Şavşat ve Kültür-Sanat Anılar

Çobanların Cezası

Zeki Şahin

Bazen öğrencilerimle sohbet ederken yeri geldiğinde onlara gururla -Ben çobanlık bile yaptım diyorum. Tabii onlara detayını anlatamıyorum. Çünkü onların kültürü farklı. Hayatımın en güzel günlerinin geçtiği çobanlık anılarımı paylaşabileceğim bir yerin olması ne kadar güzel. Biz çobanlığa önce camuş otarmakla başladık. Bahar gelince mal davar yeşile çıkardı. En yükseklerde koyunlar, biraz aşağılarda inekler ve düz yerlerde de camuşlar otarılırdı. Tabii çobanları da buna uygun olmalıydı. Biz küçük olduğumuz ve ineklerin gezdiği yerlerde gezemeyeceğimiz için mahalledeki ablalarımızla birlikte camuşları otarırdık. Güzergâhımız belliydi. Medaturdan yanbegi Kurudereye, oradan da Kabahalile geçerdik. Daha yukarılar yani yayla çayırları koruktu. Kadrolu korukçumuz Cevdet Özen hem yayladan hem de Sonanın Çayırı, Hasının Çayırı ve Yataklardan sorumlu idi. Bazen kaçamak yapar ve hafifçe yukarı doğru uzanırdık. Bizim nikor bersanın koşi yataklardan parladı mı hemen Cevdet eminin radarına yakalanırdı. Alarm veren Cevdet emi boğaz megafonunu sonuna kadar açarak bağıra bağıra aşağı doğru gelirdi. -Ula benim alikopterim mi var her yera yetişem diye fırçalardı bizi. Bizde hayvanlarımızı ve kuyruğumuzu toplayıp Kabahalil mevzimize çekilirdik. Öğlen yemeğimizi çantamızla yanımızda taşırdık. İçine peynir, ekmek, çadi, gevrek vs koyardık. Öğlen olunca bir punğarın başında toplanırdık. Herkes çantasında ne varsa ortaya koyardı. Dalgınlıkla da olsa vay önce kendi ekmeğini yiyenin haline. En kıdemli ablamız hemen bir ekmek çantasına taş doldurur ve suçlunun kulağına sararak kulağının ucundan yapışıp bir harman tığ ettirirdi. Daha sonra biraz büyüyünce mal çobanlığına terfi ettik. En önemli görevimiz hayvanlarımızı ayıya yedirmeden eve getirmekti. Bir gün komşumuz Nevride nenenin ineğini ayı yemişti. Nevride nene kışlenin balkonuna oturmuş elindeki sopasını hem kânâ vuruyor hem de Allah ile çekişiyordu. Allah’ı , artık namaz kılmamakla tehdit ediyordu. En büyük eğlencemiz çomak oyunları idi. Hayvanlarımızı iyi otlu bir yere sardırdık mı, hemen oyuna başlardık. Koco, şotti, mentek vs. Oyunda cığızlık yapanı en büyük ceza bekliyordu. Arkadaşlarının mağdur olmasını istemeyen en kıdemli çoban baştan uyarırdı. -Ula sakın cığızlık yapmayın, kulağınıza taş asarım haa...

Bu İçerik 129 Kez Görüntülendi

Kültür Anılar Üye Listesi