Artık yeni yılınız kuttlu olsun demiyorum , size iyi dileklerde de bulunmuyorum öyle anli şanlı sözlerde söylemiyorum. Neden? Çünkü bunca yıldır dilimizde ne kadar iyi ve güzel sözcük varsa hepsini kullandık. Hemide her dini bayramde her yeni yılda her mevlitte her cenazede velhasıl her namazda her niyazda kendimiz için çocuklarımız için vatan için millet için ne dualar ettik; ne kadar iyi dileklerde bulunduk. Hemide yüzyıllardır.... Sonuç. Sonuç şu: Yoksul bir halk işsizliğin had safhada olduğu bir halk. Açliğın ve sefalettin kol gezdiği bir ülke. Dünyanın en bozuk gelir dağılımı olan bir ülke. 400 milyar dolara ulaşmış bir borç. Başkasının tasarruflarıyla yaşayan, üretmeyen, üretemeyen bir halk. Gelişmişlik ve çağdaşlık krıterleinin hemen hemen hepsinde dünya sıralamlarının en altında bulunan; buna rağmen istenmeyen ve kötü olan ne varsa dünya sıralamalarında en üstlerde bulunan bir ülke. Okumuyan, görmeyen, görse bile susan konuşmayan, düşünmeyen, aklını kullanmayan; sadece ve sadece itaat eden, sadece inan, biat eden, inançlarının sömürü yapılarak ellerindekini çalanları bile anlamayaacak kadar akıldan yoksun bir halk. Cahil bir halk ve bu cahilliklerini çok iyi kullanıp sefahat sürenlrin kimler olduğunu bilmeyen bir halk... Bu halka hangi iyi dileklerde bulursan bulun boşuna... Daha kaliteli ve daha zengin bir yaşama doğru ilerlememiz gerekirken her geçen gün ortaçağ karanlığına doğru koşar adım ilerliyoruz. Bu nedenledirki; ben sadece dostlarıma sağlıklı uzun ömürler diyorum.

İlkokuldan itibren her pazartesi Türküm çalışkanım.....andımızı söylettiniz. Ne çalışkan bir nesil yetiştirdiniz? Üretmeyen, üretemeyen, cari açığı 50 milyar dolara dayanmış, her şeyini dışardan alan, pazarlarda büyük alışveriş merkezlerinde neye el atsan ithal malı satın almak zorunda kalan bir nesil. Yabancıların tasarruflarını fazla faiz nedeniyle ülkeye soktukları sıcak para ile ekonomisi ayakta kalan bir ülke. Yağma ekonomisi, sadaka ekonomisi ile yönetilen bir ülke. Yoksulluğun sefalettin kol gezdiği bir ülke... Öğretmenler övününüz.yetiştirdiğiiz nesille övününüz. Okumayan düşünmeyen aklını kullanmayan sadece inanan, teba olan,tiyatro nedir bilmeyen sanat nedir anlamayan insana dair iyi olan ne varsa hiçbirşeyden nasibini almamış, sadece ve sadece şükreden ve neye şükrettiğini bile bilmeyen bir nesıl yetiştirdiniz. Övünüüz. Övününüz çünkü: böyle bir nesil yetiştirmeyi nasıl başardınız?Öğle bir nesil yetiştirdinizki cumhuriyete düşman demokrasiyi amaçlarına ulaşmak için kullanan,ülkeyi kurtaran cumhuriyeti kuran ve bu ülke kalkını çağdaş medeniyet seviyesine taşımak için yaptığı devrimleri özümsemeyen,özümsemeden vazgeçtik; devrimleri yok etmek isteyen; O büyük insanı,insanlık tarihinin gördüğü en büyük insan ı hor gören ve hatta zaman zaman ona küfreden bir nesil yetiştirdiniz. Hakikatten bunu nasıl başardıız? Övününüz öğretmenler: Hakikatten aklım almıyor. söylermisiniz? ATATÜRK sevgisini bu nesilin kalbinden nasıl söküp attınız? Fettullahı, Saidi Nursi yi sevmelerini nasıl sağladınız? bunu nasıl becerdiniz? Size bin selam olsun köy enstitüleri ve oralaran yetişen öğretmenler. Aklı kullanmayı, edebiyatı, sanatı ve insan için, insan olmak için insana dair her eyi öğreten öğretmenler sizlere bin selam olsun.