Şavşat Duvar Gazetesi Şavşat Gündemi

Karadenizdeki Sessiz Çığlık..!

Şavşat.com

TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Trabzon Şubesince düzenlenen ve Çamlıhemşin-Rize Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığının katkıları ile gerçekleştirilen ‘Doğu Karadeniz Kırsalında Tapu-Kadastro Çalışmaları” konulu FORUM 18 Ağustos 2006 tarihinde Çamlıhemşin’de gerçekleştirildi.

Forum’a Rize Vali Yardımcısı Fuat GÜREL, Çamlıhemşin Kaymakamı Şenol KOCA, Çamlıhemşin Belediye Başkanı Y. Metin KESİMAL, Pazar Belediye Başkanı Hikmet HATIRNAZ, Tapu ve Kadastro Müdürlüğü Bölge yöneticileri ve kontrol mühendisleri, bazı kamu kuruluşu çalışanları, köy muhtarları ve vatandaşlar katıldı. Yöneticiliğini Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ali Fahri ÖZTEN ‘in yaptığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdür Yardımcı Nihat Şahin, Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü (Harita ve Kadastro Müh. Böl.) Başkanı Prof. Dr. Cemal BIYIK, Pazar Orman İşletme Müdürü Mustafa KESİCİ, Orman Bölge Koordinatörü, Yüklenici Orhan KASAP’ın çağrılı katılımcı olarak yer aldıkları Forum’a coşkulu bir katılım dikkati çekti.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Trabzon Şubesi İkinci Başkanı Fazıl UZUN, HKMO’nun görev ve sorumluluklarını belirterek başladığı açılış konuşmasında Forumun amacının bölgede yapılmakta olan kadastro çalışmalarında gündeme gelen sorunları, vatandaşın yaşadığı sıkıntıları, ve çözüm önerilerinin yetkililerin de bulunduğu bir platformda tartışılma olanağının yaratılması olduğunu ifade etti. Vali Yardımcısı, Kaymakam ve Belediye Başkanı da açılış konuşmalarında Forum’un önemine değinerek, vatandaşın kafasındaki sorulara bu etkinlikle yetkililerden yanıt alacaklarını, mağduriyetlerin giderilmesinde önemli adımlar atılacağını belirttiler. Açılış konuşmalarında etkinliği düzenleyen Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasına teşekkür ettiler ve HKMO’nun büyük bir kamu görevini yerine getirdiğini vurguladılar.

Forumun birinci bölümünde gerek Forum yöneticisi ve gerekse Forum’un çağrılı konuşmacıları tarafından, Ülkemizde son iki yıldır kadastro çalışmalarının hızlı bir şekilde sürdürüldüğü, bununla birlikte Karadeniz bölgesinde kadastro çalışmalarının güç koşullar altında gerçekleştirildiği hususunda genel bir bilgilendirme yapıldı.

Mülkiyet kavramının, insanlık tarihinde, insanlığın üretime geçtiği andan itibaren gündeme gelen, gündemde kalan bir konu olduğu, Ülkemizde mülkiyetin temel yasal dayanağının, Anayasamızın 35' inci maddesinde yer alan ‘herkes mülkiyet ve miras hakkına sahiptir” hükmü olduğu, bu hakkın modern toplumların Anayasalarında, onları köle toplumlardan farklı kılan en önemli bağımsızlık hakkı olduğu, dünyada son yüzyıllarda toprağa ve kadastroya bakışın önemli ölçüde değiştiği, önce zenginlik aracı olarak görülen toprağın ardından ticari bir mal olarak görüldüğü, bugün ise çoğalmayan kıt bir toplumsal kaynak olarak karşımıza çıktığı ifade edilerek, kadastronun basit mülkiyet kayıtlarından mali araçlara dönüştüğü, taşınmaz piyasaları ile planlamanın temel unsuru haline geldiği yine çağrılı katılımcalar tarafından belirtildi.

Ayrıca çağrılı katılımcılar tarafından, 2005 yılında Tapu ve Kadastro Trabzon Bölge Müdürlüğü etkinlik alanında (Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane, Giresun) 408 köyün, Rize de ise 125 köyün, 2006 yılında yine aynı bölgede 502 köyün ve Rize’de ise 146 köyün kadastrosunun yapılması için özel sektöre ihale edildiği açıklandı. Bununla birlikte, günümüzde kentlerimizin sağlıklı bir şekilde planlanabilmesi, çevrenin yaşanabilir halde düzenlenmesi, doğal kaynakların yönetimi, ekonomik anlamda vergi kayıplarının önlenmesi, tarım politikalarının geliştirilmesi, orman, mera, kıyı ve benzeri alanların etkin kullanımı, her türlü kamulaştırma ve altyapı hizmetlerinin sağlanması, topraklarımızın verimli kullanılması, ulusal güvenlik açısından yabancıların toprak edinimlerinin gerçekçi bir şekilde izlenmesi, kent ve coğrafi bilgi sistemlerinin kurulması ve yaşatılması için e-devlet projesinin hayata geçirilmesi dahil tüm bu işlevlerin gerçekleşmesinde öncelikle kadastroya gereksinim olduğunun tartışmasız bir şekilde kabul edilmesinin gerekliliği vurgulandı.

Ülkemizde Kadastro çalışmalarının kentlerde % 97, köylerde ise % 86 oranında gerçekleştirildiği, ancak çağdaş ve çok amaçlı kadastronun tesisi ve Mekansal Bilgi Sistemlerinin kurulabilmesi için bugüne değin üretilen tapu ve kadastro bilgi, belge ve paftaların 2/3'sinin yenilenmesi gerektiği, 1937 yılında çıkartılan 3116 sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosunun 5 yıl içerisinde bitirileceğinin belirtilmesine rağmen, 20 milyon 703 bin hektar orman alanımızın ancak 1/5’inin (yaklaşık 5 milyon 150 bin hektar) tapu tescil işlemlerinin tamamlandığı, Türkiye’de orman alanların daralması yanında Karadeniz bölgesinde % 25 oranında orman alanlarında artış olduğu, forumun ilk bölümünde dile getirilen konular arasındaydı.

Forumun ikinci bölümünde köy muhtarları ve vatandaşlar söz alarak yaşadıkları sıkıntıları dile getirdiler.

Orman sınırının belirlenmesinde kullanılan harita ve paftaları ile amenajman planlarının gerçeği yansıtmadığı,

Orman sınırlaması ile ilgili mevcut kanunlarının Orman köylüsünün aleyhine kullanıldığı, keyfi davranış sergilendiği, gözlemsel değerlendirmelerin yapıldığı,

Mevcut tapularının yer yer geçersiz sayıldığı, uygulanmadığı, Mevcut tapulara göre yapılan satışlar sonucu bu tapuların geçersizliği nedeniyle üçüncü şahısların mağdur olduğu,

Yüz yıllardır (300 yıldan fazla) bu bölgede yaşayan insanlar olarak ormanı gözü gibi korudukları,

Ormana kasabın ete baktığı gibi bakmadıkları,

Orman kesiminde gelişi güzel hareket edildiği,

Çay bahçelerinin, mısır tarlalarının ve çayır alanlarının orman sınırı olarak çevrildiği,

Bazı vatandaşların dedelerinden miras kalan yüzyıllık evleri bile orman sınırı içinde kaldığı,

Süreç böyle devam ederse üretimden koparılacakları ve kendi topraklarında kiracı konumuna düşecekleri,

Yüzlerce yıldır yaşadıkları bu topraklardan sürgün konumuna itileceklerini,

Böyle bir çalışmada hiç kimsenin bilirkişi olarak görev yapmak istemediği ve hatta bazı bilirkişilerin görevlerinden istifa ettikleri,

Kadastro yapılmasını istedikleri için çoğunluğun pişman olduğu ve konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar taşıyabilecekleri, şeklinde sıkıntılarını gündeme getirerek yanıt ve açıklama istediler. Konuşmalar sırasında orman köylüsü vatandaşların gergin olduğu gözlenirken özellikle yaşı büyük olan bazı vatandaşların çok duygusal konuştuklarına ve gözlerinden yaşlar aktığına tanık olduk. Salonun o andaki atmosferini ve duygu yüklü anını anlatmak oldukça zor.

Forumun üçüncü bölümünde ise forum katılımcılarının konulara getirdikleri açıklamalar ve yorumlarda öne çıkan başlıklar şunlardır:

1/25 000 ölçekli haritaların askeri amaçlı ve nitelikte olduğu ve mülkiyete esas veri olarak kullanılamayacağı,

1/25 000 ölçekli haritalarda yeşil renkli olarak gösterilen alanların bir leke çalışması olduğu, bu alanların çay, mısır tarlası ve hatta çayırlık olabileceği, güncelleme tarihleri yeni olduğundan 1950’li yılları yansıtmayacağı ve bu nedenle de genel bilgi anlamında da yanılsamalara yol açacağı, mülkiyete esas veri elde edilemeyeceği,

Amenajman planlarının da tek başına mülkiyete esas temel veri ve done olarak kabul edilemeyeceği,

Mevcut tapuların aplikasyonunun sağlıklı yapılması,

Arazinin 1945, 1950’li yıllarda orman mı, kültür arazisi mi, çayırlık mı vb. olduğu o tarihlerdeki hava fotoğraflarının değerlendirilmesiyle rahatlıkla yapılabileceği, ya da bilimsel ve teknik çalışmalarla arazinin yıllara göre dağılımının yapılması,

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğünün iki yıldır sürdürülen çalışmaları da dikkate alarak uygulamaya yönelik ikincil mevzuat çalışmalarını yapmaları gerektiği yönündedir.

Hiç kuşkusuz mülkiyete yönelik çalışmalarda geç kalınmışlık bir yana yasalarda yapılan onlarca değişiklik halkın kafasını iyice karıştırmışa benziyor. Bir tarafta yüzyıllardır bu topraklarda bu coğrafyada yaşayan, her türlü fedakarlığı gösteren orman köylüsü, diğer tarafta ise bilimsel, teknik, ekonomik, politik, toplumsal, hukuksal, kentsel, ekolojik ve siyasal boyutuyla yaşanan bir süreç var.

Forum sonrası Orman Köylüsü, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasına bu konuyu gündeme getirdikleri ve kendilerini aydınlattıkları için sonsuz teşekkür ettiler. Sürece kamu, ülke ve yurttaşlar adına tarafsız bir yaklaşım sergileyen böylesi bir kurumun olması Orman köylüsü olarak kendilerine bir güven verdiğini, biraz olsun rahatladıklarını, sahipsiz olmadıklarını ifade ettiler.

Bölgenin horonu, kemençesi, tulumu, türküleri, kendine özgü balı, fındığı, çayı, hamsisi, doğa güzelliği ve yaylaları ile cennet güzeli bu coğrafyada yaşayan zekiliği, mücadeleci yapısı, canlılığı ve paylaşımcılığı, olaylara esprili yaklaşımı ile tanınan Karadeniz insanı Fırtına Vadisini yok edecek olan hidroelektrik santralin yapımına karşı verdikleri mücadelenin de unutulmamasını gerektiğini vurguladılar.

www.hkmo.org.tr

Bu İçerik 2673 Kez Görüntülendi

Şavşat Gündemi Üye Listesi