Şavşat ve Kültür-Sanat Şiirler

12 Eylül/Lanetli Bir Karanlık

Ayhan Genç

Ülkemiz yepyeni mevsimlere
Gürül gürül akarken
İnsanlığa düşman künyesi belli
Lanetli bir karanlık
Uğursuz karabasanlar gibi
Gecelerin arkasına sinerek
Ve
İkiyüzlü maskeler giyerek
Kuşattı sokakları tek tek
Sindi sedef yüzlü dalgalar
Çırılçıplak kaldı kıyılarda
Gümüş renkli balıklar

Dehlizlerde kurulan
Vahşet tezgahlarında
Etten tırnak söker gibi
Kanırtarak koparıldı
Kardeşliğe sevdalı
Yürekler birbirinden

Nice yıldızlar söndü
Ah nice güneşler
Zulmün kanlı elinde
Sırlarını bir can gibi koruyup
Canlarını sevdamıza adayan

Tutsak düşerken korkuya
Günden güne yürekler
Malum bildirilerle gelen
Her yeni yasak
Solduruyordu yaşamdan
Renkleri tek tek

Baş kaldırıp
Göğe bakmak
Akdeniz’in
Ege’nin
Marmara’nın
Kıyısında düşünmek
İç geçirmek
Yasaktı

Gökyüzünde
Yürekler ayartan
Mavinin alımlı güzelliği
Denizlerde
Apaçık
Yaşamın en temel dersi
Büyükler
Küçükleri yutarken
Devleşir
Birleştikçe dalgalar

Karadeniz
Zaten yasak denizdi
O yönde
Bilinen öcüler vardı
Değil bakmak
Göz seğirse
Vatana ihanetti

Yasaktı sevmek
Dağlarımızı
Ovalarımızı
Çiçekleri sevmek yasaktı
Çünkü dağlarımız
Başı dik
Onurlu
Ovalarımız
Uçsuz bucaksız
Zindana sığmaz
Çiçeklerse
Hep sakıncalı renklerle açar

Parklarda
Caddelerde
Kol kola gezmek
Sakıncalıydı
El ele tutuşmak
Gülüşmek
Oynamak
Ve
Gece on ikiden sonra yaşamak

Kimi
Sözcükler
İsimler
Giysiler
Saç
Sakal
Bıyık
Ve
Kırmızı renk
Adalet
Barış
Demokrasi
Hukuk
Özgürlük
Vicdan
Kardeşlik
Ve bunlar gibi bir sürü kavram
Yasaktı

Yaşamın gerçekleriyle ilgili
Karikatür
Resim
Şiir
Heykel
Şarkı
Türkü
Tiyatro
Sinema
Öykü
Roman
Makale
Düğünlerde
İzinsiz davul zurna
Basında
Haber
Yorum
Ve demeçler
Yasaktı

Tek tip olmalıydı
Her şey tek tip
Düşünceler
Evler
İnsanlar
Sokaklar
Tek tipten
Ama
Kendi istediği tipten
Hoşlanırdı vahşetin beş atlısı

Yiğidin hakkı yiğide
Öyle her şey
Yasaklanmış değildi
Serbest şeyler de vardı
En revaçta olanlar
Sürgün
İdam
Kıyım
İşkence
Ve isimsiz gömülmek
Kuytu bir mezarlığa

Çok ama çok
İnce eleyip sık dokudular
Bin bir emek vererek
Yaktığımız ışıkları
Bir bir söndürdüler

Her adımın önüne
Aşılmaz engel
Her doğruluşun sırtına
Dağlarca yük
Geleceğin aydınlık yollarına
Mayınlar döşeyerek

Bir dönemin olanca güzelliği
Günah keçisi
Bir dönemin olanca çirkinliği
Dokunulmaz tabu
Yapılarak

Anayasa manayasa
Partiler martiler
Referandum meferandum
Güya
Seçim meçim
Yaparak

Sonuçta
Her şeyi berbat ederek
Yığınla çer çöp bırakıp
Arkalarında
Tıpış tıpış olmasa da
Çekilip gittiler

Çekilip gittiler
Kanlı bir sayfa daha
Ekleyerek tarihe

Çekilip gittiler
Arkalarında
Yarım kaldı diye üzüldükleri
Bir utanç tablosu bırakarak…

Çekilip gittiler
Ve şimdi mışıl mışıl uyuyorlar
Kuş tüyü yataklarında

Eylül
Nice yıldızlar söndü
Ah nice güneşler
Senin kanlı elinde
Sessiz çığlıklar düşürerek
Kardeş yüreklerine

Eylül
Kaç anne kan ağladı
Kaç anne kan ağlar hala
Oğul oğul ağıtlarla
Kaç çocuk resimlerini öper
Hala aydınlık baba yüzünün

Eylül
Kan eylül
Kara eylül
Her yanım yara Eylül
Zehrinde geçen her gün
İçimde yara Eylül
Geçse de onlarca yıl
Düşmeyecek yakandan
Zulmünde solan her gül

Yurdum
Sevgili yurdum
Her yanı kırılıp dökülen yurdum
İşte yine kıpır kıpır
Sakıncalı renklerle çiçeklerin
İşte yine
Sedef yüzlü dalgalar
Isınır bağrında için için

Yurdum
Sevgili yurdum
İşte yine
Güle oynaya yaşanası günlere
Tutuşup alevlenen düşlerle
Kolları sıvadılar
Kızların
Oğulların

Ayhan GENÇ

Bu İçerik 262 Kez Görüntülendi

Kültür Şiirler Üye Listesi