1982 Anayasının toplumun ihtiyaçlarına yanıt vermediğinden olmalı ki zaman zaman 70 e yakın maddesinde değişiklikler yapıldı. Tabiki daha özgür, demokrat, çağdaş, atılımcı 21.yüzyıla yakısan prensipte birleştirici ve bütünlestırıcı olan bir anayasanın yapılması herkesin arzusudur. Böyle bir anayasanın hazırlanması ancak geniş bir toplumsal mutabakatın sağlanmasıyla olur. Fakat görmekteyiz ki AKP hükümetinin kendisine yakın birkaç akademisyenle kendi kurmaylarından olusan bir heyetle gizlice hazırlanmaya çalışılan bu taslak Türk halkının anayasası olamıyacaktır. Atatürkçülüğün anayasadan çıkarılması ile laikliğin tanımının yeniden yapılması istekleri vahım ve düşündürücüdür. Öteden beri hayalleri olan laik siteminin ömrünü tamamladığını islami sisteme geçmenin zamanını geldiğini söylememişler miydi? Ama bilinmelidir ki laiklik bir ülkenin sigortasıdır. Özellikle laikliğin olmadıgı müslüman ülkelerde mezhep ve etnik çatışmaların olduğu inanç üzerine olan baskıların ne boyutlarda ve barbarca uygulandığını hepimiz bilmekteyiz.

Eğerki anayasa taslağını hazırlayanlar bu işte samimi iseler yapılacak çalışmalarda sosyal güvenlik haklarının korunması ve iyileştirilmesi çalışanlara grevli toplu sözleşmeli sendikal hakların tanınması,seçım kanunu ve siyasi partiler yasasında değişiklikler yapılarak parti içi demokrasının sağlanması,seçilen milletvekilinin liderin emrinde değil halkın emrinde olmasının yolunun açılması,dokunulmazlıkların kaldırılması,%10 barajının daha aşağılara çekilmesi,yargı bağımsızlığının sağlanması,eğitimin paralı olmaktan çıkarılması,din kültürü derslerinin seçmeli hale getirilmesi, PKK terör örgütünün istismar ettiği Güneydoğudaki bazı konuların çözüme kavusturulmasına yönelik açılımlara yeni anayasada yer verilirse kuskusuzki bir toplum anayasası olur. Aksi taktirde ülkemizi daha fazla çözümsüzlüğe itecek AKP’nin türbanı kurtarma anayasası olarak tarihteki yerini alacaktır.

Ülkemizin çözüm bekleyen işsizlik, terör, Kıbrıs, Güneydoğu, AB, eğitim ve sağlık gibi temel sorunların çözümü dururken yapay gündem yaratarak türban sorununu Anayasa sorunu halıne getirmek kimseye bir yarar sağlamayacaktır. Eminim ki yukarıda işaret ettiğimiz sorunlar çözülürse turban sorunuda kendiliğinde çözülmüş olur.

Tahran Erdemin milliyet için yapmış olduğu son ankete göre üniversitede okuyan kız öğrencilerin baslarının açıp açmamaları konusu velilere yöneltilmiş olup buna göre:

AKP lilerin %65 çıkarsın %35 i okulu bıraksın
CHP lilerin %97 çıkarsın %3 ü okulu bıraksın
MHP lilerin %84 çıkarsın %16 si okulu bıraksın

Bu anket sonucu da bize gösteriyor ki halkın %70 e yakın bir bölümünün turban diye bir sorunu yoktur.

Bir diğer konuda hazırlanan anayasa taslağına ‘Üniversitelerde kılık kıyafet serbesttir.’ maddesini koyarak pekte önemli olmayan bu sorunu çözmeyi amaçlıyorlar.Diyelim ki bu maddeyi yasallaştırdınız yarın kapıdan içeriye sarıklı,cübbeli,fesli,mayolu,kara çarşaflı kişilerin girdiğinde ne yapacaksınız? Yok o tip giysiler yasaklanacak o zaman siz yasakçı zihniyet olmayacak mısınız? Kişilerin inancı bir tek türbanla mı sınırlıdır? İnsanların inancında baksa kıyafet giyimi olamaz mı?

Yeni cumhurbaşkanımız diyor ki: ‘Baş örtüsüyle üniversiteye gitmek aslında modernleşmenin bir sonucudur. ”O zaman modern ülkeler Afganistan, Pakistan, Malezya olmuyor mu? Neden yüzümüzü onlara değil de Avrupa’ya donup ABye girme uğruna kapılarda azarlanıyoruz?

Yine Tahran Erdem ile yapılan bir röportajda türban serbest bırakılırsa iki yıl içerisinde bütün üniversite öğrencilerinin turban takmaya zorlanacağını,toplumbilimci Şerif Mardin ise mahalle baskısının olacağını Türkiye’nin Malezya ya benzeyebileceğini belirtiyor.

Sonuç olarak yasa değişikliği olmasa bile çevremizde türban takan kızlarımızın sayılarının gün geçtikçe arttığını görmekteyiz. Uzun yıllardır oy uğruna ihtiyaç olmamasına rağmen İmamhatip Liseleri açan, devlet olanağı sağlamayarak kızlarımızı tarikat okullarına ve yurtlarına mahkum eden, çocuklarımızı kuran kurslarına yönlendirilerek Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı yetişmelerine olanak sağlayanlara yazıklar olsun diyor cumhuriyetten yana olan insanların daha duyarlı olmalarını bekliyorum.