Şavşat Duvar Gazetesi Ekonomi

Artvin’e Yatırım Yapılmalı Ama Böylesi Değil?

Kenan Öztürk

Ekonomi Biliminin kendine özgü terminolojisini fazlaca kullanmadan yukarıdaki soruyu yanıtlamaya çalışalım. Sorunun ikinci bölümünden başlayarak yanıtlamak daha mantıklı olur sanıyorum.

Ek bir soru, yukarıdaki soruyu biraz daha anlamlı hale getiriyor: “Kim yatırım yapar?” Hiç kuşkusuz ki yatırımı, tasarrufu olan insan veya kurum yapar. Yani sermaye birikimi olan gerçek ya da tüzel kişiler yapar.

Sermaye birikimi, tasarruflardan oluşur. Sermaye birikimini oluşturan tasarrufların dışındaki en önemli unsur ise mirastır. Mirasın dışında, arızi kazanımlar - toto, loto, piyango - sermaye birikimine katkı yapar.

Yatırım, servetin biçim değiştirmesiyle de oluşturulabilir. İster tasarruf, ister arızi kazanımlar, isterse de servet dönüşümü yoluyla yapılsın, yatırımı oluşturan ana unsur, sermayedir. Sermaye birikimini oluşturan tasarruf ve servet, gelirle ve. gelirin dağılımı ile ilintilidir. Geliri olmayanın tasarrufu olamaz. “Tasarruf, gelirin dağılımı ile ilintilidir” dedik, çünkü geliri yüksek kesimlerin tasarruf oranı yüksektir.

O halde Artvin'e yatırım yapması gereken insan ya da kurumlar, yukarıdaki yaklaşımla değerlendirilebilir. Yaklaşımımız, buraya dek yatırımın sadece sermaye ayağını belirledi. O zaman sermayenin belirleyici etkinliğinin yanı sıra, yatırımı etkileyen diğer etmenler neler olabilir? Onları da gözden geçirelim. Pazarın büyüklüğü, yatırım talebini belirleyen unsurların başında yer alır. Pazarın büyüklüğü, nicel (sayısal anlamda çok insan, nüfus) ve nitel (gelir düzeyi yüksek insan grupları) büyüklüktür. Ayrıca pazarı oluşturan insanların (otarşik) kendi kendine yeterlik anlayışına dayalı bir ekonomi geleneğinden geliyor olmaları, pazarın büyüklüğünü etkiler. Burada sözü edilen pazar, yerel ya da bölgesel pazardır.

Kapalı ekonomilerin çözüldüğü günümüz ekonomik yaşamında, Ulusal Pazara uzaklık ya da yakınlık, yatırım talebini belirleyen etkenlerden biridir.. Ulusal Pazarlara ulaşma olanağı az olan coğrafi alanlarda, yatırım yapma eğilimi de azdır: Yatırımcı, doğal olarak, pazarlama stratejisini belirlerken, dağıtım kanalının işlerliğini yeğler. Dağıtım kanallarının işlerliği, kara, hava, deniz-nehir ve demir yoluyla ulaşılabilme olanaklarını içerir.

Diğer pazarların çekiciliği, başka coğrafi alana yatırım yapma eğilimini arttırır. Şöyle bir düşünürsek, hiçbir Artvinli yatırımcının, yatırım yaptığı alandaki yöre insanını, kendi hemşehrisinden 'fazla ya da az sevdiğini söyleyemeyiz. Koşulların elverişli olması, yatırım yapılacak alanın seçiminde önemli bir yer tutar.

Yatırımların alternatif maliyetleri veya fırsat maliyetleri, yatırım yapma kararında etkin rol oynar. Ekonomik belirsizliğin gün geçtikçe arttığı günümüz koşullarında, “Borsa mı? Döviz mi? Gayrimenkul mü? Yoksa fabrika veya tesis kurma seçenekleri mi öne geçecek?” Bu sorunun yanıtı, ekonominin yönünü belirleyici niteliktedir.

Yatırım yapılacak coğrafi alana ilişkin altyapı çalışmalarının düzeyi de, yatırıma karar verme sürecinde etkin bir rol oynar. Suyu, yolu olmayan, Organize Sanayi Bölgeleri'ni oluşturamamış yerlere yapılan yatırımlar, yok denecek kadar azdır.

Yatırım yapılacak coğrafi alana, devlet tarafından yapılan özendirme (teşvik), sübvansiyonlar, vergi bağışıklığı ve ayrıcalıkları, kalkınmada öncelik derecesinin doğru tespiti gibi dışsal etkenler, yatırım kararını belirleyici niteliktedirler.

Devletin anayasal görevini yerine getirme taahhütleri de yatırım miktarını etkiler. Devlet, yöre kalkınması amacıyla yatırımlarda öncü rol oynayarak, yatırımcıyı coğrafi alana yönlendirebilir. Devlet, sosyal niteliğini öne çıkararak, gelir dağılımını düzenleyecek, işsizliği azaltacak önlemleri almak amacıyla, yöre kalkınmasına yönelik yatırım yapabilir. Devlet, coğrafi alana yatırım yapıp atıl kapasiteleri etkin hale getirebilir.

Şimdiye dek yatırımcıların hangi koşullarda yatırım kararı verebileceğini sıralamaya çalıştık. Yaptığımız sıralamaların hemen ardından sorumuzu yineleyelim: Artvin'e neden yatırım yapılmaz?

Bu soruyu ciddi bir biçimde yanıtlayabilmek, ancak ve ancak kapitalist ekonomi mantığının iyice bilinmesiyle olanaklıdır. Yatırımcı, yukarıda sıraladığımız seçeneklerde, sermayesinin verimliliğini, kârlılığını ve yeniden yatırıma dönüşebilme hızını hesaplayarak yatırım kararı verir.

- Artvin, nüfusunun azalan bir trend göstermesi nedeniyle yatırımcı yönünden nicel (sayısal) büyüklüğü yetersiz bir pazardır. Yatırımcı bu riski göze almıyor.

- Artvin, gelir dağılımı yönünden yatırımcıyı cezbedebilecek düzeyde değil. Çünkü kişi başına düşen gelir ve kullanılabilir ulusal gelir, tüketimi frenleyen en önemli unsur. Yani Artvin, yatırımcı için aranan nitelikte bir pazar değil.

- Sermaye birikim koşulları yeterli değil. Sermayeye dönüşebilir servetin azlığı, gelirden tasarrufa ayrılabilir bölümün yetersizliği, coğrafi alan dahilinde yatırım düzeyini etkiliyor.

- Diğer pazarların cezbediciliği, Artvinli yatırımcıyı da doğal olarak etkiliyor. Çünkü yatırımdan amaçlanan kârlılık. Sermaye, il dışında kârlı alanlarda yatırıma kanalize ediliyor. Geriye dönüşü de olanaklı olmuyor.

- Ülkedeki ekonomik belirsizlik, elde avuçtaki sermayenin, üretim ya da hizmet sektörüne yönelik kapasite arttırıcı ilaveler oluşturması yerine, borsa, faiz ve rant gelirlerine yönelik spekülatif değerlendirmelere tabi tutuluyor. Bu tutum, ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor.

- Artvin, yatırımcıyı çekecek organize bir sanayi haritasına sahip değil. Altyapı koşullarının yetersizliği, organize sanayi bölgelerinin kapsayıcı özelliğinden yoksunluk, ulaşım olanaklarının yetersizliği, pazar olma özelliklerini törpülüyor.

Kapitalist ekonomi mantığı, kâr mekanizması üzerine oturur. İnsanlığa yararlı üretim anlayışı, kâr hırsının türev davranışıdır. Bunca olumsuz koşullara rağmen “Altına Hücum” oyunu oynanıyorsa, bunun nedeni, kârlılığın yatırım bazında çok yüksek olacağı beklentisindendir. Doğal yaşamı yok etmeyi göze aldırabilecek tek güç de, zaten sözünü ettiğimiz mantıktan başka bir şey olamazdı.

Artvin'e yatırım yapılmamasını eleştirebiliriz. Ancak eleştirilerimizi, sıraladığımız ve daha bir sürü ekleyebileceğimiz mantıksal nedenlere dayandırmak durumundayız.

Artvin'e yatırım yapılması; planlı, katılımcı ve demokratik katılım esasına dayalı ekonomi politikalarıyla olanaklı olur. Bu olanağın oluşturulması, devlet ve yatırımcı koordinasyonunun, sağlam ekonomik ve sosyal düzenlemeler gerektirdiği düşüncesine ulaştırır bizi. Bu düşünce biçimi her zaman bedel ödemeyi gerektirir. Artvin insanının yıllardır ödediği gibi.

Saygıyla ve dostlukla..

Bu İçerik 5977 Kez Görüntülendi

Ekonomi Üye Listesi