Şavşat Duvar Gazetesi Doğa ve Yaşam
Nükleer santraller ve hayatımız
Nükleer enerjiye ihtiyaç duyan ülkeler bir ikişer nükleer santrallerini kurmaya devam etmekte.Bu ülkeler arasına bizde dahil oluyoruz yavaş yavaş.Çernobil faciasının etkileri ise daha yeni yeni gün yüzüne çıkıyor.Çernobil den en çok etkilenen doğu Karadeniz dolayısıyla Artvin yöresi de bu facianın acısını yüreğinde hissetmiş canlar vermiş ve vermeye de devam etmekte.Ölüm sebeplerinin başında kanser vakası geliyor.
Bu konudaki araştırmalar tüyler ürpertici. Aşağıda kısa bir araştırma örneğini bulacaksınız.
’Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi tarafından dün açıklanan raporun, 'Çernobil'deki nükleer facianın, Avrupa'da 16 bin kanser vakasını tetiklemiş olabileceği' açıklandı.
Raporda, tüm Avrupa'da az dozda da olsa radyasyon almış 7 bin kişinin daha önümüzdeki yıllarda kansere yakalanabileceği uyarısında bulunuldu. WHO ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, daha önce facianın Avrupa'da 4 bin kanser vakasını tetiklemiş olabileceğini duyurmuştu.
26 Nisan 1986'daki kazada Çernobil Nükleer Santralındaki 4'üncü reaktör infilak etmişti. Resmi verilere göre, patlamada 31 kişi ölmüştü. Gayri resmi rakamlara göreyse 1986 ile 1990 arasında 25 binden fazla kişi çevreye yayılan radyasyon yüzünden yaşamını yitirmişti. Ukrayna ve Avrupa'da yüz binlerce kişi radyasyondan bir şekilde etkilenmişti.”
Evet hayatımızın maalesef ki çok fazla önemsenmiyor, aynı zamanda mensubu olduğumuz dünyamızı her geçen gün yok etmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
Daha yeni olan bir vakaa. Tuzla da ve Tekirdağ’ da ortaya çıkan variller! çok büyük felaketlere gebe.Çevre ve canlı yaşamı çok kötü etkileyecek olan bu düzenlemelere kimsenin ses çıkardığı yok. Çevre Bakanımız açıklama yapıyor ‘fazla bir şey yapamıyoruz” diye.Para cezaları veriliyor ve kanuni düzenleme yetersiz olduğu için elleri kolları bağlı kalıyormuş.
Şimdi de Sinop ta kurulmasına karar verilen nükleer bir santral var.İnsan hayatına ve doğal yaşama yarardan çok zarar getiren ve bu konuda geri dönülmesi imkansız olan sonuçlara yol açmaması için çok iyi hesaplanması gerek.İnsan hayatı her şeyden önemli hakeza doğal yaşam.
Yetkililerimizin bu nükleer santraller ve zehirli atıklar üzerine daha duyarlı olmaları ve bu konuda her kesin elinden gelen çabayı göstermesi gerekiyor.
Sorunsuz ve acısız bir hayat için, nükleer santrallere ve zehirli atıklara karşı mücadeleye çağırıyoruz.
Ayşenur ŞAHAN/22.04.2006
Bu İçerik 867 Kez Görüntülendi