Mesaj-Tahtası Tamer Yalanız
Tüm Mesajlar
Bayram Mesajı
TÜM ILICA KÖYLÜLERİNİN-ŞAVŞATLILARIN
Zenginin Fakirin halinden eniyi anladığı mübarek ramazanda arayıpta soramadığımız ziyaretine gidemediğimiz dostlarımızın, ayrı coğrafyalarda yaşadığımız büyüklerimizin Ramazan bayramını en içten dileklerimle kutlar sağlık ve mutluluklar dilerim
tamer YALANIZ
ILICA KÖYÜ
Zenginin Fakirin halinden eniyi anladığı mübarek ramazanda arayıpta soramadığımız ziyaretine gidemediğimiz dostlarımızın, ayrı coğrafyalarda yaşadığımız büyüklerimizin Ramazan bayramını en içten dileklerimle kutlar sağlık ve mutluluklar dilerim
tamer YALANIZ
ILICA KÖYÜ
Dosluklara Güz Gelmiş
Tüm dostlara merhaba;
Niye böyle yazdın diye soruyorsunuz değilmi. Bu siteyi günlük gazetelerden önce okurum. Çünkü nefes almak istediğimde her köşesini gıdım gıdım karıştırırım izlerim. Siz değerli dostlarımın fikirlerine bakıp bakıp hemen hayallere dalıyorum. Hangisi yanlışki hepsi doğru. Nereden baktığın okadar önemliki neyi görmek istediğin gibi. Anlatılanların tamamı çaresizliğin verdiği
yakınmalardan ibaret. Çeyrek asır önce bu coğrafyada aç susuz yoksul olmasına rağmen birbirini seven sayan sıkıştığında hemen yardımına koşan kendinden önce komşusunu düşünen nice değerler yaşardı. Evlerde yaşam bir karnaval bir curcuna şekinde geçerdi. Aynı kaptan yemek yediğimiz günlerden tutunda bir yere giderken birbirimizin giydiğimiz elbiselerine, aynı öğrenci evini paylaşan öğrencilere, dört hanenin yaylasını tekbir çatı altında toplayan ninelerimize, aynı çatı altında beraber yaşayan ailelere ne oldu? Bir yerde hasta duyulduğu vakit o ev ziyaretciden düğün evine dönerdi. Bir cenaze olsa köylerden köylere gidilir, cuma bir köyde kılınır ikindi bir köyde. İki gün ahmet eminin yerini biçerdik iki gün bizim. Yaylaya gidilecekse bütün komşuların ihtiyaclarıda gönderilirdi. Hiç düşündünüzmü evlerde doğru dürüst kilit yoktu. İnsanlar birbirine o kadar güveniyorduki bir köy de bir mahalle de tek ses çıkardı. Oyapılırdı.Büyükler büyüklüğünü küçükler küçüklüğünü bilirdi. İç içe yaşadığımız bu coğrafyada insanların bilinmeyen öteki yüzü ağırlığını koymaya başladı.
Neydi bunlar
1-sevgi ve saygı ve hoşgörü
2-menfaat ve çıkarlar
3-bencillik
4-fırsat bu fırsat
5-ahlaksızlık
6-makam ve mevki (kendini birşey zannedenlere)
Diğerlerini sizler eklersiniz. Şunu anladım ki eski dostluklara öyle bir güz vurmuşki yeşermesi hayli zaman alacak. Ben hataları kendimde görüyorum .Şapkayı önüme koyupta şöyle bir düşünüyorum.Bu yaşa kadar kime üç kuruşluk faydam oldu kim Allahrazıolsun dedi neredeyse hiç ne yaptıysam o eski günlerde yapılanlar. Peki nasıl olabilirdi?
Bir liderimiz olurdu onu örnek alırdık, onun gittiği yoldan giderdik tökezlemezdik. Ama şimdi anadolunun herbir yanına dağılmışız geçmişe özlem duyarak ah vatan vah vatan diyoruz. Yattığımız yerden çıkarlarımıza ters düşürmeden, ahkam kesiyoruz.Kimimiz iş adamlarına kızıyoruz kimimiz gerçekte birşeyler yapanlardan nem kapıyoruz.gerçekten bu şavşata birşeyler olmuş eski dostlukları aradım Güz vurdu dediler.
Tamer YALANIZ
ILICA KÖYÜ
Niye böyle yazdın diye soruyorsunuz değilmi. Bu siteyi günlük gazetelerden önce okurum. Çünkü nefes almak istediğimde her köşesini gıdım gıdım karıştırırım izlerim. Siz değerli dostlarımın fikirlerine bakıp bakıp hemen hayallere dalıyorum. Hangisi yanlışki hepsi doğru. Nereden baktığın okadar önemliki neyi görmek istediğin gibi. Anlatılanların tamamı çaresizliğin verdiği
yakınmalardan ibaret. Çeyrek asır önce bu coğrafyada aç susuz yoksul olmasına rağmen birbirini seven sayan sıkıştığında hemen yardımına koşan kendinden önce komşusunu düşünen nice değerler yaşardı. Evlerde yaşam bir karnaval bir curcuna şekinde geçerdi. Aynı kaptan yemek yediğimiz günlerden tutunda bir yere giderken birbirimizin giydiğimiz elbiselerine, aynı öğrenci evini paylaşan öğrencilere, dört hanenin yaylasını tekbir çatı altında toplayan ninelerimize, aynı çatı altında beraber yaşayan ailelere ne oldu? Bir yerde hasta duyulduğu vakit o ev ziyaretciden düğün evine dönerdi. Bir cenaze olsa köylerden köylere gidilir, cuma bir köyde kılınır ikindi bir köyde. İki gün ahmet eminin yerini biçerdik iki gün bizim. Yaylaya gidilecekse bütün komşuların ihtiyaclarıda gönderilirdi. Hiç düşündünüzmü evlerde doğru dürüst kilit yoktu. İnsanlar birbirine o kadar güveniyorduki bir köy de bir mahalle de tek ses çıkardı. Oyapılırdı.Büyükler büyüklüğünü küçükler küçüklüğünü bilirdi. İç içe yaşadığımız bu coğrafyada insanların bilinmeyen öteki yüzü ağırlığını koymaya başladı.
Neydi bunlar
1-sevgi ve saygı ve hoşgörü
2-menfaat ve çıkarlar
3-bencillik
4-fırsat bu fırsat
5-ahlaksızlık
6-makam ve mevki (kendini birşey zannedenlere)
Diğerlerini sizler eklersiniz. Şunu anladım ki eski dostluklara öyle bir güz vurmuşki yeşermesi hayli zaman alacak. Ben hataları kendimde görüyorum .Şapkayı önüme koyupta şöyle bir düşünüyorum.Bu yaşa kadar kime üç kuruşluk faydam oldu kim Allahrazıolsun dedi neredeyse hiç ne yaptıysam o eski günlerde yapılanlar. Peki nasıl olabilirdi?
Bir liderimiz olurdu onu örnek alırdık, onun gittiği yoldan giderdik tökezlemezdik. Ama şimdi anadolunun herbir yanına dağılmışız geçmişe özlem duyarak ah vatan vah vatan diyoruz. Yattığımız yerden çıkarlarımıza ters düşürmeden, ahkam kesiyoruz.Kimimiz iş adamlarına kızıyoruz kimimiz gerçekte birşeyler yapanlardan nem kapıyoruz.gerçekten bu şavşata birşeyler olmuş eski dostlukları aradım Güz vurdu dediler.
Tamer YALANIZ
ILICA KÖYÜ
