrudan bakmak materyalizm, gerçek gelişmesi içinde bakmak ise diyalektik materyalizmdir.

Toplumlarda doğacak çocuğa ad verme ya da isim koyma, o toplumun geleneksel yapısına göre değişir.

Her gece yatağa girdiğimde hepinize tek tek uzanıyorum... Çocukluğunuzu hatırlıyor, o günleri gözümün önüne getiriyorum.

... Korktum, yalan değil. Bu Allah’ın düzünde, tipide boğulmaktan, kurda kuşa yem olmaktan...

Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani, Kürt, Laz, Çerkes, Arap, Gürcü, Hemşin, Çingene, Azeri, Kazak, Özbek, Terekeme, Tatar, Türk MASALLARI...

Yılmaz'ın bir dönem hapishane arkadaşı olan Hasan Dönmez, 1974'lü yılların Ulucanlar Cezaevi'nin yaşantısını, insanlarını öylesine canlı ve Yılmaz'ı öyle gerçeğe yakın anlatıyor ki..

Hasan Mutlucan’ın türküleriyle uyanan Türkiye’de halkı gibi, o dönemin öğrenci gençliği de 12 Eylül askeri darbesinden nasiplerini alırlar...

12 Eylül sonrası Mamak’ta yaşananlar, Türkiye’de ilk kez, bu kitapla gün yüzüne çıkıyor.

Sonunda bir ben kaldım ve benim gibi kurtulan birkaç kız çocuğu daha...

Simavnalı Şeyh Bedreddin Mahmud Rumî (1359-1420), ... bütün insanlık için sosyal devrim tarihinin en ilgi çekici büyük kahramanıdır:

Yrd. Doç. Dr. Yağmur SAY’ın titiz araştırması, belge ve resimlerle süslenmiş her zaman kaynak olarak kullanılabilecek bir Eser.

Eski Şarkın muazzam imparatorluklar vücuda getiren büyük medeniyetlerinde hükümdarlar, insanlığın üstüne çıkarılarak Tanrılaştırılmıştır...

Ben size Arzu Okay’ın “Çilli Bum” filmine gidelim dedim ama siz uzman kesildiniz lan anasını satiiim.

Sözleşme’nin ... iç hukuka aktarılmasının en etkili yolu, ulusal yargı yerlerinin "Yerel Sözleşme Mahkemeleri" rolü oynaması.

Bu kitabın yayınlanmasında asıl amaç, ilk okuyacağınız "Acil Barış ya da Öç Alan Devlet" yazısındaki görüşlerin tartışmaya açılmasıdır.

Meral Çatlı, Nesrin Topkapı, Asena, Ali Kırca, Cüneyt Arkın, Brena Mc Mirron, İsmail Cem, Adalet Ağaoğlu...

‘Dinde Reform’ adı altında aslında bizzat Kuran’ı değiştirerek evcilleştirme programıdır.

Benim düşünsel yolculuğumda kalkış noktası Sorbonne’lu yıllar oldu: İdeolojilerin kurşun sessizliğinden farklı bir müziğe geçiş...

Türkiye çiftçisi, gelişmiş ülke çiftçilerine ve yabancı tekellere büyük tarım şirketlerine feda ediliyor.

Aslında bu yalnızca onun değil, onun yaşadığı devirlerin de hikayesi.

Anlattıkları, İstanbul’dan kaçtığı ayrıntılardır, şeytanın da gizli olduğu bir Firari İstanbul’dur.

Öteki Kuran’ın anlamsız hükümlerine; ve Gerçek Kuran’ı nasıl tanınmaz hale getirdiklerinin 1500 yıllık macerasına tanık olacaksınız.

Ve ölümden de beteri, biyo kapitalizm çağında bir “Amerikan Kâbusu” olan Biyo-faşizm de kapımızı çalınca ne yapmalıyız?

Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Birliği’ne giriş için bir Ulusal Program hazırladı.

Toplumsal belleğin zayıf olduğu bir ortamda ... bu toplumun hangi değerlerini kaybettiğini hatırlatmak istedik...

Aslında anlatılan, bildik bir hikaye: Biri tutmuş, biri pişirmiş, biri yemiş, öteki de "hani bana?" demiş....

bilincimiz onura uzanan büyük bir köprü okyanusları ve senirları aşabilen, sesleri olmayanların konuşabilmesi ve dinleyebilmesi için.

1945'lerde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk rejim krizi yaşamış, tek parti yönetiminden çok parti yönetimine geçilmişti.

1945'lerde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk rejim krizi yaşamış, tek parti yönetiminden çok parti yönetimine geçilmişti.

Meşrutiyet dönemi; kadın, din, millet münakaşalarının en yoğun ve çok boyutlu yaşandığı dönemdir.

Meşrutiyet dönemi; kadın, din, millet münakaşalarının en yoğun ve çok boyutlu yaşandığı dönemdir.

Sansar’a çok kızacaksınız... Ondan nefret edeceksiniz. Peki ama Sansarlar’ı yaratan sistemden?

Radikal politika yazarı İsmet Berkan yaşamın bilimsel sorunlarına bilimin yaşamsal çözümlerini öneriyor...

Daha önce hiç alışmadığımız bir tarz gelişiyor; sanki toplum, doğrudan kendi sorunlarına sahip çıkıyor gibi.

85 yıldır anlatılanlara pek de doğruyu yansıtmadığı, “galiba başka şeylerin de söz konusu olduğu” konusunda bir kuşku, giderek paylaşılmaya başlanan bir kuşku haline geliyor.

Savaşın ilk kurbanı hep gerçekler olurmuş... İkiz Kuleler ve Pentagon’a çakılan uçaklar da dünyayı bir savaş havasına soktu.

Umarız ki bu kitapçık, ülkücülüğü bırakmak, bu zararlı hastalıktan kurtulmak isteyen gençlere de ulaşır.

sosyalizm ? hemen şimdi! devrim ? hemen şimdi? örgüt? hemen şimdi! ya yaşamak? hemen şimdi...

Çocuk Kalbi Çocuklara iyiyi güzeli sevgiyi, dostluğu, arkadaşlığı ve sadakatı sunuyor.

Bilgelerin yaşamlarını felsefelerini ve iktidarlarla olan kavgalarını anlatmaktadır.

Hasan Sabbah ve Alamut, geleceğe barken üzerinde daha çok düşünmemiz gereken bir tarihin adı...

...küreselleşme adıyla insanlığın üzerine örtülen kadife karanlığı aralamak iletişim kuramcılarının en acil görevidir.

Günümüzden bin yıl önce, çok geri olarak Tanımlanan bir dönemde kadının yüklendiği misyon, feministleri bile kıskandıracak bir düzeydeydi.

"Tarihe Dönüş", "Tarihi keşfetme", "Tarihi anlama" Üniversalist Tarih'in işlevlerinden sadece birkaçıdır.

...ben insanlığımı yaşıyorum dışarıdaki yıldızların içerideki aydınlığında...

Prof. Dr. Ünsal Oskay’ın Önsözüyle; Söylem ve ideoloji arasındaki ilişki üzerine odaklanmak.

Emeviler ve Abbasiler döneminin halk kahramanıdır. Sadece tarihin figüranı değil baş aktörüdür.

...küreselleşme adıyla insanlığın üzerine örtülen kadife karanlığı aralamak iletişim kuramcılarının en acil görevidir.

Bu romanda anlatılan kişiler ve olaylar tamamen gerçektir...

Bu dünyanın büyük güçleri sizlerle daha fazla beraber yaşamamıza izin vermediler, sorumlulara lanet olsun!

Tarihte kaybedenler, tarih kitaplarının sayfalarında da kaybetmişler. ...kitap sayfalarında ya yer almamışlar ya da dipnot olarak yer bulmuşlardır.

Samed Behrengi Toplu Masallar; Behrenginin 18 Masalının, Behrengi'nin kısa hayat hikayesinin, çocuklara yazdıgı kısa mektubundan oluşan bu seçki

herşey bir yana, bilimsel kaygılardan taviz vermeyen, popüler bir Osmanlı tarihi bu kitap...

Nasıl müslüman olduğumuzu sormadık kendimize. Çünkü din ve hidayet aşkıyla kendiliğinden islamiyeti benimsediğimiz yolunda koşullandırılmıştık.

Küreselleşme Ulus-Devletlerinin dil ve kültürlerini tehdit ederken Ulus-Devlet anlayışları da kendi içindeki azınlıkların dil ve kültürlerini tehdit etmektedir.