Şavşat Duvar Gazetesi Politika
Birleşsin Bütün Eller
Gökyüzünü, toprağın sıcaklığını nasıl satın alabilirsiniz ya da satabilirsiniz? Bunu anlamak bizler için çok güç...
Bu toprakların her parçası halkım için kutsaldır. Çam ağaçlarının pırıldayan iğneleri, vızıldayan böcekler, ak kumsallı kıyılar, karanlık ormanlar ve sabahları çayırları örten buğu, halkımın anılarının ve geçirdiği yüzlerce yıllık deneylerinin bir parçasıdır. Ormanların, ağaçların damarlarında dolaşan su, atalarımın anılarını taşır. Biz buna inanırız...
Tabi yabancılar icin durum boyle degildir. Bir yabancı ölüp, yıldızlar evrenine göçtüğü zaman doğduğu toprakları unutur. Bizim ölülerimizse, doğduğu toprakları unutmaz. Çünkü biz Savsatlılar, gerçek anasının toprak olduğunu biliriz.Oyleki su anki durum buna daha sıkı sarılmamıza nedendir.
Bazı dıs devletler bizden toprak almak istediğini yazıyor. Bu bizim için çok büyük ve onemli biseydir. İsrail ve Amerika gibi. Ozellikle Washingtondaki o Beyaz Sarayda oturan buyuk reis icin cok daha onemli.
Bize bize babalık edeceklerini bizimde her zaman çocukları olacağımızı söylüyorlar her seferinde.Bizde Bu önerinizi düşüneceğiz ama; yine de önerinizi kabul etmemizin kolay olmayacağını soyluyoruz her seferinde.
Çünkü, bu topraklar bizler için kutsaldır. Derelerin ve ırmakların suyu, bizim için yalnızca akıp giden su değildir; atalarımızın kanıdır aynı zamanda.
Bu toprakları size satarsak; bu suların ve toprakların kutsal olduğunu çocuklarımıza öğretmemiz gerekecek. Biz, dereleri ve ırmakları, kardeşimiz gibi severiz. Siz de aynı sevgiyi gösterebilecek misiniz kardeşlerimize....
Yabancılar topraktan almak istediğini almaya bakar ve sonra yoluna devam eder. Çünkü toprak,yabancı adamın dostu değil, düşmanıdır.Yabancı adam topraktan istediğini alınca, başka serüvenlere atılır.
Sen topragını verdikten sonra o topraga tekrar girebilegini mi saniyorsun turist bile olarak giremessin .Sana nerelisin diye sorduklarıinda de bakayim Savsatliyim giremessin efendim burasi benim topragim denilecek..
Cunku anası olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alınıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki; toprakları çölleştirecek ve herşeyi yiyip bitirecektir.
Oysaki bizde hic bir zaman bu yoktur.Sevgi kardeslik,ozgurluk,baris vardir.
Bu kentlerde huzur ve barış yoktur. Bu ulkelerin kurduğu kentlerde bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı sesler, bir kelebeğin uçarken çıkardığı kanat sesleri duyulmaz.
Duyulacak tek bir sey vardır oda sopa. tas. tufek sesleri... Havada ucan nukleer, biyolojik kimyasal silahlardan baska bisey yoktur.
Onun icin devletimizin ve halkımızın cok uyanik olmasi lazim.El ele tek yumruk olmali ve birlessin tum eller demeli.
Belki ben anlayamıyorumdur yada yaniliyorumdur nedersiniz; ben ve halkım için önemli olan şeyler oldukça başka.
İnsan; bir su birikintisinin çevresinde toplanmış kurbağaların, ağaçlardaki kuşların ve doğanın seslerini duymadıkça, yaşamın ne anlamı, ne değeri olur ki? Ah Savsatim ah daha neler gorecegiz daha neler...
Biz Savsatlılar bir su birikintisinin yüzünü yalayan rüzgârın sesini ve kokusunu severiz. Çam ormanlarının kokusunu taşıyan ve yağmurlarla yıkanıp gelmiş meltemleri severiz. Hava önemlidir bizler için. Ağaçlar, hayvanlar ve insanlar aynı havayı solur. Yabancılar için, bunun da önemi yoktur. Ancak size bu toprakları satacak olursak; havanın temizliğine önem vermeyi de öğrenmemiz gerekecek.
Çocuklarınıza havanın kutsal bir şey olduğunu; havanın temizliğine önem vermek gerektiğini öğretmelisiniz. Hem nasıl kutsal olmasın hava? Atalarımız doğdukları gün ilk soluklarını, ölürken de son soluklarını bu havayla solumuşlardır.
Şu gerçeği iyi biliyorum: Toprak insana değil, insan toprağa aittir. Ve bu dünyadaki her şey; bir ailenin bireylerini birbirine bağlayan kan gibi ortaktır ve birbirine bağlıdır. Bu nedenle de; dünyanın başına gelen her felaket, insanoğlunun da başına gelmiş demektir.
Birde bu var toprak oyle kutsaldır ki insan topraktan yaratılmıs ve olurkende topraga gidecektir. Yedigimiz ictigimiz hersey topraktadir. Evimiz, isimiz hersey tapraktan yapilmistir
Bir gün bakacaksınız; gökteki kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş ve her yer, insanoğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o gün, insanoğlu için, yaşamın sonu ve varlığını sürdürebilme savaşının başlangıcı gelip çatmış olacak.Son olarak yine onun icin birlessin butun eller diyorum ....
Bu toprakların her parçası halkım için kutsaldır. Çam ağaçlarının pırıldayan iğneleri, vızıldayan böcekler, ak kumsallı kıyılar, karanlık ormanlar ve sabahları çayırları örten buğu, halkımın anılarının ve geçirdiği yüzlerce yıllık deneylerinin bir parçasıdır. Ormanların, ağaçların damarlarında dolaşan su, atalarımın anılarını taşır. Biz buna inanırız...
Tabi yabancılar icin durum boyle degildir. Bir yabancı ölüp, yıldızlar evrenine göçtüğü zaman doğduğu toprakları unutur. Bizim ölülerimizse, doğduğu toprakları unutmaz. Çünkü biz Savsatlılar, gerçek anasının toprak olduğunu biliriz.Oyleki su anki durum buna daha sıkı sarılmamıza nedendir.
Bazı dıs devletler bizden toprak almak istediğini yazıyor. Bu bizim için çok büyük ve onemli biseydir. İsrail ve Amerika gibi. Ozellikle Washingtondaki o Beyaz Sarayda oturan buyuk reis icin cok daha onemli.
Bize bize babalık edeceklerini bizimde her zaman çocukları olacağımızı söylüyorlar her seferinde.Bizde Bu önerinizi düşüneceğiz ama; yine de önerinizi kabul etmemizin kolay olmayacağını soyluyoruz her seferinde.
Çünkü, bu topraklar bizler için kutsaldır. Derelerin ve ırmakların suyu, bizim için yalnızca akıp giden su değildir; atalarımızın kanıdır aynı zamanda.
Bu toprakları size satarsak; bu suların ve toprakların kutsal olduğunu çocuklarımıza öğretmemiz gerekecek. Biz, dereleri ve ırmakları, kardeşimiz gibi severiz. Siz de aynı sevgiyi gösterebilecek misiniz kardeşlerimize....
Yabancılar topraktan almak istediğini almaya bakar ve sonra yoluna devam eder. Çünkü toprak,yabancı adamın dostu değil, düşmanıdır.Yabancı adam topraktan istediğini alınca, başka serüvenlere atılır.
Sen topragını verdikten sonra o topraga tekrar girebilegini mi saniyorsun turist bile olarak giremessin .Sana nerelisin diye sorduklarıinda de bakayim Savsatliyim giremessin efendim burasi benim topragim denilecek..
Cunku anası olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alınıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki; toprakları çölleştirecek ve herşeyi yiyip bitirecektir.
Oysaki bizde hic bir zaman bu yoktur.Sevgi kardeslik,ozgurluk,baris vardir.
Bu kentlerde huzur ve barış yoktur. Bu ulkelerin kurduğu kentlerde bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı sesler, bir kelebeğin uçarken çıkardığı kanat sesleri duyulmaz.
Duyulacak tek bir sey vardır oda sopa. tas. tufek sesleri... Havada ucan nukleer, biyolojik kimyasal silahlardan baska bisey yoktur.
Onun icin devletimizin ve halkımızın cok uyanik olmasi lazim.El ele tek yumruk olmali ve birlessin tum eller demeli.
Belki ben anlayamıyorumdur yada yaniliyorumdur nedersiniz; ben ve halkım için önemli olan şeyler oldukça başka.
İnsan; bir su birikintisinin çevresinde toplanmış kurbağaların, ağaçlardaki kuşların ve doğanın seslerini duymadıkça, yaşamın ne anlamı, ne değeri olur ki? Ah Savsatim ah daha neler gorecegiz daha neler...
Biz Savsatlılar bir su birikintisinin yüzünü yalayan rüzgârın sesini ve kokusunu severiz. Çam ormanlarının kokusunu taşıyan ve yağmurlarla yıkanıp gelmiş meltemleri severiz. Hava önemlidir bizler için. Ağaçlar, hayvanlar ve insanlar aynı havayı solur. Yabancılar için, bunun da önemi yoktur. Ancak size bu toprakları satacak olursak; havanın temizliğine önem vermeyi de öğrenmemiz gerekecek.
Çocuklarınıza havanın kutsal bir şey olduğunu; havanın temizliğine önem vermek gerektiğini öğretmelisiniz. Hem nasıl kutsal olmasın hava? Atalarımız doğdukları gün ilk soluklarını, ölürken de son soluklarını bu havayla solumuşlardır.
Şu gerçeği iyi biliyorum: Toprak insana değil, insan toprağa aittir. Ve bu dünyadaki her şey; bir ailenin bireylerini birbirine bağlayan kan gibi ortaktır ve birbirine bağlıdır. Bu nedenle de; dünyanın başına gelen her felaket, insanoğlunun da başına gelmiş demektir.
Birde bu var toprak oyle kutsaldır ki insan topraktan yaratılmıs ve olurkende topraga gidecektir. Yedigimiz ictigimiz hersey topraktadir. Evimiz, isimiz hersey tapraktan yapilmistir
Bir gün bakacaksınız; gökteki kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş ve her yer, insanoğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o gün, insanoğlu için, yaşamın sonu ve varlığını sürdürebilme savaşının başlangıcı gelip çatmış olacak.Son olarak yine onun icin birlessin butun eller diyorum ....
Bu İçerik 609 Kez Görüntülendi
Yorumlar
METİN GÜMÜŞ;ten
Metin Gümüş - 15 Mayıs 2006
Kavaklarını övmekten
Kurukuruya sevmekten
Ne çıkar ki memleketim
NAZIM HİKMET