Bugünkü rüyamı açayım size,
Ak saçlı bir dede gelmişti bize,
Oturduk onunla şöyle diz dize.
Dinledi, sessizce baktı Çiftfunğar...

Pir, anlattı onca yıllık geçmişi.
Epey uzun bir hikaye seçmişti,
Taş oluk yanından kimler geçmişti
Daldı o geçmişe, baktı Çiftfunğar...

Onca delikanlı, onca güzel kız
Çıkardı yaylaya neşeyle her yaz.
Oğlum bu geçmişi yüreğine kaz
Deyip içlendi, aktı Çiftfunğar...

Kardelen müjdeci, bahar umuttu;
Yaylalar dolunca yaz mutluluktu;
Sonbahar dönüştü, Karakış’ta buz tuttu;
Buz altını içten içe yaktı Çiftfunğar...

Nice aşık bu çeşmeden su içti,
Su başında kendisine eş seçti.
Kimi baktı, selam vermeden geçti.
Sevdadan sevdaya uçtu Çiftfunğar...

Yıllar var ki karlarını eritti,
Koca sahara’ya yiğitlik etti,
Kuçen Yaylası’na sahipilik etti
Diklendi, köpürdü, coştu Çiftfunğar...

Umutların Sahara’dan uçuşuna,
Nice gencin Cilavuz’dan göçüşüne,
Tipide boğulup yok oluşuna
Üzüldü, ağladı, sustu Çiftfunğar...

Saldatların Sahara’dan geçişini,
Yiğitlerin mevzilerden bakışını,
Çiçek Nine, gelinlerin atışını
Anlattı, usulca aktı Çiftfunğar...

Kanlı Sahara’da Kuçen Yaylası
Artvin-Ardahan arası Şavşat Kazası
Kaç asır geçti bilmez kimsesi
Bir çift taş oluktan aktı Çiftfunğar...

Adnan TOKDEMİR
İzmir