Şavşat Duvar Gazetesi Tarih

Savaşın Patolojik İncelemesi

Ali Yüksel

5 yaşında bir çocuğu bilerek öldürmek büyük bir insanlık suçudur.Bir ülkenin kadınlarını kızlarını köleleştirmek ve tecavüze uğratmakta…Ama tarih böyle örnekleri bol miktarda barındırıyor.Ve öylesine haklılaştırıyor ki efsanelerle neredeyse hak verecek duruma getiriliyorsunuz.

SAVAŞIN PATOLOJİSİ

5 yaşında bir çocuğu bilerek öldürmek büyük bir insanlık suçudur.Bir ülkenin kadınlarını kızlarını köleleştirmek ve tecavüze uğratmakta…Ama tarih böyle örnekleri bol miktarda barındırıyor.Ve öylesine haklılaştırıyor ki efsanelerle neredeyse hak verecek duruma getiriliyorsunuz.Yinede ben bir insan olarak asla haklı görmediğim bu durumu insanlığın yabanıllık-barbarlık-uygarlık diye tabir ettiğimiz sürecin birer basamağı olarak gördüğümü,insanlaşma sürecinin sınıfsız topluma ulaştığımızda tamamlanacağını belirterek asıl konuya girmek istiyorum.

Troia Savaşı hakkında bir çok şey yazılmış,filmi çekilmiş ve tiyatro olarak oynanmıştır. Ama bu savaşın sonuçları hakkında çok az kafa yoran vardır. Tıpkı bugün emperyalistlerin dünya halklarını köleleştirmek için gerçekleştirdikleri savaşların sonuçlarının olağan kabul edildiği gibi bu büyük kanlı ilk savaşın sonucu da olağan kabul edilmiş ve sonuçları hakkında çok fazla şey yazılıp konuşulmamıştır.

Burada Troia Savaşının sonuçlarının üzerinde durarak insanlığımızı sorgulayabilecek bir hususa dikkat çekmeye çalışacağım.Üstelik sırf talan uğruna bir kent devletinin ahalisinin yok edilişinin hikayesidir Troia Savaşı.

Troia Savaşı sona erdiğinde ve kahramanlar eşyalarını toplayıp dönüş yolculuğuna başladığında bir tek Odysseus adamlarını kaybettikten sonra ülkesi İthaka ya 10 yıllık bir gecikmeyle ulaşacaktı.Ve oğlu Telemakhos evine dönemeyen babası Odysseus için Lakedaimon’a gelip Helena ve Menelaos’un huzuruna çıktığında Helena arsızca sırıtarak Troia Prensi Paris’e aşık olduğu için savaş sebebi sayılmasını ve bu savaşın sonunda 5 yaşındaki Troia Kralı Primaos’un torununun burçlardan atılarak öldürülmesini önemsizleştiren bilinciyle Telemakhos’a ‘Arsız bir köpek olduğunu” söylemiş olması karşısında dehşete düşmemek benim için neredeyse imkansızdır.

Troia Savaşı sona ermiş,şehir tamamen boşalmıştır.Şehrin sakinlerinin büyük kısmı öldürülmüş ya da kaçmıştır.Şehir yakılıp yıkılmış,ele geçen kadınlara tecavüz edilmiş,köleleştirilmiş ve şehir yaşanmaz hale getirilmiştir.Şehrin yıkıntıları arasında beş yaşlarında bir çocuk ortaya çıkar.Yuvarlak,büyük,güzel gözlü ama bir deri bir kemik kalmış bu çocuk Troia Kralı Primaos’un büyük oğlu Prens Hektor’un oğlu Astyanax’tır.

Astyanax’ı yumuşak kalpli Helenanın kocası Menelaos’a teslim edilir ve Menelaos Astyanax’ı kendi himayesine alır.Bulduklarında Astayanax çalı çırpının arkasına saklanmış titrer haldedir.Menelaos’a getirdiklerindeyse acınacak hali nedeniyle Menelaos’un gözleri yaşarır ve ağlar.Ağlamak Menelaos’a çok iyi gelmiştir çünkü 10 yıl süren savaş süresince kalbi bu tür duyguları yaşamayı nerdeyse unutmuştur.Çocuğu karşısına oturtup Astyanax!a bakarak ağlar ve artık kendisini çok daha iyi hissettiğini anlar.

Sonra bu çocuğun kim olduğunu öğrenmek ister ve bunu çocuktan öğrenir.Hektor Troialıların örnek aldığı bir kahramandı ve Akhileus la yaptığı teke tek döğüşte yaşamını yitirmişti.Astyanax ise Troia kral sülalesinin son kalan ferdiydi.

Menelaos bu küçük çocuğa sarıldı,evlat edinmek istedi ve birlikte evine götürme kararı aldı.Buradaki duygusallık aslında zalimliğin öteki yüzüdür.Menelaos önce Astyanax’ın bütün sülalesinin ölüm emrini vermiş ve sonrasında bu duygusallığa kapılmıştı.

Fakat o anda Akhileus’un oğlu Neoptolemos’un bir çok zalimliğine insanca karşı çıkan Odysseus ortaya çıkar ve Menelaos’un karşısına geçerek ‘Pekala.Madem bu çocuğun adı Astyanax’tır ve Hektor’un oğludur,o halde bu çocuğu öldürmemiz gerekiyor” der.

Menelaos yanlış duyduğunu sanarak ‘Bir çocuğumu öldürmek istiyorsun?” diye sorar.

’Odysseus akla hayale gelebilecek en korkunç savaşında taraf olduk.İçimizden hiç kimse,böyle bir savaşın tekrar edilmesini istemez.Tüm kraliyet ailesinin kökünü kuruttuk,kadınlarını köle yaptık ve ırzlarına geçtik.Astyanax’ın teyzesi Kassandra ya tecavüz ederek edeni beraat ettirdik.Amcası Polites’i çok korkunç ve iğrenç bir şekilde katlettik ve katilini yargıç yaptık.Titrek bir ihtiyar olan Primaos’un başını kestik,babası Hektor’u öldürüp şehrin surları etrafında sürükleyerek dolaştırdık.Öyle korkunç şeyler yaptık ki Astyanax büyüyüp bir erkek olduğunda bunların öcünü almak zorunda kalacak.Bunu yapmak zorunda!..Başka bir seçeneği yok..işlediğimiz suçların intikamını almak zorunda!.”

Odysseus’un bu sözlerine karşı çıkmak neredeyse imkansızdı.Ve sözlerini sürdürerek,

’Astyanax yirmi yaşına geldiğinde bir ordu toplayıp Yunanistan!a savaş açacak ve her şey yeniden başlayacak.Niye mi?..Bunu yapmak zorunda da ondan!..Bu yüzden işlediğimiz cinayetlere belki de en korkunç olan bu en sonuncusunu ilave etmeliyiz.BU ÇOCUK ÖLMELİ!..ASTYANAX ÖLMELİ!” Diyerek çocuğu kapar.

Menelaos son bir hamleyle Odysseus’un kollarının arasındaki çocuğu alır ve ‘Bu çocuk benim korumam altında” der.

Odysseus güler ‘Senin koruman altındamı?..Demek senin koruman ha!.” Diye alay eder ve ekler.

’Senden başka bu çocuğu koruyacak adam kalmadı mı?” Menelaosun kardeşi Agamemnon’a dönerek ‘Bizleri Troia’nın uğursuz kıyılarına getirecek iyi bir rüzgarın esmesi için sana Aulis’te kızın İphigenie’yi kurban etmeni söyleyen Menelaos değimliydi?..Şimdi bu çocuğun koruyucusu olmak istiyor!” dediği için Odysseus’un talebinin yerine getirilmesine karar verilir.Astyanax Troia surlarının son kalan sağlam kulesine çıkartılır ve oradan atılmak suretiyle öldürülür.

Savaş çürütür.Hem de her şeyi:Şehirleri,tarlaları,ticareti,insan ruhunu ve hatta insan aklını…Astyanax vakası Thukydides’in tanımladığı ‘Savaş Patolojisi” ne çok güzel bir örnek teşkil eder.Bir çocuğun öldürülmesi için Odysseus birbiri ardına son derece mantıklı,doğru fakat insanlık dışı gerekçeler sıralasada salt mantıksal sebeplerden dolayı savaşın mantığını hiçbir zaman ahlak mantığı olarak kavramamız insanlığımızın insanlaşma sürecindeki birer negatif olgu ve gerileme olarak görülmesi gerekir.

20.Y.Y. başında ve ortasında yaşanan emperyalist paylaşım savaşlarının sonucu olan 100 milyonlarla ifade edilen ölüm ve yaralanmada böylesi bir negatif olgudur.Türkiye karakolları ve hapishanelerinde yaşanan dehşetengiz işkenceler ve cinayetler,farklı inanç ve etnik yapıya ait olmanın karşılığının ölümle karşılık bulması da yine negatif bir olgudur.

İnsanlaşmak için sınıfsız toplum hayalimizin gerçekleşmesi gerekir.İşte orada insanlık yeni bir merhaleye erişecek ve negatif olgu söz konusu olmayacaktır.

Sadece insan olmak için vereceğimiz mücadele bile büyük insanlığa katkı sağlayacaktır.

Saygı ve sevgilerimle…

28-05-2009 Ali YÜKSEL

Kaynakça

1-İlyada Destanı,Homeros

2-Savaşın Patolojisi,Thukydides

3-Mitolojinin öyküsü,Mıchael Köhlmeıer

Bu İçerik 764 Kez Görüntülendi

Tarih Üye Listesi