Şavşat Duvar Gazetesi Politika

Milli Olan Ne Kaldı?

Zakir Taşdemir

T C’nin yıllarca süren batılılaşma mücadelesi Türkiye’yi büyük risklerle karşı karşıya bırakmıştır. Tanzimatla başlayan bu serüven Osmanlı’nın sonunu getiren en büyük hata idi. Şimdi de AB hülyası Türkiye’nin başına bela olacak gizli tehlikeler içeriyor. Aynı hata AB konusunda devletin bütün kademelerinde tekrar edilme durumunda. Batının çağdaş ve gelişmiş bir medeniyet gibi gözükmesi bizi aldatan en önemli yönlerinden biri. Temelinde kuvveti üstün tutan ve kuvvetli olmayı bir hak sebebi olarak gören batı medeniyyetinin, toplumlara hiçbir yarar getirmediği bilakis insanlığa kan,gözyaşı ve sömürü getirdiği bütün dünyaca biliniyor. Peki herşey apaçık ortada iken bizim Avrupa medeniyyetine girebilme telaşımız nedendir?

Avrupalılaşmayı ve buna bağlı olarak çağdaşlaşmayı isteyenler, kuşkusuz batının sosyal, ekonomik, kültürel ve demokratik sıtandartlarını elde etmek açısından meseleyi ele alıyorlar. Buna bir itirazımız yok ancak, bunun için illa AB’ye girilmesi gerektiği iddasına itiraz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Hamasi davranarak kendi tarihimizden, kendi kültürümüzden, kendi değerlerimizden söz etmeyeceğim. Ama kendi iç dinamiklerimizi görmemezlikten gelerek AB nin yaptırımlarıyla kendimize çeki düzen verilmesini çok yanlış bulduğumu belirtmek durumundayım.

AB’ye girebilme hırsıyla milli olan hiçbirşey kalmamacasına herşeyi uluslararası tartışmaya açtık. Ülkenin milli birlik ve beraberliğini tehlikeye sokacak mevziler kaybettik. Birçok milli mesele sıradan bir konuymuş gibi ulu orta her yerde tartışılıyor. AB’ye girme şartı milli meselelerde pek çok taviz verilmeyi gerektiriyor. Ruhban okulunun açılması, Patrikanenin Ekümenik Ünvanı almak istemesi, Ayasofya’nın kiliseye dönüştürülmesi, Kıbrısı’ın Rumlara verilmesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin özerk bir Kürt Devleti’ne dönüştürülmesi gibi talepler önümüze konmak üzere. Sırada Doğu Anadolu’nun Ermenistan’a verilmesi konusu var. Hiç kuşkunuz olmasın yakın zamanda bu konunun da önümüze geleceği kesin. Kısacası Sevr’in her açıdan yeniden hortlatılmak istendiği apaçık ortada. Batı medeniyetinin hilalle olan savaşı Türkiye üzerinden yürütülüyor. Bütün bu savaşın nihayi sonucunda ise elbetteki Büyük İsrail projesi var.Büyük Ortadoğu Projesi aslında Büyük İsrail Projesinin ta kendisidir. Uluslararası ilişkiler egemen medeniyetin gölgesinde yürütüldüğü için bu konuda açık hiçbir şey söylenmiyor. Gerçek niyetler hep saklanıyor.Her şey demokrasi ve özgürlükler için yapılıyor deniyor. Herkes böyle kandırılıyor.Oysa durum hiç öyle değil. Büyük İsrail ideali ABD doları üzerindeki piramiti meydana getiren hiyerarşik yapılanmanın kusursuz organizasyonlarıyla adım adım hedefine ilerliyor.ABD özellikle İslam Alemi ve özelde Ortadoğu genelinde gizli ve açık operasyonlarını sürdürüyor. Operasyonların karşısında direnenleri ezip geçiyor. Bunu yaparken de insan hak ve özgürlükleri adına ne kadar put varsa hepsini yerle bir ediyor. Hepsini silip süpürüyor.Bütün bu olup bitenler karşısında uluslararası kuruluşlar, başta BM olmak üzere, sus pus.

Bu böyle nereye kadar sürecek? Bu gidişatı kim durduracak? Siyonizmin Büyük İsrail Projesi nasıl sonlandırılacak? İslam Alemi, Bütün insanlık ve bizim ülkemiz bütün bu tehlikeli gidişattan nasıl kurtulacak? Bu soruları kendimize çokça sormak ve cevaplarını da mutlaka bulmak zorundayız. Bütün gelişmelere bu zaviyeden yaklaşmak ve AB konusundaki tavizlerin bize neye mal olacağını iyi anlamak zorundayız. Aksi takdirde her şeyde geç kalabiliriz. Yanlışlarımızın bedelini ağır ödeyebiliriz. Unutulmamalıdır.

ZAKİR TAŞDEMİR-20.11.2006-TBMM

Bu İçerik 467 Kez Görüntülendi

Politika Üye Listesi