Verxunal Mesaj Tahtası Genel Mesajlar
Genel Mesajlar

Özleminizde ki bayramı yaşamanız dileğiyle
Biliyorum, diğer bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da eşe, dosta akrabaya, yara, yarene, sevgiliye ve dahi anaya babaya kınalı koçla süslenmiş bayram tebriki göndereniniz olmadı. Duyar gibiyim onlar çağın gerisinde kaldı dediğinizi. Yada yaşı genç olanların oda ne ki dediğini..
Sevenin çok ise demet demet gelirdi bayram kutlama tebrikleri, selamlı, hal hatır sormalı. Sadece bayram kutlamaz gönderen adeta evde bayram sevinci yaşatırdı yazdığı iki satır özlem ve duasıyla. Seçerdi evde çoluk çocuk gelen kartlardan, manzara resimleri evin duvarlarına pano, kınalı koç resimleri kitap aralarına ayraç, melekli ayetli tebrikler dolap kapaklarına yapıştırılırdı bereketli karınca duası misali.
Sevdiklerin de çoksa sende giderdin postane önünde sergi açmış kartpostalcıya ya da eve yakın kırtasiyeye, seçerdin çeşit çeşit kartlardan, göndereceğin isimleri zikrederek sıra işi. Zarflarını da özenle seçerdin kenarları desenli olanlardan. Seçerken göndereceğin kişinin yakınlık derecesi ve yaşına göreydi ölçüler…
Sadece tebrik kartı seçmekle kalmaz içine yazacağın üç beş klasik cümlenin ötesine geçmek isterdin duyguları ifade ederken. Ya gönderdiğin tebrikle gitmek, ya da sana gelen tebrik kartıyla sevdiklerinin gelmesini hayal ederdin.
Bayram sabahı evden sevgiyle uğurlanırdın, askere gider gibi, camiden çıkışında özlemle beklenirdi, canan bekleyen can gibi. Gerçek bir bayram sevinci olurdu eli öpülesi yaşlılarla gözü öpülesi gençlerin evde kucaklaşmasında. Sonra o tebrik kartlarına konu olan koçlar damdan çıkarılırdı.
Son kez meleşmelerine koklaşmalarına izin verilirdi. Herkeste bir hüzün olurdu kazanılacak sevap paylaşımda bulunulacak fakir fukara düşünüldükçe hüzün dağılırdı. Bıçaklar gösterilmez, işkence edilmez, gözleri bağlanırdı hayvanın. Tekbirler inancın en yoğun yaşandığı anlardır. Tekbirler eşliğinde akıtılır hayvanın kanı ve bir dini sorumluluk yerine getirilmiş olurdu eş dosta, fakir fukaraya dağıtım yapılarak..
Akrabalar dolaşılır, büyükler, hastalar ziyaret edilir, şifalar dilenir dualar alınırdı Bayramlara has kolonyalar şekerler eşliğinde. Ben en çok püsküllü olanları severdim, o zamanlar çikolatalısı olmadığından mıydı ne akide şekerleri pek revaçtaydı.
Cebinde harçlığı olmayanın harçlık veremeyeceği göz önüne alındığında bayramları bayramlık alınmadan evdeki en yeni elbiselerimizle geçirmemiz kaçınılmazdı ve asla isyan sebebi olmamıştır neden bayramlığımız ve bayram harçlığımız yok diye. Yokluğa ve yoksulluğa inat çok mutluydu bayramlarımız.
Sevgiyle ve içten söylenen samimiyet ve güven dolu bayram kutlama sözcükleri ve alnımıza kondurulan dudakların sıcaklığı bize en güzel bayram hediyesi oluyordu.
….
….
Keşke
Bu günlerdeki imkânlarımızla dünlerde ki bayramları yaşayabilsek, yaşatabilsek sevdiklerimize çoluk çocuğumuza.
Sevgili Dostlar
Eğer ki hala okumaya devam ediyorsanız, size sevdiklerinizle, ananızla babanızla, eşinizle çocuğunuzla, sıladakiyle gurbettekiyle, yadına düşen hatıranda yer alan varlığıyla dünyanıza renk katan her kimse onunla, sağlıklı, mutlu bir bayram ve dahi nice bayramlar diliyorum.
Özleminizde kalan bayramları yeniden yaşamanız yaşatmanız dileğiyle.

Selçuk Gümüşe
TÜM VERKUNAL HALKINA SONSUZ HÜRMET VE SELAMLAR
HALİL ŞAHİN

Canım Köylülerim
Bir zamanlar aynı coğrafyayı ve aynı duyguları paylaşırken yaşadığımız mutluluğu özlediğimiz için bu gün de aynı coğrafyayı paylaşmasak da yine aynı duyguları paylaştığımız için bu platformdayız. Eski düyamızı tutmasa bile sanal ortamda da olsa birşeyleri paylaşmanın verdiği mutluluğu yüreğimizde hissettiğimiz için buradayız. Hem bu sitede hem de Şafak kardeşimizin kurduğu www.verhunal.com sitemizde de buluşmayı ve en önemlisi de yaz tatillerinde köyümüzde buluşup bir şeyleri paylaşmayı diliyor, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyorum.

Arayış

Merhaba Hocam

Diplomayı Aldım Şener Hocam

Kim Önce Dönecek Siteye
Konup kalan olmadı
Kimi köye dedi kimi yaylaya
Davet eden kendi gelmedi
Kimi soğan dedi kimi cincar
Kimi şor peynir kimi pancar
Kimi ğozağeme dedi kimi ğımı
Lahana turşusunu seven yemedi
Kimi yol yaptı öküz arabasına
Kimi mektup yazdı babasına
Kimi ağarti dedi şaşort anasına
Terkide emaneti alan olmadı
Kimi dedi çivikte şenlik yapalım
Kimi dedi okula çatı yapalım
Kimi dedi camide saf tutalım
Ezanı duyan değil okuyan gelmedi
Kimi dedi gedağ ağgölünda çimağ
Kimi dedi sayirmede cisvi yağağ
Kimi dedi cinciroptan köya bağırağ
Bileti alan değil arabaya binen gelmedi
Kimi dedi mentek şotti oyniyağ
Kimi dedi yituğ mali ariyağ
Kimi dedi teşti dibi yaliyağ
Pekmezi bilen değil seven gelmedi
Kimi dedi begün çiraya gedağ
Kimi dedi süpürge yoğ kayın kesağ
Öküz muğa düşmüş tosunlar tabağ
Yayan zor dediler atı olan gelmedi
Kimi dedi tavarın yanında köğda yatağ
Kimi dedi kırçta gezağ kara batağ
Kimi dedi taşlıyatağda öküza bağağ
Öküzü olanda olmayanda gelmedi
Kimi zoğ başında tırpan dögdi
Kimi pelenk kimi mögdam oldi
Kimi barbaşında iyhuyi çekti
Magar değil gelin güvey gelmedi
Kimi merek yapti kimi ağo açti
Kimi zulal punğari cancalakla geçti
Kimi cincarlida soğuk su içti
Buraları bilmeyen bilen gelmedi
Kimi çeper dedi kimi çayırda mana
Kimi harmana dayatti dayama
Kimi dedi potin eski pantolon yama
Eskiyi bırak yeniyi alan gelmedi
Kimi şiir yazdı dedi hep özladım
Kimi dedi gugul daştan yar gözledim
Kimi dedi pilekide gevregi közledim
Kokusunu alan, tadan da gelmedi.
Evet beceremedim tarla sürmesini ğariyoz ettim her hakozda, zoğ altı bırağtımTırpan salladığım her çayırda her kolda. bir mağ bedevra çıkaramadım onca tomrukdan körük çekipde bir kazma bile zodlayamadım. sanal ortamda bile bucula değirmeni çevirecek suyu getirecek harğ yapamadım. İmece yapamadım harfana yapamadığım gibi magar bile olamadım toy düğümlerde papağa çıkmak için güneş hayali kurmuştum ay bile olamadım karanlık gecelerde.
Neden başaramadığımı parmakları yumruk yapamadığımı bilmiyorum ama Önceden bu sitede olup ta şimdi olmayanlar..
Serap evlendi artık süles sayfalarına yazıyor: Erhan Samsun’a gitti hanım köylü oldu da bir selam bile gelmez oldu. Baki daha Kütahya’ ya alışamadı. Süleyman düğünden sonra uzman kılıbık diploması için çalışıyor evden çıkmadığı gibi siteyede girmiyor ev işlerinden zaman bulamıyor.
Selçuk Gümüş bir zamanlar alışkanlık yaptı diyordu sitedeki yazılar için ama şimdilerde İstanbulun su ulaşım güvenlik işleri haliyle çook meşgul ancak Tibet zendaba sayfalarına yazıyor.
Metin Abi geç geldi erken protesto etti ve geri gelmiyor Adnanla Eren bir hevesle başladı amca yeğen sonu gelmedi.
Bu siteye yazılanlardan en büyük zararı Selçuk Dülger gördü. Medya gibi susturuldu Turan tarafından. Çok üzüldüm bir tikan gagasının Selçuk’un susturulmasına sebep olmasına. Bir Olgun vardı 46 kişilik arabada 47 numaralı koltuğu alıp ayakta giden. Herhalde gene yolculukta okullarda açıldı ama ortalıkta yok. Birde Salim vardı derdi ki beni araduğuzda haylayın halaylayın gah gah deyin bu kadar alçak gönüllüydü ama oda düzene uydu artık görünmüyor. Karstan yazardı yasemin güzel güzel nağmeler tıpkı Serpilin Ankara’dan yazdığı gibi Resul Abi yazardı Alamanyadan şimdilerde dazlaklar susturmuş onuda Uğur vardı NACİ abiden alıntılar yazardı Selda vardı bu sitede Emrah Erdem vardı daha niceleri geldi geçti Zeynep gibi. Bir Halis vardı Bursada ayaklı gazete bursaya bedel. Ama mahkum taşırken kendi düşmüş mahpus damına ondandır ortalarda görünmemesi.
Daha onlarca kişiydik bu sitede anılar haberler resimler paylaşan. Çok şendik Çok neşeliydik Harfanalar yapıyorduk elele omuz omuza halaylar çekiyordukki
Sonbaharda inmiş yaylalara döndük.
Ben böyle hayal etmemiştim bu sitede yazmaya başlarken..
Siz sevgili dostlar benim için büyük kayıpsınız. Mahkum bıraktınız beni hem anılarınızdan hem anılarımdan
Sizleri seviyorum Bu sayfalarda tekrar buluşuncaya kadar
SEVGİYLE KALIN

Helal Et
O iyi insandı iyi dosttu, iyi komşuydu, yaşlıydı benden ama benim arkadaşımdı. Onca anı yaşamış olay paylaşmış, onca zar atmıştık demli çay içerken kaçak tütün eşliğinde. Ne çamları tomruk edip çirpi çekmiştik odun tezgâhlarında bakımcıdan gizli gizli. Tırpan sallamıştık zoğ zoğ öküz koştuk napızarlarda hakoz hakoz mögdam olduk bahardan karakışa, at sürdük bilbilan yollarında. Bar tutmuştu beni askere uğurlarken düğünümde köyde kutladığım bayramlarda. Köyden ayrılırken de ola babandan degil bizden eksildin ben şimdi okulun ögünden nasıl geçem demişte sıkı sarılmıştı gözyaşları görülmesin diye.
Hiç yüzüne söylemedim ama çook severdim Allah şahidim. Şimdi diyorum cümle alem bilsin deyi Sen çok iyiydin iyi bir dost, bir büyük, bir arkadaş bir yoldaştın seni seviyorduk sevmeye devam edeceğiz. ANCAK o evin önünden yokluğunda geçmek çok zor.
Dilaver Amcama DİLO EMİYE Allahtan rahmet geride kalan eş ve çocuklarına sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Rahat uyu yıldızlar altında mekânın cennet olsun mahşere bırakma haklarını helal et, bizden yana ananın ak sütü gibi helal olsun.

Nur İçinde Yatınız
Biri en bilinmedik hikâyeler anlatırdı televizyonsuz yılarda elektriksiz gecelerimize renk katardı bağdaş kurulmuş meclislerde beş numara lamba ışığında...
Biri yıllarca toplantı var dedi yada haneye bir kişi yayla yolunu yapmaya diye bağırdı yüksek tepelerden alçakta kalan evlere hoparlör niyetine yada elindeki mavzerle sandık bekledi oy kullanırken el alem.. Yıllarca hademelik yaptı kadroludan daha sadık çalışarak köyümün okulunda.
İkiside iyiydi ikiside hayata dair çok şey kattılar geleceğime.
Biri amcamdı Zeko emimdi biri hadememdi Vaho emimdi. İkisine de Allah’tan rahmet geride kalanlarına baş sağlığı diliyorum. Bizden selam olsun Öteki Dünyadakilere eğer bir hakkımız var ise helal olsun. Sizde duyarsanız yıldızlar arasından sesimi haklarınızı helal ediniz. NUR İÇİNDE YATINIZ ZEKO EMİM VAHO EMİM...

DEĞİRMEN ZAMANI
O saplar harman olur tığ savrulurda çıkan külüllü buğdaylar derede yığanır cecimden set oluşturulan hopboda. Gaçgaca karga ecik cücük yemesin diye hasır üstünde kuruyanda beklersin güneşe inat harman yerinde. Got got doldurur da telis çuvalına çuvaldızla diker ağzını asker misali iştima edersin garabanda bereketli geçmişse o yılki rençberlik.
Mögdamlık bitmemişse el aleme inat sürüyorsa yokluğu yoksulluğu sefaleti paylaşma birlikte adımlarsın arabanın koposundan asıla asıla degirmen yolculuğunu. Ağır güzde kurayladır değirmen sırasıda baharda kura yoktur. Çünkü fakir fukara kalmıştır haroda unsuz. Ondandır hatır gönülle yürür baharda değirmencilik.
Haroda unu biten ilk kişi sensen işin biraz zordur. İlk sırayı alırsın değirmen sahibinden ama bakım ister degirmen oda kış uykusundaydı altı ay. Harğı bozulmuştur çağrağı temizleyip topunu yerine yerleştirip şuşuk çürümüşse yenisi yapman lazım. Birde taşına diş verdirmelisin en has ustasına. Ayağını ayarlattırıp döktün mü koda buğdayı arpayı yada lazudi arada bir haroda ögünida aldın mı tamamdır iş. Gece suyunu kesmezsin komşularada sıra gelsin diye. Eşğıya yok terör yok gece gider bakarsın şükrünü yetire yetire Aldım haberini gugullanmış kapı ögündaki söğütler. Çoktan gelmiş tok karında ilk görüşte yendim dediğim karakuşlar. Guggu bile öter olmuş ağolarda. Su bollanmış derede. Ama bizim değirmen sahipsiz ne buğdayı olan var ne lazudu nede sırada komşular. Harğ bozulmuş, bendide sel almış topla birlikte. Adı kalmış değirmenin sahipsiz evler gibi.
Şimdi bir lazut ügüdüpte harşo yapsaydık cadi gevreği birazda şor peynir....

Öğretmenimiz Enver Karagöz
Şavşatın; aydın,yurtsever, sorgulayıcı idealist bir gençliğin yetişmesinin öncüsüydü. Bu nedenledirki acıların en büyüğünü gördü. Şavşat var oldukça O’nun adı her zaman var olacaktır. O bir öğretmendi... hemide ne öğretmen. Anısı önünde sevgiyle, yüreğimin derinliğinde hissettiğim bir saygıyla eğiliyorum. Yıldızlar altında ebediyen rahat uyuyunuz. Yetiştirdiğiniz nesil adınızı asla unutmayacaktır......

Bekliyorum ...

Gümandım
Yeni yeni umutlarım gugullandı. Gugullanıpta filizlendi Metin Abi sayesinde. Anılar yazdı, yazmakla yetinmeyip, yaşanmışları fıkralaştırıp güldürdü en karamsar anlarda. Tanımayanlara tanıttı kahramanlarını, bilmeyenlere anlattı yöresel şiveyle yazdığı anılarını herkes özünü anlasın diye İstanbul Türkçesine dönüştürdü onca telaş hayat kavgası içinde öykülerini. Her bir harfi için kucak dolusu sevgiler teşekkürler.
Varlığımızdan haberimiz vardı ama birbirimizi tanımıyorduk şu site ekranında memleket özleminin ortak noktamız olduğunu anlayıncaya kadar. Sabırsızca yeni anılar bekliyor okumaktan zevk alıyordum ki ara verdi yazmalarına.
Oysa ben pelenk olalım zoru görünce. Elele daha ileriye daha çok kişiye ulaşıp varlığımızı hissettirelim cümle aleme tüm eşi dostu siteye çekerek diyecektim.
Diyecektim ki Mentekte eş seç beni vallahi tıkı alırım citti guguda yerini söylemem tavari ben çevirir suyu çeşmeden ben getiririm. Yeterki sen siteden gitme paylaşıma devam et. Gümanımı boşa çıkarma diyecektim. Ama görünmez oldu epeeyyy zamandır...
GÜMANLARI BOŞA ÇIKARMAZ HERHALDE ONCA YAŞANMIŞIN TANIĞI OLARAK

Bir Bir

Degerli Koylulerim
Ve öyle bir şehir vardı ki yedi tepeli şiir cumhuriyetinin başkenti ilan edilmişti şairlerce. Bu gün o şehirde bayrama, hatırlamaya, o ülkede toprağa,suya, havaya, yaşama, aşka dair tüm güzel şeyler şiirlerde kaldı. Ve hem yeni yıl hemde bayramın ; bu şehre, bu ülkeye barış, sağlık, mutluluk, yaşanılabilir bir dünya getirmesi dilerken.........
Sizler için de yaşamınız boyunca istediğiniz herşeyi yanıbaşınızda bulmanızı temenni ederim.
SELÇUK GÜMÜŞ/İSTANBUL

Tum Site

Uyladim Birazda
Çoğ ğırıç bırağdım kapı ögündaki çişgari galan olurda zırzali kapıyi görüp dönmesin diye bir galan bir daha galmadi ya erindi ya tamağluğ etti kendinde olanı paylaşmakta. Oysa ğapağaptan çığıpta siteyi şenlikladan ne güzel kardeşlerimiz ve ne güzel abilerimiz var gurbet ellerde. Adını bilip kendini görmediğimiz. Bana hal hatır soran bu güzel insanlara teşekkürlerimi saygılarımı sunuyorum.
Sevgiyle saygıyla yaşanacak güzel günlerde buluşmak dileğiyle Metin Abiye ve Lale kardeşimize ayrıca teşekkür ediyor herkes gibi onlarıda sitede görme arzumu yineliyorum.

Merhaba Tum
Lale Gül Subaş Dursun

MERHABA
Öncelikle yaklaşan ve birbiriyle denkleşen yeni yıl ve kurban bayramınızı kutluyorum.Sağlık,mutluluk ve barış dolu günlerle nice yıllar,nice bayramlar diliyorum.
Belki kimsenin umurunda değil ama ben yinede açıklamak zorunda hissediyorum kendimi. Sizlere buradan merhaba demekte bunca geç kalışımın nedenlerini.
Nedenler dediysem sanmayın sayfa, sayfa,madde madde nedenler sıralıyacağımı.Neden tek efendim. "Elektronik özürlülük" Ahabu aletle tam hasb-ı hal olamadım bir türlü. Bir kez öğrendim ya oğlumdan Şavşat com’a girip Verxunal fotoğraflarına bakmasını yetti de arttı bile. Aylarca hemen hemen hergün defalarca girip dolaştım köyümde. Bazan ağlıyarak, bazan da hüzünlenerek.
Geçen gün farkettim ki; foto galeri dışında Mesaj tahtası, Anı, Fıkra, Öykü, Etkinlik gibi sayfaları da var köyümün. Hele bir bunarada bakayım dedim. Baktım...
Bakmaz olaydım. İlk karşıma çıkan mesaj Sevgili Yüksel Dülger’in değerli eşini kaybettiğine dairdi. Sarsıldım. Bu vesileyle Yüksel’e ve çocuklarına baş sağlığı diliyorum. Eminim metanetle karşılamıştır bu acı kaybı. Çünkü bilir Yüksel takdiri ilahiyi de doğanın kanunlarını da. Her ne ise bu kadar erken teclli etmeseydi keşke. Keza ilerleyen sayfalarda öğrendim. Kaybettiğimizi sevgili Sefo bibiyide. Bunun içinde Şakir ağabeyime çocuklarına Xantuşet ten tüm Demiral ve Vexunal dan Çinigil (ALTUN) ailelerine baş sağlığı diliyorum.
Bu iki uğursuz haber dışında bütün okuduklarım sevindirdi, umutlandırdı beni. Köyümün gençleri, köyümün sorularını tartışıyor, sorun tesbit edip, çözüm öneriyorlar. Köyden uzak olsalarda duyarlılar köye karşı. Ne kadar sevindirici ise gençlerin bu duyarlılığı, aynı ölçüde üzücü biz yaşlıların duyarsılığı, aldırışsızlığı. Yoksa hepsi elektronik özürlümü? benim gibi.
İtiraf etmeliyim ki beni ençok sevindiren şeylerden birisi de -diğer gençlerimiz sakın alınganlık göstermesinler- Şener Altun gibi bir cevherle karşılaşmak oldu. Eline, diline, kalemine yüreğine sağlık Şener. Çobanlığı da çok güzel işlemişsin herşey gibi. Eminim senin yazdığın günlerde gündemde olsa idi yazardın. Şimdi gücelleşti onuda ben ekleyivereyim. Çoban olmak bu ülkede erken seçim isteme hakkını da verir insana. Malumya önümüzdeki yıl nisan ayından önce seçimler yapılmalı diyen Cumhur Başkanımıza cevap verirken "daha hayatlarında bir koyun gütmemişler kalkıp erken seçim istiyorlar." diye buyurduya sayın başbakan.
Yani senin deyiminle söyleyelim Şener. "Durumi vaziyeti eyi görmiyersan memleketta derhal erken seçımlar yapılsın diyacaxsın."
Tekrar görüşmek üzere hoşca kalın. 22 ARALIK 2006
METİN GÜMÜŞ

Merhaba Sener

Sevgili Serap
Benden bize geçiş yaptıkları düğün törenlerinde yanlarında olup mutluluklarını paylaşma fırsatı bulamasakta, kendilerine mutluluk sabır paylaşım ve hoşgörü dolu bir yaşam diliyorum. En güzel günler sizlerin olsun. TEBRİKLER

Anneme
Anneme
kanadı kırık bir kuş misali
kaldım sensiz ve yanlız
sanki hiç gitmemişsin gibi yaşamaktayım
ve alışmak bahanesiyle bazen
dalıyorum dünya haline
akşam oluyor senin sesinle uyuyorum
sabah gene aynı ses uyandırıyor beni
ve diyorum kendime annem burda
yanımda sesini duyuyorum annem
yüzünü hayal ediyorum gülüşünü
hiç aklımdan çıkmıyorsun annem
nasılda bir anda bırakıp gittin bizi
seni çok özlüyorum annem
seni çok seviyorum
bütün annelerin ellerinden öpüyorum
yasemin

Verhunal’ın kıymeti
İnsan İstanbul’da yaşayınca daha bir anlıyor Verhunal’ın kıymetini; gurbette yaşıyoruz ve korkarım gurbette öleceğiz. Bütün dostlara saygılar, selamlar...
Garip bir hasret var üzerimde
Tadı acı
Çok oldu ayrılalı baba ocağından
Ardımdan ağlamaz ne ana ne bacı...

Ben Yüksel Dülgerin kızı Yasemin
Ben Yüksel Dülgerin kızı Yasemin bizleri unutmadığınız için çok teşekkür ediyorum acımızı bizimle paylaştığınız için teşekkür ediyorum allah hepinizden razı olsun.
