Şavşat Duvar Gazetesi Kültür ve Sanat

Gitti Köy Kültürleri

Turgay Kurtuluş

Karadeniz köylerinde ve yaylarında, yıllara direnerek, 1980 li yılların sonuna kadar var olma mücadelesini ve dolu dolu yaşanmış, sosyal yaşantılarına ve köylülük hayatından hiçbir şey kaybetmeden kendine alt kültürlerini geliştirmiş daha sonraki yıllarda daha iyi yaşam biçimi benimseyerek, İstanbul, Bursa gibi büyük şehirlere göç etmiş biz Karadenizliler.

Daha sonraki yıllarda Batılıların kendi benimsemiş oldugu dil ve dini bizlere uyarlamış en iyi dil bu deyip bizlere benimsetmesi geliyor ardından.

Bize sizin öz kültürünüz bu, adetleriniz bu deyip sunarlerken bizde evet budur deyipte bu fırtınaya kapılıp dedelerimizden, bu kültürün son temsili olan büyüklerimizden neden utanır hale geldik.

Oysaki bu kaybolan değerlerimiz bizim kültürümüzde hep var olan bizim öz değerlerimizdi ne olduda bu hale geldik… Biz mi istedik bunları. İstemediysek neydi bu değişen bizmi, yoksa doğamı degişmişti...

Yaylalardaki sislerin sardığı o tepelerde koyunlarımızı sürerken, kurduğumuz hayaller ve mazide kalmıs zaman zaman anlatılan büyüklerimizin yaşamları nerdeler… Yeni nesilin artık olmayacak mı bir hayali yaşadığı doğduğu topraklara yok mu bir düşüncesi…

Hani kıyısından köşesinden hep yaşamışızdır. Ormanda ağaç keserken, kokladığımız doyumsuz mis gibi çam kokusu. Hayvanları otlatmaya götürken söylediğimiz uzun havalı türküler nerdeler. Ya büyük şehirlerdeki saray, han, şato diye adlandıran bir sarayla değişilmeyecek kadar güzel tahta ve taştan yapılmış o ahenkli ve tabiata uyumlu köy evlerimiz nerdeler... yok oluyor zaman kavramı degişiyor… artık bunlarda birer birer betonlaşıp yok oluyor… Köyde bir araya geldiğimizde büyüklerimizin bize anlattıgı o tatlı anılar nerdeler. Ya gençlerin birbiriyle şakalaştığı yöresel ağızlı kelimelerde na beçsin, budalasın gibi tatlı argo kelimeler…

Büyüklerimiz anlatırdı o zamanlar ki eğlenceleri, oyunlar gaz lambası altında o dört işlemi matematiği çözmekle uğraşmak… Bir davul zurna etrafında bütün köylü kolkola verip horona durmayı. Yedi köye kız verip, onlardan gelin alarak karşıkı köylerle akraba olmak. Şimdi nerdeler. Büyük şehirlerdeki düğünlere bile gitmek yok gençlerde... artık tanımıyoruz birbirimizi… Selam bile almaz olduk…Nereye gidiyoruz…

Sanırım bu son kuşak biziz bizden ötesi yok, olmasını öz kültürümüzü yaşatabileceğimiz en son uç noktaya kadar gitmeyi çok istiyorum. Bunu bizler yaşatmalıyız bizden öncesi artık yok oluyor... Büyüklerimizden öğrendiklerimizi yeni gelen kuşaklara anlatmaktan başka çaremiz kalmadı...

Ne oldu bütün bunlara. Bunlar gibi bizi biz yapan bu köyler ve bu köylerde yaşayanlar, yaşananlar değilmiydi. Niye biz bunları terkettik. hey gidi hey derdik neden unuttuk neydi biz gençlere bunu unutturan, unutmayalım unutturmayalım,,haydi gençler bu yüksek kültürün tüm izlerinin tarih sahnesinden silinmesine izin vermemek, onun son kırıntılarına sahip çıkarak, çocuklarımıza devretmek bizim bir göreviz olmalı. Gün gelicek birbirimize çok ihtiyaç duyacağız ama ozaman iş işten gecmemiş olmasın.

Kaybettiğimiz bu mirası canlanması ve özgün tarzının yaşatılması için herkesin bu değerlerin kenarından tuturak, hepimizin omuzlarında yükselterek çok şeyleri kazanacığımızı, kendimizi ve kimliğimizi bulacağımızı hiç unutmayalım.

Bu İçerik 5798 Kez Görüntülendi

Kültür ve Sanat Üye Listesi