Önemli olduğunu düşündüğüm için Selçuk Duran'ın yazısını aynen iletiyorum: Barajlar nelerin üzerini örtüyor? Kapitalizmin bir avuç suda boğduğu değerler
Anadolu. Uygarlığın binlerce yılına yurt olmuş. En acımasız göründüğünde bile sevecenlikle koynunu açmış her canlıya. Dünya en güzel burada anlaşılmış, burada anlatılmış. Efsaneler, masallar buraları mekan tutmuş kendine; çoğu buradan yayılmış. Tufanları burada yaşamış insanlık tarihi. Boşuna değil Nuh’un Ağrı’ya sığınması.
Tropikal ormanların yüzde 95'inin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi. Kendi eliyle, kendi geleceğini yok eden bir canlı türü daha var mıdır acaba şu koca kainatta ?
Makina Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, "Türkiye'ye gelen bir günlük güneş enerjisinin bugünkü petrol fiyatları üzerinden karşılığı 100 milyar doların üzerindedir. Ancak Türkiye bu büyük enerjinin sadece yüz binde ikisinden yararlanabiliyor" dedi.
Öncelikli olarak ülkemizin enerji sıkıntısının giderilmesi yönünde derhal çözümleri sağlanması tartışmasız bir gerçekliktir. Mevcut alternatifler ele alındığında, barajlar kurulmaksızın yapılacak olan HES’lerin , uygun konum ve doğru bir projeyle, çevreci olması ve süreklilik taşıması bakımından iyi bir çözüm yolu olarak karşımıza çıkmaktadır.
09 Şubat 2009/ Mahkeme Çayeli'ndeki Uzundere I projesi için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Hemşin'deki santrali iptal eden mahkeme "Bu çevre, bu doğa kalkınma uğruna feda edilemez" dedi. İkizdere Cevizlik santrali de iptal edildi; dört santralde durdurma kararı çıktı. Yeni kararlar yolda.
Altın madencileriyle ilgili araştırma yaptığınızda bütün Altın madencilerini dere yataklarında bulursunuz. Mansurat Çayı ve kollarını besleyen su kaynaklarına bakarken Suloban daki 2011 yılında gerçekleşmiş sondajı aklınıza getirirseniz, “yangından nem kaptığımı” söylemeniz veya düşünmeniz zorlaşacaktır.