Şavşat Duvar Gazetesi Felsefe

2006 Yeni Yıl

Ayşenur Şahan

2005’ın sonu, 2006’ nın başlangıcı.Evet bir yıl daha ömrümüzden geçti gitti.Geri gelmesi mümkün olmayan nice anlar,acısıyla tatlısıyla.

Miladi takvime göre olan 365 günü doldurmak üzereyiz.

Ben, halkımıza yavaş yavaş kültür diye yutturulan kutlamalara değinmek istiyorum.

Evet yeni yıl çekilişi adı altında insanımızın umutlarını sömürenler, bundan büyük rant sağlayanlar... ve diyelim ki kazara bir kişi bu haksız paraya ulaştı. Haksız diyorum çünkü alın teri dökülmeyen, hak edilmemiş paradır. Onca insanın umudunu almak hak olması mümkün değil zaten.

Bunun; kesinlikle uzak durulması gereken bir illet diye düşünüyorum . Üstelik bu maalesef devlet eliyle yapılıyor ki, kumardır bana göre.

Ve kutlamalar sahi neyi kutluyoruz?Kutladığımız ne? Eğer İsa (s.a) Peygamberin doğumuysa kutlanan ki bu da kesin olmayan bir bilgiye dayandırılıyor, var sayalım ki öyle olsun, bir Peygamberin doğumu haramlarla nasıl kutlanır. Bunların batıl olan hıristiyan dininde de kabul görmediğini biliyoruz yani kutlamalardaki yaşananlardan bahsediyorum, içki olsun kumar olsun.

En önemlisi de bunun, bizim ne inancımızla ne kültürümüzle uzaktan yakından ilgisi yok.

2005 son gecesini muhasebe yaparak geçirebiliriz.Ne kazandım ne kaybettim? diye. Daha iyiye nasıl ulaşabilirim? diye. Hiç kimse merdivenin başına zıplayarak çıkmamıştır. Emin adımlarla yavaş yavaş çıkmalı ki düşme tehlikesi olmasın. İşte bu gece muhasebe gecesi olsun. Düşünüp önce fert olarak, sonra bütün bir millet olarak muasır medeniyet seviyesine nasıl çıkabiliriz?.Hesabımız bu olsun!

Neden her şeyi dışardan almak zorunda kalalım, bir zamanlar biz ihraç ederken bilgiyi de ürünü de, şimdi neden ele muhtaç olduk?. Eller aya giderken biz yay kaldık. İşte bunları düşünelim, millet olarak fert olarak. Sakın ‘bir benden ne olur”demeyelim. Her şey birle başlar.

Eğer illa da şu batıdan bir şeyler almamız gerekiyorsa teknolojisini, bilimini, ilmini alalım.

Velhasılı bırakalım başkalarının günlerini gecelerini, kendimiz olalım!. Hindiyi onlar yesin, çam’ ı onlar süslesin.

Sahi hicri yılın kaçındayız, bilenimiz var mı ?

Bu sözlerim kendini sorumlu hissedenler için!Lütfen sorumlu hissetmeyenler üzerine alınmasın!

Bu İçerik 2974 Kez Görüntülendi

Yorumlar

Tetri Şavşeteli

miladi takvim

Tetri Şavşeteli - 20 Aralık 2005
yani miladi takvimi boşverelim bu batının bilimsel takvimi değil, her yıl 11 gün ileri koşturan, bir bakmışsınız kışın bir bakmışsınız yazın yıldönümü olan hicri takvime; arap takvimine mi dönelim? en iyisi biz kendi icadımız olan ve her yıl mart ayında yılbaşını kutladığımız putperestlik dönemimizde ki en eski alfabemize dönelim. Batı düşmanlığı yolu ile batının bilimini alabileceğini zannetmek en büyük yanılgıdır.

Felsefe Üye Listesi