Şavşat Duvar Gazetesi Kadın

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Seyfettin Temur

Bir toplum uygarlaşma düzeyi o toplumda kadına somut olarak gösterilen değerlerle saygıyla sevgiyle fırsat eşitliği ile ölçülür. Çağdaş uygarlık düzeyini yakalama ise;bilim eğitim sanat ve siyaset genel anlamda hayatın her alanında yer almasıyla mümkündür.Bu hedeflere varmak yarı aç yarı tok ve cahil bırakılan insanları, özellikle de kadınları sömürerek varılması mümkün değildir. Onun içindir ki uygarlaşma karşıtı totaliter ideolojiler her yerde ve her daim kadının erkeğin emrine amade etmiş , dört duvar arasına kapatma yoluna gitmiştir.

Bir kaç göstermelik istisna dışında çeşitli baskılar sonucunda kadınlarımız okuldan,sanat ve iş dünyasından siyaset ten uzak tutulmuşlardır. Ekonomik bağımsızlığa kavuşamayan kadınlar dünyanın her yerinde bir lokma ekmek getireceği sanılan kutsallaştırılan erkeğe bağımlı kılınmışlardır.Kadın işi gerçekten zor erkeğin bir kere kadının bin kere.......

Ah......!Benim ilk öğretmenim tatlı annem sütünü emdiğim ninnisini dinileceğim anam annelerin annesi ve onu her şeyini bilmek zorunda bırakılın sevgili babam erkek adam suç ne sende nede sende size yürütülen yol yanlış olunca varacağınız hedef zaten daha farklı olmazdı. Tek suçunum sizi yanlış yolda yürütenlere karşı çıkmamanız evet bir lokma ekmeğe kolayca teslim olmanız kesinlikle iyi niyetinizden hiç şüphem yok belki de farkında bile olamadınız. Olamazdınız. Kocanızın getirdiği bir güle kandırıldınız hoş sözlere boş vatlara yıllarca inandınız halk arasında söylenen şu sözlere hep inandınız yaygın inananca göre ‘sopa cennetten çıkma" "sırtınızdan sopayı karnınızdan sıpa,eksik olmamalıydı "kızını dövemeyen dizini döver" "kızını serbest bırakan ya davulcuya yada zurnacıya kaçar" "saçı uzun aklı kısa"....vs gibi sözler erkek egemen olmasını toplumda kadın birey oluşunu yok ettiniz.Halbuki kadın ve erkek hiç fark etmez, hedef insanlık olmalıydı kadınları kadınlar gibi kadın, erkekleri gibi erkek, ama sonuçta herkes insan gibi insan olmalıydı olmadı zira olması yine ve hala belli ideolojilerin işine gelmiyor. Bir toplumun gelişmesini kalkınmasını ilerlemesini kısaca uygarlaşmasını geciktirmek engellemek veya geriletmek istiyorsak deha olmana gerek yok o toplumun kadınını engelleyeceksin erkeklerin koyduğu kurallarla yasalarla verdikleri fetvalarla hem de riyakarca övgüler dizerek onlar bizim anamız bacımız yarimiz namusumuz her şeyimiz nutuklar atarak söyledikleri tam tersini yapıcıksın.

Oysaki kurtuluş savaşında analarımızın cefakarlığı sayesinde kazanılan bağımsızlık ve ardından kurulan Cumhuriyetimizde yer alan bu mukaddes insanlar Cumhuriyetten sonrada doktor mühendis öğretmen avukat olarak Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler ülkesi halin getirmek için elinden gelen her türlü gayreti sarf edip kadının toplumdaki yerini almak için mücadele etmiştir.Ve etme yede devam edecektir.

Şair Nazım Hikmetin kadınlarımız için yazdığı şu dörtlükler yukarıdaki yazıyı daha da pekiştirecektir sanırım.

Ve kadınlar
Bizin kadınlarımız
Korkunç ve mübarek elleri
İnce küçük çeneleri,kocaman gözleriyle
Anamız,avradımız,yarimiz
Ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
Ve sofradaki yeri
Öküzümüzden sonra gelen
Ve dağlara kaçırıp uğruna hapis yattığımız
Ve ekinde tütünde ve pazardaki
Ve karabasanla koşulan
Ve ağıllarda
Işıltısında yere saplı bıcakları
Oynak ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
Kadınlar
Bizim kadınlarımız

Türkiye'de 8 Mart Kadınlar Günü

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye"nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül Darbesi 1980 Askeri Darbesin"nden sonra dört yıl süreyle herangi bir kutlama yapılmadı. 1984"ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya başlandı.

Kadına karşı şiddet ve 2007 itibariyle dünyadan veriler.

* Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.

*Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak "kayıp" (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler ( erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.

* Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyon dolardır.

*Küresel olarak, daha büyük oranda on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar erkek şiddetinin sonucu ya da kanser, sıtma, trafik kazaları veya savaşa bağlı olarak sakat kalmakta ya da hayatını kaybetmektedir.

*En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış).

Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.

*Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir (kadın sünneti). Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğudur.

*Sistematik tecavüz dünyadaki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda" daki 1994 soykırımı esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.

Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

Seyfettin TEMUR

Bu İçerik 8918 Kez Görüntülendi

Kadın Üye Listesi