Şavşat Duvar Gazetesi Yaşam

Yeni Bir Eğitim Dönemine Girerken

Kenan Öztürk

Eylül, Artvin'de en hareketli geçen aylardan biridir. İnsanlar bağ bahçeyi toparlamaya başlar. Şehirden köye dönüşün süresi dolar. Yaz boyunca hazırlanan sebzeler, meyveler, konserveler, kurutulmuş yiyecekler şehre götürülmeye, gönderilmeye hazır bekler. Hayvanlar yaylalardan ve mezralardan indirilir. Erken basacak sonbaharın endişesiyle daracık mekanlara sıkış-tepiş doluşulur.

Eylül'ün hareketli geçme sebeplerinden biri de Artvin insanının en değer verdiği ya da değer vermek zorunda kaldığı eğitimin başlangıcı, okulların açıldığı ay olmasındandır. Açılacak okullara ailesinden uzak olma zahmetine katlanacak yüzlerce çocuk ve genç doluşacak, sürgünle ya da rotasyonla gönderilen öğretmenler beklenecektir, öğretmensiz sınıflarda. Çoğu kapalı köy okulları artık birer virane haline gelmiş, merkezi okullar ise eskiye oranla oldukça kalabalıklaşmıştır. Fakat, okul' Artvinli için Camili bucağının altı ay sabırla beklediği ve ancak yazın karlar eridiğinden açılan yol gibidir. Karanlıktan aydınlığa çıkışın yoludur.

Eğitim ibadetten de ötedir Artvin'de. Çünkü ibadeti Tanrıya uzanan yol olarak görür insanı. Eğitim tüm evrene, doğaya, insana, emeğe kısaca bir lokma ekmeğe uzanabilmenin koşuludur.

Artvin'de eğitim zor bir uğraştır. Herkesin çocuğunu okutabilme olanağı da yoktur. Bu yüzden dayanışmayı zorunlu da olsa severek kabullenir insan. Ağabeyinin, dayısının, amcasının, halasının, uzak akrabasının hatta komşusunun yanında öğrenimini tamamlayan çok insan görürsünüz. Başka bir yerde göremeyeceğiniz bu dayanışma, bir zorunluluk hatta bir görev halini almıştır. Herkesin bir başkasına gereksinimi vardır.

Artvin insanı eğitim denince olanca özverisini koyar ortaya, bu yaşam biçimini oluşturur artık. Yaşadığım özveriyi anamdan, babamdan bilirim ve bu yazının sınırlarına sığdıramam. Ben öğrenciyken, babam her hafta sonunu çalıştığı fabrikada mesai de geçirirdi. Anam, bütün gücüyle yalnızlığa ayak direr, hayvanlarını, ahırını ve köy düzenini bozmamak için eşinden ve çocuklarından ayrı yaşamayı göze alırdı. Bu özveri yıllarca sürdü. Aynı şey kardeşimde de devam etti. Tek amaçlarıydı çocuklarının rahat etmesi, rahat okuması, iyi bir gelecek elde etmesi. Dünyada en kutsadığım değerlerin başında emekle birlikte gelen özveriyi Artvin insanı bütünüyle yaşıyor. Olanca özverisini esirgemeyen anamı, babamı ve böyle insanları saygıyla anıyorum.

Sözü eğitime getirdik. Ülkemiz genelinde bir eğitim bunalımı yaşanıyor aslında. Beş yıl mı, sekiz yıl mı? Eğitim nitelikli olmadıktan sonra on altı yıl olsa ne fark eder. Eğitimi bu hale, bu ülkeyi yönetenler getirmemiş gibi yapılan reformlara devrim diye saldırıyor insanlar, diğerleri de kahramanca savunuyor. Toplum olarak düşünmeyi, mantık yürütmeyi, irdelemeyi yasaklayan tek ve kabullenen insan tipleri oluşturmak için eğitimi bu hale getirmedik mi? Aydın ilerici ve yurdunu seven insanlardan korktukları için kendi putlarını yapan ve ardından onlara tapan bu ülkenin yöneticileri değil miydi? Gericilik bir gün de mi ya da bir yılda mı bu boyutlara ulaştı? Bu soruları eğitimin yeniden başladığı, yeni boyutlara ulaştırılmaya çalışıldığı bu günlerde irdelemek hatta sorgulamak gerekiyor.

Eğitim, bir ülkenin üretici gücünün itici ve yönlendirici öğesidir. Bu nedenledir ki eğitim ekonominin şekillenmesinde, kapasitelerin etkin ve verimli kullanılmasında, akılcı yatırım olanaklarının değerlendirilmesinde yadsınamaz bir süreçtir. Bu süreci anlamlı ve mantıklı kılan tek şey eğitimin doğru, objektif ve akılcı planlanmasıdır.

Eğitime ayrılan kaynakların yöresel dağılımındaki dengesizlikler gün gibi ortadadır. Artvin ilinde, bina olarak okullaşma oranı Türkiye ortalaması düzeyinde sayılabilir. Ancak öğretmensiz, donanımsız, laboratuarsız ve yeterli düzeyde ders araç ve gereçleri olmayan okulların varlığı hiç de okullaşma sayılmaz. Sekiz yıla kaynak yaratırken hiç de adil davranmayan devlet önce vergide iktidar kuralını işletmeli yani çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alarak vergi ödeyebilme gücü üzerine kurulmuş vergi bilincini oluşturmalıdır. Vergi yükümlü sayısını mantıklı bir biçimde denetleyebilmelidir. Ardından kara para aklayabilmenin pek de zor olmayan yöntemlerini teşhir etmelidir, Kademeli olarak lüks tüketimi artan oranda vergilendirmelidir. Bu önlemlerle eğitime istediğiniz kadar kaynak bulursunuz. Bütçe açıklarınızı da kapatabilirsiniz rahatlıkla.

Eylül ayı zorlu bir ay bütün Türkiye için. Artvin içinde aynı zorluklar söz konusu. Zorun olduğu yerde güç birliği vardır. Eylül ayı güç birliğinin, yeniden akla geldiği, biçimlendiği bir başlangıç dönemidir adeta. Eğitim için olanakların paylaşıldığı, emeklerin bölüşüldüğü bir zaman dilimidir.

Güzel olan her şey insana dair. Güzellikler insanlar için. Her şeyin bir insanı sevmekle başlayabileceğine olan inanç kadar güzel. Olanakların eşitçe paylaşımı, insanların üretim süreçlerine bilinçli katılımını sağlayıcı eğitim süreçlerinden geçmeleri, güzel şeyler.

Hepimiz yeni dönem için özveriyle hareket etmeliyiz. Bilimsel, akılcı, mantıklı ve insanların özgür, mutlu ve müreffeh geleceğini garanti edebilecek süreçleri eğitim sürecine dönüştürmek zorundayız. Önce okulların çoğaltılması çabasında el ele, gönül gönüle hareket edebilmeliyiz. Asıl önemli olan budur. Eğitimin nitelik ve kalitesini arttırıcı çabayı bıkmadan usanmadan sürdürmeliyiz.

Önce sizlere sesleniyorum. Artvin ilinin, emeği geçen varsılları, eğitime katkınızı, gösterin. Yurtlar, pansiyonlar, yatılı okullar yaptırma maratonunun startını verin. Ardından büyük kentlerdeki öğrenci hemşehrilerimize kucak açın. O insanlar yarın sizlerin işinde başarılı birer eleman olabilirler. Eğitime yatırım geleceğe yatırımdır. Bu bilinçle hareket edebilirsek hepimiz kazançlı çıkarız.

Yeni bir eğitim dönemine girdiğimiz bu eylül günlerinde tüm öğrencilere başarı, eğitim emekçilerine de rahat, üretken ve insanca sürdürülebilir bir eğitim süreci diliyorum.

Saygıyla ve dostlukla..

Bu İçerik 927 Kez Görüntülendi

Yaşam Üye Listesi