Bir zamanlar ŞAVŞAT dağlarına adı kazılan sn. Bülent ECEVİT’e sonsuz yolculuğunda bizden selam olsun.

İNSAN

elbette senden güzel olacaktı
çizdiğin resim
yaptığın heykel
senden büyük olacaktı
senden yakışıklı

elbette senden doğru söyliyecekti
yazdığın şiir

elbette senden çok duyacaktı
söylediğin türkü

sen olduğundan büyüksün
sen olduğundan iyisin
sen olduğundan güzel


Bülent ECEVİT

GÜLE GÜLE ........

Yıl 1974 ve ben 12 yaşındayım o yıl 10 mayısta okullar kapanmıştı ve Hopa’ya gidiyordum. Bütün Artvin’in dağları taşları (KARAOĞLAN ECEVİT) diye yazıyordu ve o zaman eceviti tanıdım. O günden bu güne Dürüstlüğünden, Onurundan ve gururundan, siyasetinden, yaşamından ÖDÜN vermeyen acaba başka siyaset ve devlet adamı varmıdır diye düşünüyorum. Ecevite Allahtan Rahmet Sevenlerine baş sağlığı diliyorum. MAKAMI CENNET OLSUN.

birşeyler olacak yarın
duruşundan belli
kırdaki atların
bulutların koşuşundan belli
kazışından köstebeklerin toprağı

karıncaların telâşından belli
birşeyler olacak yarın
belki bir tomurcuk
belki bir ağacın düşen yaprağı
belki de bir çocuk

pek o kadar göremesek de uzağı
kuşların uçuşundan belli
birşeyler olacak yarın
öbürgünden önemsiz
yarından önemli
BÜLENT ECEVİT



RUHUN ŞAD OLSUN

TÜRK MİLLETİNİN ÖRNEK ALACAK DÜRÜST BİR
DEVLET BÜYÜĞÜMÜZÜ KAYBETTİK.

TÜM HALKIMIZIN BAŞI SAĞOLSUN.
RUHU ŞAD OLSUN.

23 Temmuz Şavşat Katlimında başbakandı. Yine hayata dönüş operasyonunda başbakan olan Sayın Eceviti kaybettik sevenlerinin başı sağolsun. Fuat Yüksek.

Laik Cumhuriyetin Temel İlkelerinden ödün vermeden, şaibeye, hırsızlığa, yolsuzluğa adı karışmadan da Siyaset yapılabileceğinin beklide tek örneği olan, dürüstlüğü, kibarlığı ve nezaketiyle her kesimin gönlünde taht kuran bir değeri kaybettik. Tüm Türkiye’nin başı sağolsun. Kendi şiiriyle GÜLE GÜLE demek istiyorum.

UYUM
boşluğa bulut buluta yağmur
yağmura toprak ne güzel uymuş

gündüze güneş güneşe tarla
tarlaya başak ne güzel uymuş

başağa buğday buğdaya insan
insana emek ne güzel uymuş

emeğe eylem eyleme yürek
yüreğe sevgi ne güzel uymuş
Bülent ECEVİT

DÜRÜST, ONURLU, BİR O KADAR DA LİDER İNSANI KAYBETTİK. T.C KAZANIMLARI ÇOKTU. RUHU ŞAD OLSUN.

Bu millet adını dağlara taşlara yazdığı dürüst bir siyaset adamını kaybetti.
Şairin dediği gibi ‘ Sonsuza giden bir gemi kalktı bu limandan.’
Allah rahmet eylesin.
Saygıyla anıyorum

Ecevit’i sadece Türkiye Cumhuriyeti değil Dünyada çok insan kaybetti. Ama hep dürütlüpğü ile örnek oldu. Ruhu şad olsun

İsmet ACİ

Türk siyasetinin yapı taşlarından biri olan Bülent Ecevit`i kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bizler dürüst , doğru, adam gibi bir adam olarak tanıdık Ecevit`i. Sevenlerinin başı sağ olsun. Saygılarımla.

DÜRÜST, ONURLU, İNATÇI ECEVİT’İ KAYBETTİK.

SEVENLERİNİN BAŞI SAĞ OLSUN.
TURGUT TEMUR

Yaylaları turizme açarsak Türk islam kültürüne zarar verirmişiz.Ne güzel bir deyim Türk islam kültürü, kulağa nede hoş geliyor, ne güzel okşuyor benliğimizi, eşi benzeri yok Türk islam kültürünün. Aman sahip çıkalım aman ha aman bozdurmayalım. Gavurlar, şu gavurlar yokmu; işlerini güçlerini bırakıp biricik kültrümüzü bozmak için uğraşıyorlar. Bu yüce bu asil Türk islam kültürümüz bozulursa nice olur halimiz. Yanlız benim anlamadığım şu ki; bu nasıl bir kültürdür ki,o kadar çok kolay bozulur bu nasıl bir halktır ki kültürünü hemen bozuversin. Kültürümüz bu kadar kolay bozulacaksa ortada bir sorun var demektir: Ya bu kültürümüz çok eskidi devrini tamamladı diğer kültürlerle kaynaşınca onların etkisiyle yavaş yavaş kaybolacak; yada başkalarının kültürü üzerine giydirilmiş ve bu kültürden bir an önce kurtulmak isteyen bir bir halk var. Yoksa neden bozulsun yüce Türk islam kültürümüz. Ortada bir terslik ve bir çelişki var ama ne?

Sizcede yokmu bir terslik söylermisiniz?

Kamuoyuna yansıyan sayın Valimizin açıklaması belki ifade tarzı açısından yanlış algılanıp tepki almıştır. Ancak ekonomik açıdan baktığımızda valinin Artvın’i hiçte iyi tanımadığını, orada yaşayan insanları anlayamadığını sadece doğal güzelliklere baktığını görüyoruz. Eğer ekonomik imkanlar uygun olsaydı bu kadar çok göç vermez, köyleri boşalmazdı. Yayla turizmi, mademki ekilecek arazi yok, sanayi yok kalkınma için çok önemli.

Siyasi açıdan düşünecek olursak bu açıklamanın doğruluk payı olabilir. Neden mi? Barajlar yapılmaya başlanıp gerek barajların önemi ve gerekse çoruh nehri, şimdiye kadar kimsenin umurunda olmayan Artvin’i birden cazip hale getirmeye başladı. Ülke topraklarının önemli hassas noktalarında sessiz sedasız yabancıların mülk edinme stratejilerini inceleyecek olursak konumu itibarı ile çok önemli bir nokta da oluşu, bölgedeki bağlantı yolları bazı güçlerin iştahlarının kabarmasına neden olmaktadır.

Orada yaşayan insanlarımızın ekonomik sıkıntıları göz önüne alındığında zaten boş duran köy arazilerine teklif edilecek yüksek cazip rakamların iradelerini zayıf düşürebilir.

İşte bu açıdan baktığımızda sayın Vali’nin telafuzu yanlış açıklamasının düşündürücü yanlarının da olduğuna inanıyorum.

Sayın Erdoğan Bilgin,

Memleketimizle ve turizmle ilgili tüm tespit, duygu ve düşüncelerinize katılıyorum.
Ancak, sanki Artvin Valisi bunları anlatmak istemiş ama bizler yanlış anlayıp, önyargılı davranmışız gibi eleştirilerinize katılmıyorum. Bizde zaten “kesinlikle yaylalar turizme açılmalıdır” gibi bir düşünceyi savunmadık. Araştırılmalı, değerlendirilmelidir dedik. Bunlar sizin güzel düşünceleriniz ve doğru değerlendirmeleriniz, Valimize maletmeyin bence. Ne yazık ki Valimizi yanlış anladığımızı destekleyecek bir söylemi de yok ortada.
Sizi yinede tebrik ediyorum. Bizim insanımız budur işte, söylenene değil niyete bakar. Ama keşke niyette sizin anlattığınız gibi olsa, çok seviniriz elbette.
Sağlıkla ve esenlikle kalın.

Valinin video görüntülerinde kendi ağzından söylediklerini duymasam görmesem inanmazdım
Vali Artvini kafese koymak istemiş.
Böyle bir konuşmayı bir partinin gençlik kolları üyesi olan bir kişi söyleyebilir.
Vali ilimizin dokusunu bozmadan turizme açmalıyız demesi gerekirken, turizm ne oluyor ne işi var Artvin’de diyerek çok büyük bir yanlış yapmıştır.

UZUN ZAMANDIR ENDİŞE EDİYORDUM BİRİ ÇIKIPTA ŞU YAYLA TURİZMİNE EL ATSA DİYE.
ŞÜKÜRLER OLSUN ÇOK GEÇMEDEN GELDİ ÖZELDE ARTVİN’E GENELDE TÜRK TURİZMİNİNE YENİ BİR NEFES, YENİ BİR SOLUK GETİREN AÇIKLAMA.
"KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK". NE KADAR TALİHSİZ İLİZ.

Turgut Temur

01.11.2006 tarihli gazetelerde yer alan malum açıklamaların karşı tepki çekeceğini ve Şavşat com.sitesinde ele alınacağını düşünerek, analiz yapmayı gecikmeli olarak gerçekleştirmeye karar verdim. Kıymetli hemşerilerimin olayı sağduyulu yorumlamalarını bekliyordum ancak, görüyorum ki mesele önyargılarla ele alınıyor. Bu nedenle de yanlış yapılıyor.

Değerli hemşerilerim Artvin ve civarı doğal güzellikleri, zengin kültür çeşitlilikleriyle ünlüdür. Bu özelliği nedeniyle son yıllarda yabancı turizminin dikkatini çekmeye başlamıştır. Aynı hareketlilik iç turizm cephesinde de vardır. Özellikle Artvinli gurbetçi hemşerilerimiz son yıllarda memleketlerini ziyaret etme yarışına girmişlerdir. Bu da Artvin ve çevre ilçelerine büyük bir hareketlilik getirmiştir. Ancak bu hareketliliğin Artvin de yaşayanlara ciddi bir ekonomik getiri sağladığını kimse iddia edemez. Aynı şey yabancı turizmi için de söylemek mümkündür. Ama her iki turizm hareketliliği Artvin ve ilçelerine kültürel dejenerasyonu da beraberinde getirmiş, bu nedenle Artvin kendi milli ve yerli değerlerinde büyük değişimlere uğramıştır. Belki bir kısmımız bu değişimin çağdaşlaşmanın bir gereği olduğunu söyleyecektir ama ben böyle bir değişimden şikâyetçi olmuyorum. Ben değerlerimizin yıpranmasından, ahlakımızın çökmesinden, tarihimizin ve tabii zenginliklerimizin talan edilmesinden söz ediyorum.

Çevremizin, tabii kaynaklarımızın kirletilmesinden söz ediyorum. Bütün bu kayıplarımızın hangi boyutlarda gerçekleştiğini milli parklarımızı ve şehir civarlarını, şehir merkezlerini, yaylalarımızı, dere ve ırmaklarımızı inceleyerek görebilirsiniz. Festivallerimizde yapılan yanlışlar, telkin edilen ve örnek olarak ortaya koyulan eğlenceler hangi kültürümüzde vardır? İçinde bize ait olan hangi değeri barındırmaktadır? Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bütün bu yanlış uygulamalar hep kalkınma adına, turist çekme adına yapılmıştır. Sonuçta Artvin ve ilçeleri Nataşa akınına uğramış bu nedenle geride kalan birçok ailede dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardır.

Artvin ve ilçeleri valimizin dediği gibi daha doğru ve daha yerli çözümlerle kakınmanın bir yolunu bulmalıdır. Barajlar bu açıdan Artvin için yeni bir ekonomik kaynak vasıtası olabilir. Organik tarım, hayvancılık, balıkçılık ve bunlara dayalı sanayileşme Artvin insanına kazanç getirip huzurlu bir hayat temin edebilir. Bırakalım Artvin doğal ve kültürel zenginliğini geliştirip büyümeye devam etsin. Bunun olmasına dışarıdakiler olarak bizler ne katkıda bulunabiliriz bunu konuşalım. Bunu tartışalım ve somut çözümler bularak uygulamaya koyalım. Aksi takdirde sitede buluşup hasret giderdiğimiz bu günleri bile mumla arar hale geliriz. Bu vesileyle bütün hemşerilerimize güzel günler diliyorum.

ZAKİR TAŞDEMİR / 02.11.2006

Ben bir Artvinliyim, memleketimi çok sevmeme rağmen işsizlik ve maddi imkanlar yüzünden hayatımı İstanbul (gurbet) da idame ettiriyorum.

01 / 11 / 2006 tarihinde yani bu gün sabah marketten alış veriş yaparken milliyet gazetesinin manşet haberi gözüme ilişti.

Manşette aynen; "Artvin valisi, turist istemediğini belirtti" .... Söz konusu Artvin olunca gazeteyi aldım ve evde haberin tamamını okudum....

TOBB Artvin toplantısında "bölgeyi turizme kazandıralım" diyenlere: Türk kültürünün yaşandığı bir tek yaylalar kaldı, onu da mı turizme açalım?" cevabı olmuş....

Şimdi; işin siyasi boyutu benden ve Artvinlilerden uzak, ama şu bir gerçek ki Türkiye de işsizlik ve ekonomik sıkıntılar yüzünden en çok göçü veren illerin başında Artvin geliyor. Hadi göç edenler bi şekilde hayatlarını idame ettiriyor, peki göç imkanı olmayan iş bulamayıp geri dönen Artvin li, özellikle gençlik ne yapacak? Bir şekilde memlekette yaşamaya devam edecek. Tabii bin bir sefalet ve yokluk içinde.

Zaten Artvin sanayisinin vatandaşa ekmek kapısı açmazken, geçim kaynağı sunamazken birde yeni yeni gelişmeye başlayan doğa, yayla turizmi Artvin’i yöneten bir kişi tarafından engellenmeye çalışılırsa çok büyük bir yanlış olacağını düşünüyorum...

SAYIN VALİM;

Madem yayla turizmi konusunda endişeleriniz var, bizlerde destek olalım ama sizde bize, Artvinliye, gençliğe başka iş imkânları sağlayınız da bizler memleketimiz de sefil, gurbet elde yokluk çekmeyelim.

Artvin de iş imkanı ( öyle yüksek bir gelirde istemem) bulabilseydim o güzellikleri, o doğayı, o buz gibi suları, yaylaları terkedip İstanbul un pis havasını solumazdım en azından....

SAYGILARIMLA
YUSUF TORUN
yusuf.torun@cagdasiletisim.com

Benim işim Şavşat’lılarla olduğu için elbetteki Şavşat ve Şavşat’lı ile ilgili yazı yazacağım.
Bu yazıyı yazmak nereden aklıma geldiği konusunda da bir cümle söyleyerek konumuza geçelim. Bu yazıyı yazmak Savsat.com köşkidekiler içinde tanıdığım varmı diye kişisel bilgilere indiğimde yarıya yakını bir bilgi sunmamış bir bölümü kendisini Şavşat’la ilişkilendirmemiş. Neden diyerek bu konuyu irdelemeye karar verdim.

Önce Savsat Com web ekibinden site ile ilgili bilgi istedim ne kadar üye ne kadar silinen üye ne kadar katkı payı ödeyen veya ödemeyen gibi. Bu bilgilerin ne işime yarayacağını sorarak istediğim bilgilerin cevabını verdiler. Sanıyorum sorularına bu yazı cevap olmuştur. Sevgili Şavşat’lı hemşehrilerim. Sizler kişisel bilgilerinizde Şavşat ile bağınızı niçin yazmaktan çekinirsiniz? Unutkanlık mı? çekingenlik mi? Yoksa küçümseme mi?.

Son ihtimali düşünmediğinizi ümit ederek diğer üyelere açık kişisel bilgilerde kendinizi tanıtmanızı tavsiye ederim.

Üye olmayanlara da sitenin adından başkasını göstermeyecek şekilde dizayn edilmesini beklemek gerekir

Savsat Com ile ilgili birkaç sözüm olacak.

2000 yılında şirket kuruluşu olan bu kurumun altı yılda neler yaptığını siteyi nasıl geliştirdiklerini takip edip incelediğimizde arşiv yönü ile güçlü bir yapıya kavuşmuş görünüyor.

Yapılabilecek daha çok şeyin olduğunu düşünüyorum. Öncelikle üye sayısının artması gerekir. Bunun içinde tavsiye sistemi reklamın özü olmaktadır. Benim bu siteyi öğrenmem tavsiye ile olmuştur.

İkincisi video görüntülerine yer verilmelidir. İnsanları siteye daha iyi bağlayacaktır.

Üçüncüsü insanları siteye çekmek ve sitede tutmak gerekir.

Arşiv yönü güçlü olan sitenin güncel yönü çok zayıftır.

Haber ve haber yorumlar tarihi geçmiş şekli ile ‘hala hatrın kalmasın’ anlayışı ile yer alıyor.

İnsanları sitede tutmanın diğer yolu ise internet üzerinden yayın yapacak radyo projesi olmalıdır.

Ayrımcı olmadan geleneksel kültürümüzün kaybolmaması yönünden savsat com ekibine teşekkür eder biz Şavşatlıların diplerde köşelerde sözlerde oyunlarda yaşayan geleneksel kültürümüzü belgelemede duyarlı olmaya davet ederim. Dedemizin ninemizin anlattığı masal hikaye mani türkü şiir bizler sayesinde geleceğe aktarılabilir. Yazılı olmayan şeyler uçup gider.

Geleneksel kültür ve Şavşat ancak böyle korunabilir...

ilginç

Adnan Kahveci- Eski Maliye Bakanı. Dedi ki;
"Bizim bağımsız olmamız için Amerika ve IMF’den kurtulmamız lazım.."
2 gün sonra trafik kazasında öldü.

Bedri Ince Tahtacı- Saadet partisi Gaziantep milletvekili. Dedi ki;
"Amerika en büyük engeldir bu ülkeye; istediğini başbakan yapar, istediğini
cumhurbaşkanı yapar"
5 gun sonra Antep’e giderken trafik kazasından öldü..!

Turgut Özal- Cumhurbaskani. Dedi ki;
"Musul ve Kerkuk bizimdir alacagiz"
10 gun sonra öldü..!

Eşref Bitlis- Jandarma Komutanı. Dedi ki;
"Amerika’nin Incirlik’ten kalkan uçaklari pkk’ya yardım atıyor"
4 gun sonra -eksi 60 dereceye kadar dayanıklı olan helipkopter ile Siirte
giderken helikopteri dustu ve oldu..! (Kaza nedeni helipkopter motorlarının
buzlanması ! Oysa Siirt’te o esnada hava soguklugu -11 idi)

Recep YazıcıoğIu- Denizli Valisi. Denizli’de kanun çıkardı;
"Artık bundan sonra cafe ve benzeri yerler Ingilizce isim kullanmayacak,
yani cafe değil kahve yazilacak" dedi vee..
1 hafta sonra Ankara’ya giderken trafik kazasında oldu..!

TBMM - 1 mart tezkeresine red oyu verdi. 3 gun sonra
Istanbulun göbeğinde bombalar patladı.

Kac kisi oldü ?

Gönderen
Adnan Kaya

Merhabalar tüm Şavşatlılara,
Sayın Artvin Valimizin Yayla Turizmiyle ilgili görüşlerini okuyanlarınız olmuştur mutlaka. Ben okurken hissettiğim şu; Sayın Valinin yöre insanına ve kültürüne sahip çıkmak istediği söyleminde, aslında Artvin insanını ne kadar az tanıdığını, kültürünü ise pek özümseyemediğini düşündüm nedense. Çünkü tanısaydı, Müslüman-Türk Kültürünün elden gidebileceği endişesini dile getirmezdi.

Bizim insanımız, aile içi paylaşımların, insan ilişkilerinin en güzel, en sade, en yalın, en çıkarsız, en adil ve eşit paylaşımlarıyla bir arada yaşar. Engin sevecenlik ve paylaşma duygularıyla bezenmiş, saygıya dayalı, dil, ırk, din, mezhep kavramlarına takılmadan her kültürden insanı hoşgörüyle karşılayıp, misafirperverliğini esirgemeyen bir toplum kültürü olan yöremiz insanı, beklide dünyaya örnek teşkil edecek bir yaşam felsefesini kültüründe barındırmıştır. Kurnaz, uyanık, üçkağıtçı, bencil, çıkarlarından başka değerleri kaala almayan zihniyetten çook uzaktır. Beraber çalışır, beraber eğlenir, beraber güler, beraber ağlar, düğünlerde beraber halay çekeriz biz. En cahilinin bile özgür iradeye sahip olduğu, insanın insana yaptırım uygulama gereği duymadığı güzel bir memleketin insanlarıyız biz.

Evet, Sayın Valimiz, emin adım atmak, temkinli hareket etmek konusunda haklı olabilir. Güzel bir şeyler yapmak için atılan adımlar sağlam olmazsa yanlış sonuçlar doğurabilir elbette. Endişelerinde haklı olduğu noktalar olabilir mutlaka. Ama bunun araştırmasını, yarar-zarar karşılaştırmasını, analizini yapmadan, telaş ve aceleyle, temkinsizce hareket edilmiş bir beyanda bulunmuş olmuyor mu kendileri de.

Yöre nüfusunu irdelesinler, neden bu coğrafyada genç nüfus yok ta hep yaşlı nüfus kalmış. Buna ve saptanacak değişik etkenlere göre de sorunları belirleyip gelen çözüm önerilerinin ne getirip ne götüreceği masaya yatırılıp, Valimizin deyimiyle “kısa vadede Artvin’de bir şey olmaz”sa da neden uzun vade çalışmaları yapılmış olmasın ki.

Selam ve Saygılarımla.

Baykan YALDUZ arkadaşını okudum ve benimde bu konu ile ilgili söyleceklerim var.

Baykan Bey’in söylediklerine aynen katılıyorum.Bende bir ŞAVŞAT’lı olarak bu olay beni üzüyor.

Her ne kadat o programı izlediysem hep belli ilçeler ve yerler gösteriliyor.

Alında içimden geçenleri açıkca söylemek gerekirse Bayar abinin neden böyle bir ayrımcılık yaptıgını anlamöş değilim, üstelik kendisini tanırm.oldukma mütevazi ve beyefendi biri,hayata ve dünyaya karşı olumlu görüşleri olan kardeşlik ve sevgiden söz eden birini böyle bir yolu tercih etmesi düşündürücü. Başka bir ihtimalde başka grup yada grupların talebi doğrultusunda yapılan bir program gibi geliyor bana. Zaten Karadeniz TV yi izlediğiniz zaman ne kadar yanlı bir yayın yaptıgının farkına varacaksınız ve bu kanalık bu imi kulanmadan yayın yapsaydı keşke. Rize tv yada Trabzon tv gibi. Ayrıca Kanalın kullandığı isim gereği Karadenizi hem Türkiyede hemde dünyada tanıtan bir misyon üstlenmişken neden böyle ayrımcı programlarla yayına devam ettikleri anlaşılır gibi değil.

O kadar izleme rağmen hiçbir zaman karadeniz tanıtan doğru dürüst bir belgesel yada program göremedim.. Devamlı muzik, onlarda müzik denirse, ne oldugu belli olmayan hangi aletdne çıktı anlaşılmayan kafa şişeren muzukler, be bir o kadar da Karadenize yakışmayan sanatçılar.

Aslında bu konular üzerinde söylenecek çok söz var am sanırım onları tartışma yeri değil burası. Bizlere düşen bütün bu olumsuzluklara ve yozlaşmalara rağmen Kültürümüz en iyi şekilde yaşamak ve yaşatmak , yarınlara aktarmak.

Hoşçakalın..

Kocaeli baro başkanlığına hemşerimiz kocabey köyünden ersayın ışık başkan olmuşdur. hayırlı olsun

KARADENİZ TELEVİZYONUNUN YAYINLANDIĞI ARTVİN’İ TANIYALIM PROGRAMINI SUNAN SAYIN HEMŞERİMİZ BAYAR ŞAHİN’NİN TANITTIĞI PROGRAMDA O GÜZELİM ŞAVŞATIMIZI HİÇ TANITIRKEN TANIK OLMADIM HER ZAMAN YA MAÇIĞEL. YA BORÇKA. YA HOPA İLÇELERİMİZ VEYA KÖYLERİMİZ TANITILIYOR. ŞAVŞAT’A YA SIRAMI GELMEDİ YOKSA ARTVİN’İN BİR İLÇESİ DEĞİLMİ! BUNU BİR ŞAVŞATLI OLARAK SORMAK HAKKIMIZ DEĞİLMİ, HERYERİ EŞİT BİR ŞEKİLDE TANITILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM. SAYGILARIMLA...