Pazar günü oynadığımız Kirazlı maçını 1-0 gibi bir skorla kaybetmiş olmaktan büyük bir üzüntü içinde olduğumu belirtmek isterim. Çünkü Meşeli bunu hak etmedi. Daha iyi bir skorla tur atlamamız gereken bir maçı maalesef kaybettik. Kendi içimizde bunun kritikleri mutlaka yapılıp aksayan yönler telafi edilerek seneye aynı hataların tekrarlanmaması sağlanacaktır. Ama favori gösterildiğiniz ve hiç yenilginiz olmadan geldiğiniz bir noktada yenilip elenmek hazmedilmesi zor bir durum. Kirazlı Köyünü ise tebrik etmek istiyorum. Bu maçtan sonra aynı motivasyonla devam ederseniz kupayı kaldıran siz olabilirsiniz. En büyük engeli aştınız. Gevşemezseniz eğer kupa sizin olabilir. Bundan sonra başarılar diliyorum, Kirazlı takımı ve diğer takımlara. Kavgasız gürültüsüz bitireceğinize inanıyorum.
Bütün takımlara kolaylıklar diliyorum.

Sevgili Birol kardeşim; Yazımı tekrar okudum bişey bulamadım demenden haleti-ruhiyeni anladım zaten. Neyse önemli değil. Burda ki gayretin sizi bu organizasyonun içine çekmek olduğunu ve Veliköy ün dışarda kalmış olmasına üzüldüğümüzü anlatmaya çalışmıştım. Nifak tohumları eken bu davranışın derken bu bir uyarıydı. Buna devam etmeniz neticesinde ortaya çıkacak son bu olabilirdi, uyarısıydı. Yoksa böyle yapıyorsunuz demedim. Hep olabilecek ihtimallerden bahsetmem ve uyarmama rağmen itham ediyormuş gibi algıladınız. Bir köyün bu turnuvada olmasını isteyen biri sizi niye itham etsin. Velevki sizin arkadaşınıza sahip çıkmanızı anlamak mümkün, ama "o olmazsa olmaz" yanlış. Yani bir köyü bir kişiye endekslemek doğru bir davranış olarak gelmiyor bana. Ozan kardeşimiz için Şavşat lı değil demedik. Kimsede bunu söylemiyor zaten ama, babasının da nüfus kaydını aldırmış olması oynamasını engelliyor. Aslında herşey basit ve göz önünde, anlaşılmayan bi tarafı da yok zaten bunun.
Keşke Veliköy oynasaydı, ama maalesef oynayamıyor. Ben şahsen üzüldüğümü belirtmek isterim...

Birol Tekin kardeşimiz benim yazmış olduğum yazıya verdiği cevapta ki kötü sözleri öncelikle kendisine iade ediyorum. Yazımı okurken vermek istediğim mesajı algılayamamışsınız. Köyler arasında dostluğu pekiştireceğini söylediğimiz bu turnuvanın daha başlangıcında komitenin oynayabilir şartlarına uymayan bu arkadaşımız üzerindeki ısrarınızın doğru olmadığını, sanki Veliköy e özel bir muamele yapılıyormuş havası verdiğini söylemeye çalışmıştım. Ben Meşeli Köyündenim, ve turnuvada oynuyorum. Geçen senede oynadım bu senede oynayacağım inşaallah. Hazırlanma döneminde verilen emekleri iyi biliyorum. Çünkü bizde veriyoruz bu emekleri. İşte bu noktadan sonra vurgulamaya çalıştığım şu; Size özel bir muamele olmadığını bildiğimiz bu kuralı neden zorluyorsunuz. Bu konuda sadece siz ısrar ediyorsunuz. Bu kural belirlenirken yaklaşık 12 köy temsilcisi o toplantıdaydı, bende ordaydım. Bu konu enine boyuna konuşuldu. Son şekli verilen bu maddenin size uymadığı aşikar. Veliköy gibi bir büyük köyü getirip öyle bir noktada kilitledinizki, komite alınan bu kararı hiçe saymak zorunda kalmak istemiyor, bu belli. Tavizler tavizleri doğuracağı için bu karardan geri dönmek istemiyor. Yoksa kimse Ozan kardeşimin oyunundan korkmuyor. Velevki bu kardeşlik turnuvası. Haddimizi aşıp Veliköy ü karalamaya kalkma demişsin. Birol bey kardeşim; Böyle ucuz kahramanlıklara gerek yok. Veliköy bizim içinde önemli bir yer. Sevdiğimiz bir köy. Dost ve akrabalarımızın olduğu bir belde. Onu niye karalayalım. Birbirimizi sevip saymak dururken böyle basit şeyler için yaralamamız doğru değil. Velevki Şavşat ın en ücra köyü bile olsanız. Bunu heyecanınıza veriyorum. İllada tanımak istiyorsan şöyle tanıtayım; Meşeli den oynayan ak saçlı ve sakallı biri vardı bilmem hatırlarmısın. O benim. İlk maçtaki tatil edilişin nedeni ne olursa olsun böyle bir sonla neticelenmesi bizi hem şaşıtmış hemde üzmüştü. Biz kardeşliğin sloganda değil tatbikattada olmasını istiyorduk. İşte buna üzüldük. Yine belirteyim; Sebep ne olursa olsun. İzledinizmi bilmiyorum ama biz pınarlıyla tur maçında az hasar görmedik ama yine de dostluğumuz kazandı. Çünkü bizler herşeyden öte kardeşiz. Ben Veliköy e laf atmam, o edebi bilirim. Ama Veliköy ü temsil ettiğini söyleyen sizin gibi arkadaşlarada haddini bildirmek gerekiyor demekki.

Geçen sene ilki düzenlenen futbol turnuvasında amaçlanan şeylerin bir nebzede olsa gerçekleştirildiğine inanıyorum. Turnuvaya sonradan dahil olan Veliköy’ün anlamsız bir şekilde kuralları hiçe sayarak oyuncu oynatmasını anlayamadığım gibi çekilmesinide anlayamamıştım. Veliköy’lü arkadaşlarımızın bu sene bu durumu anlayacağını (Şavşat lı olmayan veya olduğu isbatlanamayan bir insanı illada oynatacağım) diye inatlaşmayacağını düşünüyordum ama maalesef yanılmışım. Daha turnuva başlamadan nifak tohumları eken bu çıkışları anlamak mümkün değil. Üstelik kendilerine zaman verilmesine rağmen, bu zaman zarfında komiteyle bile temasa geçmemişler ve bu durumu biz böyle istiyoruz havasına sokmuşlardır. Bu tutumun karşısında duruşlarını bozmamış olan komiteyi de ayrıca tebrik ediyorum. Dışarda bakan birisi için sanki Veliköy’e özel muamele yapılıyormuş gibi hava verilmesinide yadırgıyorum doğrusu.
Aklı selim insanlara bu köyün bir kişiye endekslendiğini, bunun bir keyfiyet olduğunu ve bu keyfiyetten dolayı turnuvadan mahrum kaldığını, ısrarlarının tamamen turnuva kurallarına aykırı olduğunu bilmenizi ister tüm Şavşat lılara saygılarımı sunarım.

Şavşatlı arkadaşlar; Gelin uzun soluklu ama yorulmadan, köyler arası futbol müsabakaları yapalım. Ramazandan sora başlamak üzere. Eskiden Ciritdüzü’nün orda yapılırdıda herkes turnuvayı konuşurdu. İstanbul’da da aynı şey neden olmasın.
Varsa benim gibi düşünenler haydi, destek verinde yapalım.
Kalın sağlıcakla

Sevgili Bülent Bey; Ben müzenin suloban değil Şavşat’ın hiç bir köyünde kurulması taraftarı değilim. Nedenlerinide daha önce yazmıştım. Ki ben Suloban’ı seven bir Dabacurulluyum. Bu doğrultuda özellikle şuranın altını çizmek istiyorum. Köye giden insan zaten o havayı teneffüs ediyor. Müzede sergileyeceğimiz eski eşyalarda hepimizin köydeki evlerinin bir köşesinde zaten var. Ama İstanbul’da olması daha önemli. Çünkü insanlar uzak kaldıkça özlem duyuyor ve o havayı yaşamak istiyor.

Sevgili Kutlu Bey’de bana bu konuda ne yaptığımı soruyor. Şu ana kadar herkes gibi bizde fikrimizi söylüyoruz. Hareket henüz yok. Olgunlaşınca bizede bir görev verilirse seve seve yaparım. Bu işin koordinasyonunu sağlayacak bir merkezinde tayin edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bir arkadaşımızın yazdığı yazıyı okuyunca kafamda bazı fikirler şekillendi. Özellikle İstanbul’da oturan Şavşat’lılar olarak kendi aramızda Futbol Turnuvası yapabiliriz diye düşünüyorum. Hem tanışmış hemde gündemimizi işgal etmesi bakımından faydalı olacağı kanaatindeyim. Bu konuyu ilgili arkadaşların fikirlerine sunuyorum.
Kalın sağlıcakla

Sevgili arkadaşlar uzun zamandır müze işi konuşuluyordu, bende takip ediyordum. Bugün bir arkadaşın müzeyi Pınarlı’ya kuralım yazısını okuyunca düşüncelerimi yazmam icab etti. Sizlerde katılırsınız sanıyorum ki; insanlar köye gidince dost akraba dolaşmaktan ve de varsa biçim yapmaktan insanlar kendilerini alamazken müzeyi nasıl ziyaret etsinler. Ayrıca zaten köy havasını teneffüs ederken kimsenin buna ihtiyaç hissederek ziyaret edeceğini sanmıyorum. Benim teklifim; İstanbuldaki köy derneklerinin kurucu ve başkanlarıyla görüşüp ortak bir yer kararı alıp, onlarında üyelerini haberdar edip bu oluşuma katkıda bulunmalarını sağlayarak müze oluşturulabilir. Köyü dışarda yaşamak güzel. Hemen hemen her insan yılda bir kezde İstanbul’a geldiğine göre en uygun yerde burasıdır.
Hepinize saygılar sunuyorum