Şavşat Duvar Gazetesi Politika
Sayın Faruk KALIN’a Yanıttır.
“CHP Nedir? Ne Değildir” Başlıklı makaleme yanıt yazan Sayın Faruk KALIN Beyefendiye yanıt içermektedir bu yazım.
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal ve takipçilerinin takiyye de iktidar partisi AKP yi aratmayan bir tarzla kurdukları bu cumhuriyet denen ucubenin öncesi; Osmanlı tarihine kahramanlık yükleyip Osmanlı dönemine sahte sevgiyle sarılmasına baktığımızda anlarız da, Osmanlı saltanatını ve adını 1923 te tarihten silmesini bir türlü anlayamayız. CHP ve Mustafa Kemal 1923 te dayandığı hakim sınıflar içerisinde ağaları ve beyleri koruma altına alırken, halkın ağır vergilerle ve sırketlerle ezdiğini görmek istemez ve utanmadan ırkçılığı temel politika haline getiren ve mayasını ittihat ve terakkiden alan zihniyeti solculuk diye yutturmaya çalışır hala. Ve bizden de birileri çıkıp hala yememizi bekler.
Sayın Faruk KALIN birin her zaman ikiye bölünebildiği gerçeğini bilimin kanıtlamışlığına rağmen kabullenmeyerek,mermerden fikirler çıkmayacağını göremez. Unutmamamız gereken demokrasinin olduğu ortamlarda farklı fikirler doğal akışında gelişir ve bir ikiye bölünerek özgürce çoğalma olanağı bulurlar.CHP zihniyeti bu coğrafyaya mermeriz mantığıyla yaklaşmış,ağaları ve beyleri himaye etmiş ve büyük acılar yaşatmıştır.
Size biraz tarih araştırması yapmanızı öneriyorum. Yaşadığımız ilçeden 1950 li yıllara gidin bir bakın. Şavşat belediyesi başkanı kimdir o yıllarda ve hangi parti adına yönetimdedir. Şayet araştırma olanağınız yoksa ben söyleyeyim. O dönem Şavşat belediyesi başkanı Musa Atabeydir. Yani bir toprak ağası CHP adına yerel bir yöneticidir. Ve bu ülkenin her karışında bu toprak ağaları ve diğer egemen sınıflar hakimdirler. Örgütlü oldukları partide CHP dir.
Halksa bu ağa ve beylere maraba, Kemalist faşist iktidarlara asker malzemesi sağlayan etten duvar,1948 de Kore de ABD için savaşan asker, açlık ve yoksulluk içinde bir hayat, dini ve ırkçı gericiliğe malzeme yapılmış bir bulamaca batırılmak istenen eğitim kurumlarında ki çocuk, Çukurova da ırgat, yol işçisi,tarifsiz bir sözümona bir cumhuriyet.Ve bu cumhuriyetten doğanda bugün baktığımızda mevcut AKP iktidarıdır.
Çok net söyleyebiliriz ki üç askeri resmi darbe vardır. Ki bu üç darbede CHP nin iktidarda olmadığı zamanlarda gerçekleşmiştir. Ve her askeri darbe sonrası Anayasada gerçekleştirilen genel ve kısmi değişikler CHP’ci ve Kemalist ırkçı ve askeri vesayetçi rejimi güçlendirmeyi sağlamlaştırmaya dönüktür.
Bu ülkede ilk kurulmuş olan Amele Teali Cemiyetini kapatan CHP dir. Bu ülkede TKP yi kapatanda CHP dir. Mustafa Suphi’leri Karadeniz de boğduranda. Nazım HİKMET gibi dünya şairine komünist olduğu gerekçesiyle yıllarca hapis cezası veren ve sürgüne gitmek zorunda bırakan CHP‘nin iktidar olduğu yıllardır. CHP ırkçı faşist bir ideolojiyle donanmış bir partidir ve hala bu ülkenin bir çok kurumunda askeri darbelerin ardından yapılan anayasal değişikliklerle yeri sağlamlaştırılmış bir nevi iktidar partisidir.
Bu ülkenin bağımsızlaşmasında önemli bir rolü olduğunu düşündüğün Mustafa Kemal’in Kütahya Eskişehir savaşlarında TBMM ordularının yaşadığı yenilgiden hemen sonra TBMM den aldığı yetkiyle Fransız ve İngiliz emperyalistleriyle masaya oturduğunu tarih sayfalarında bulmak kolay değildir. 87 yıldan beri zorunlu olarak ilkokuldan üniversiteye zorla inkilap tarihi dersini okutarak halkın gelecekte de manipüle edilmesi takiyyesinin temelini atan CHP dir.
Siz Sayın Faruk KALIN da aynı mantıkla eleştiride bulunarak kendinizi vatansever addediyorsunuz. Bu ülkeyi Natoya üye yapan CHP dir. 1960 darbesinin arkasında ABD olmadığını söyleyebilir misiniz? Menderesin Sovyet gezisi dönüşü tutuklanıp idam edildiğini herkes biliyor da sizin mi haberiniz yok. Burada Menderesin solcu olduğu iddiasında değilim ama CHP ve ABD ittifakı ile Sovyet düşmanlığı ile yaklaşıldığını görebilmenizi sağlar umarım diye düşünüyorum. 1960 darbesi sonrası gelişen halk muhalefetini frenlemek için inönünün “ortanın solu” diye bir tabirle sola oynadığını biz çok iyi biliyoruz. Tıpkı bugün AKP nin Demokratik sivil bir anayasanın önünü kesmek için sahte değişikliklerle referandum yapması gibi.
AHİM ‘de AB üyesi ülkeler içerisinde en fazla para cezasına çarptırılan iki ülke vardır. Birisi Türkiye diğer Yunanistan’dır. Yunanistan da Türk azınlığa yapılan haksızlıklara karşı çıkabilmek, Türkiye topraklarında yaşayan diğer azınlıklara uygulanan haksızlıklara karşı çıkmakla anlamlı olacaktır. Kendi ülkesini göremeyen bir aydın aydın olmaktan çok uzaktır. Maalesef sizi de bu çerçevede değerlendirmek durumundayım. Etrafını temizlemeyen ve uzaktakileri temiz olmamakla suçlayan mızıkçı bir çocuk gibisiniz.
Bizler Marksist’iz. Marksistler ulusalcı değil enternasyonal düşünürler. Dünyanın bütün halkları kardeştirler ve eşittirler. Ulusalcı bakış olsa olsa Türk burjuva ve hakim sınıflarının ekmeğine yağ sürer. Türkiye halklarına ise acıdan başka ne yaşatmıştır. Daha fazla acılara gark olmamak için ulusalcı değil eşitlikçi, burjuva mantığı ile değil sosyalist bir bakış açısıyla bakabilmeliyiz. Bir asıra yaklaşan ve CHP de vücut bulan Kemalist faşist anlayışın hala sol aydın bir yaklaşım olduğu yalanından kurtulmak emekçi halka ve diğer etnik azınlıklara haklar sağlayan ileri bir noktaya taşınmamızda büyük bir fayda getirecektir.
Sayın Faruk KALIN. Artık hikaye anlatmaktan vazgeçin. 1.Dünya savaşında Çanakkale’yi geçemeyen İngiliz 30-ekim-1918 de tek kurşun atmadan İstanbul’u işgal etmiş ve 1922 de de tek kurşunluk bir direnişle karşılaşmadıkları İstanbul’u Mustafa Kemalle yaptıkları gizli antlaşmalarla terk etmişlerdir.
Bize ulusal uyduruk kahramanlıklar anlatarak 87 yıldan beri devam eden kandırmacayı devam ettirmeyin. Artık yemezler. Gidin siz ilkokul çocuklarımıza uygulanan ırkçı-asimilasyoncu ve bilimsel hiçbir değeri olmayan faşizan eğitimin eğitmeni olun.
Siz ancak artık çocukları kandırırsınız.
CHP TÜRKİYEYİ, 10 BİN YILLIK UYGARLIK BİRKİMİNİ İNKAR EDEREK KURAN FAŞİST BİR PARTİDİR.
Baba toprağı Şavşat’a ayaklarımı bastığımda kokladığım havaya baktığımda yüreğim sızladı. Ve üstelik orada yaşanan tüm olumsuzluklara yokluk ve olanaksızlıklara, bozuk ve bakımsız köy yollarına, ilçenin harabeyi andıran kilit parke yollarına, sözümona Artvin Ardahan il yolunun Şavşat’tan Pancarcı Festival alanına kadar olan köstebek yuvası olmuş asfalt(!)ına,tek şeritli olarak çakıl asfalt Karagöl milli parkına giden yolun çevresinin orman yeşilliğindeki çaresizliğine, Arsiyan dağ yolundaki Gürcistan sınırındaki muhteşem Karakol binasına kadar götürülmüş elektriğe rağmen off road yaparak tırmandığımız sınır karakolu yolu sonunda güç bela vardığımız yaylanın serinliğine benzeyen karmakarışık duygular yaşamak ancak bu baba toprağında mümkün olsa gerekti.
Burada yıllar önce yokluk ve yoksulluk içinde,çaresiz ve acımasızca sömürü ile itilmiş bir yöre halkının içinden çıkmış ve bunu duyumsamış bir yürek ile ve adına Türkiye denmiş bu coğrafyanın batısında ve doğusunda,karadenizinde ve akdenizinde, kürdü, türkü, lazı, çerkezi, arabı, hemşini, rumu, gürcüsü ve daha aklıma gelmeyen bir etnik mozaiğin harmanında sömürülmenin bariz kader birliğini yaşayan halkların ortak yazgısını değiştirmenin mücadelesini verdiğimizde yaşadığımız gözaltı ve tutuklamaların ardından sözde terör sayılıp teröre karşı yürüyen Şavşat CHP’nin ekabir takımının bir üyesince “o kadar seviyorsan neden terk ettin Şavşat’ı?”sorusuyla yüzleşecek kadar arsız bir acıtıcılığı yaşamak bu olsa gerek!..
Eskiler çok iyi bilir; Kürt Cemali, Arap Bayramı, Çançur lakaplı Ermeniyi, periyodik delirme zamanları geçiren uslu akıllı Poşa Binaliyi.
Ayrımcılık CHP’nin kuruluş fıtratı deseler de yetersiz bir iddia benim açımdan. Ayrımcılık CHP’nin kuruluş temeli. Var olanı reddetmek üzerine kurulu mantık. Manipüle etmek ve yanıltmak için sistemi kendine göre yapılandırmak gerek. Bu altyapı bu çarpık üstyapıyı kaldırmaz. İsyanlar olur, başkaldırılar artar, önlemesi zordur. Bu yüzden sistem militarize olmalı, Halkın çocuklarından ne kadar çok etten duvar örerse o kadar başı selamet olacaktır. CHP mantığının kurduğu bu sistemden beslenen sömürgenler. Aynı mezarda yatar Kayadibi köyünde devletin cezaevinde öldürttüğü çocukla devlet için ölen başka çocuk. Bunu okuyamaz CHP’li. Bu devlet askerlerce yönetilmeliymiş diye düşünür. Görmez faşist yüzünü CHP’nin. Sanır ki bu ülkeyi AKP yönetmekte. AKP’nin üzerinde duran ve adına Ergonokon denen askeri vesayet kılıcının keskin tarafını bileyen CHP olduğunu bilmezlikten gelir. 12 eylül 1980 de Şavşat’ta öldürülen 10 devrimci Şavşat evladını hatırlamaz bile de, aynı cezayı paylaştığı halde askeri vesayetten yana olur. AKP şeriat getirecek korkusunu büyütüp yoksulluğu, sömürüyü yaşama çaresizliğini CHP’ye yedeklemek silahını kullanır.
HES’e ses çıkarıyormuş gibi yapar ama el altından HES’ten yana olmanın hesaplarını yapar.
Yereldeki CHP budur.
Ali YÜKSEL-09-09-2010
Bu İçerik 2625 Kez Görüntülendi
Yorumlar
İlginç Ama
Ama dan sonraki söz çürüktür...
CHP ve Cumhuriyet sürecini yeknesak faşist diye nitelemeniz ilginç... Açıkçası çok çok kaba bir yaklaşım aslında... Yine de sormak istediğim bazı sorular olsa da gereksiz tartışmadan kaçınmak için sınırlayarak merakımı gidermek istiyorum.
Sence İktidar döneminde İttihat ve Terraki partisi de faşist midir? Tarihi ıskalama ve hatalar yapmanı istemem doğrusu... Yine de sorum bakidir. I. Emperyal savaş olmadan faşizm tarih sahnesinde değildi.
Her ırkçı, ulusalcı düşünceyi faşist demezsin ama faşizme ilişkin tarihsel ve sınıfsal ayraçların nelerdir?
Hoşlanmadığın, beğenmediğin karşı olduğun vb. her sürece faşist etiketi yapıştırmayacağına göre bize bu ipuçlarını da verebilir misin... İtalyan yasaları kadar - İsviçre hukukundan aktarımlar gibi, güneş dil teorisi yanında Köy Enstitüleri, Halkevleri vb. olguları ıskalamadan lütfen Cumhuriyet’in ilk dönemlerine ve CHP’ye bu etiketi (1945-1970-1980-2010-... CHP için düz bir çizgi mi?) yapıştırırken düşünsel - tarihsel - sınıfsal soyutlama-somutlama açısından dayanakların neler?
Düşüncelerine bir çok tarihsel - sınıfsal gerekçe ile katılmadığımı belirtmek isterim... Bu tahlilleri marksizmle etiketlemense gereksiz bir baskılanma ve doğru değil... Tekelci sermayesiz bir faşizm Patron-Ağa devleti ile kolkola mı gidiyor? ÇanKayŞek - Savaş Baronları ne zaman faşisttir? Japonlara karşı savaşırken mi? ÇKP ile savaşırken mi? Sınıfsal temelleri nelerdir bu analizinin?
Bürokrasi-küçük burjuvazi pragmatizmi ve makyavelizmi ile faşizm arasındaki ilişki aşikardır ama bu sınıfsal karakteristiklerin değişik tarihsel düzlem ve ilişkilerini faşizmle etiketlemek kaba marksizmden öte bir algı-yöntem olabilir mi?
Vereceğin yanıt ve bilgiler için şimdiden teşekkürler...