Şavşat Duvar Gazetesi Politika

1 MAYIS

Sedat Altun

Geçmiş olsun! 1 Mayıs günü İstanbul’da dayak yemiş , biber gazına maruz kalmış bütün işçilere, öğrencilere, siyasilere, sendika yöneticilerine geçmiş olsun. 1 Mayıs İşçinin, emekçinin bayramı! ABD’nin Chicago kentinde işçiler 1886 yılında 8 saatlik iş günü için genel greve gittiler. İşçilerin bu topyekün isyanı, işverenlerin tepkisini çekti. Chicago'da greve çıkan 40 bin işçinin eylemini bastırmak için, saldırılar düzenlendi. ışverenler grev kırmak için sokak çeteleriyle anlaştı. Sokak çeteleri bir taraftan işçilere saldırıyor, bir taraftan da grev kırıcılığı yapıyordu. Grevci işçilerle sokak çeteleri arasında çıkan kavga sırasında, polisin işçilerin üzerine ateş açması sonucu 4 işçi yaşamını yitirdi.

Hükümet ve işverenler, işçi eylemini kolay kolay içlerine sindiremiyordu. 1 Mayıs sonrası işten atmalar, baskılar yoğunlaştı. Olaylara neden oldukları gerekçesiyle 8 işçi hakkında idam istemiyle dava açıldı. İşçiler idam cezasına çarptırıldı.

Dört yiğit işçi önderi Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES, 1 Mayıs 1886 yılında 8 saatlik iş günü mücadelesinde önderlik yaptıkları için idam edildi.

Albert PERSONS isimli işçi, özür dileme şartıyla affedileceğinin söylenmesi üzerine, mahkeme heyetinin karşısında tarihe geçecek sözlerini söyledi: "Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım."

İşçi önderlerinin cenaze törenine yüz binlerce insan katıldı. ABD'de yaşanan bu olaylar uluslararası işçi örgütlerini harekete geçirdi. II. Enternasyonal 1889'da Paris'te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler düzenledi. 1890'dan başlamak üzere 1 Mayıs'ı da, "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak kabul etti. Ancak Türkiye’de 1 Mayıs hâlâ bayram olarak değil, 1886’daki orijinal haline uygun biçimde polisin işçiye saldırısıyla kutlanıyor! ‘06.30 saatlerinde, 1 Mayıs için DİSK binası önünde toplanan kalabalığa çevik kuvvet polisleri panzerler ve gaz bombaları eşliğinde saldırdı...” Sabahın 06.30'unda adam dövmenin, Taksim Meydanı'nda gösteriye izin vermeyeceğiz diye bütün şehir hayatını bitirmenin mantıklı açıklaması olamaz.

Sözde, Taksim’e izin verilirse provokatörler olay çıkarırdı... Onlara gerek kalmadı... Ne provokatörler, ne işçiler kimseyi tahrik etmeden devlet güçleri olay çıkarma işini üstlendi! Başbakan istedi vali ‘gereğini” yaptı. Bir tarafta 'dayak takımı', öteki tarafta 'ayak takımı.'

Ne yaptı o insanlar bir sokakta toplanmaktan başka? İnsan sormadan edemiyor:

Tandoğan’ı Hak-İş’e açabiliyorsunuz da Taksim’i niye DİSK ve KESK’e açamıyorsunuz?

Acaba işçileri de ‘bizden”, ‘bizden değil” diye ikiye mi ayırıyorsunuz?

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin deyişiyle, ‘sadece kendine, başörtüsüne, türbana demokrat” bir görüntü verdi.

Bu İçerik 8946 Kez Görüntülendi

Politika Üye Listesi