Şavşat Duvar Gazetesi Şavşat Gündemi

Var mısınız?

Ethem Kara

İçinde yaşadığımız bu doğayı, bu doğanın sunduğu bütün nimetleri kanıksadığımızdan olsa gerek, çoğu kere düşünmeden ya da önemsemeden baktığımız derelerimiz; bizim derelerimiz, canlı yaşamın kaynağı olan derelerimiz satılmış; sularımızın kullanım hakkı 49 yıllığına yerli ve yabancı kapitalist şirketlerlerin eline geçmiş, DUYDUNUZ MU?

Papart’ın, Mansurat’ın ve Hanlı derelerinin sessiz sakinleri; doğup büyüdüğümüz, anılarımızı biriktirerek yaşlandığımız bu derelerimize, sırf bu nedenle, yarın ayrılacakmış gibi çok daha dikkatli bakın. Derelerimizin sesini, gürültüsünü ve bütün güzelliğini yarın ölecekmiş gibi son bir kez daha dinleyin. Çünkü bu derelere belki de son kez bakıyor olacaksınız. ANLIYORMU SUNUZ?

En azından şimdilik özgürce akan derelerimizin fotoğraflarını çekmeyi ve kameralarınıza uzun uzun görüntü kaydetmeyi unutmayın. Çünkü çocuklarınıza, yani sizden sonra gelecek nesillere şırıl şırıl akan dereler yerine ancak bu derelerin video görüntülerini gösterebileceksiniz. DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ?

Ve muhtemelen daha sonraları, yani 20 civarındaki HES ‘in yapımı tamamlandıktan ve haliyle dere diye şey kalmadıktan sonra, iç çekip, ‘ah ne güzeldi derelerimiz, içlerinde alabalıklar oynaşırdı” diye anlatacaksınız, FARKINDA MISINIZ?

Bu dereler ki, ilk yüzmeyi öğrendiğiniz, ilk çocukluk anılarınız, belki de ilk aşkınız, bu aşkınızı dile getiren ilk yanık türküleriniz aklınıza düşecek ve her şey bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçecek.

Ve belki de bir zaman gelecek” bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde akıp giden derelerimiz vardı”. Sonra bu dereleri ‘inekler içmiş. İnekler nerede? Dağa kaçmış” mı diyeceksiniz? Yoksa bu inekler, pardon aç gözlü kapitalist şirketler sularımıza el koymuş, onlar bir taraftan elektrik satıp para kazanmışlar, diğer taraftan da sularımızı bütün dünyaya pazarlamışlar. Ortada dere diye bir şey kalmayınca, ‘onlar ermiş muradına” mı diyeceğiz? Çocuklarımıza, gelecek nesillere böyle bir masal anlatmaya vicdanımız ne diyor, SORUYOR MUSUNUZ?

Evet, evet, aynen böyle demek zorunda kalacağız. Fakat siz hala bu söylenenleri olmayacak, gerçekleşmeyecek bir şey olarak mı düşünüyorsunuz? Bu düşünceleri abartılı mı buluyorsunuz? Veya ‘hadi sende’ diyerek, ciddiye bile almayanlardan mısınız?

O halde, böyle düşünenlere kestirmeden bir önerim olacak. Şavşat Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği’nin düzenlediği Gençiyan yürüyüşünü, bu kez sizler için Murgul’un Kabarcet deresine yapmasını öneriyorum. Dernek, hem derelerle dayanışma adına hayırlı bir iş yapmış olur, hem de Kabarcet deresi boyunca yaşanan doğa tahribatını, derenin ne hale geldiğini görmek, göstermek mümkün olur.

Çünkü orada göreceklerimiz bizim derelerimizin başına geleceklerin aynısı olacak. Tıpkı Meydancık deresinde olduğu gibi derelerimizin suyu ta kaynağından itibaren boru veya tünellere toplanarak 1. santrale aktarılıyor. Bu santralden çıkan su, 20 metre ilerlemeden 2. santralın borusuna devrediliyor. Böyle arka arkaya dizilen 7’8 santralın kurulduğunu düşünün. Dere suyu neye uğradığını anlayamadan ve adeta gün yüzü görmeden bir şirketin santralından öteki şirketin borusuna girerek şirketlerin kar kaynağı olmak için ilerleyecek.

Bunun adı kalkınma olamaz. Bu olsa olsa yıkımdır. Doğayı mahvederek, geri dönüşü mümkün olmayan bir hale getirmektir. Bu projeler, bölge insanın da yararına değildir. Ama derelerimizi satın alan şirketler için oldukça stratejik bir yatırımdır. Çünkü su, gelecek yılların en karlı yatırım aracı olarak görülmektedir.

Derelerin Kardeşliği Platformu bu tahribatı önleyebilmek için kurulmuştur. Bu ucube projeleri Şavşat’ta istemiyoruz. İstemiyoruz un somut ifadesi olarak ta imza kampanyası başlatmalıyız ve en az 4’5 bin imzayı hedeflemeliyiz. VAR MISI NIZ?

Bu İçerik 23112 Kez Görüntülendi

Şavşat Gündemi Üye Listesi